İş yerinde öğle ve ikindi namazlarını kılamayan birine; (Bu konuda hadis var, nafileler farzlara eklenir. Akşam işten eve gelince; sekiz rekat nafile kılarsın, böylece farz borcunu ödersin) demişler. Halbuki namazı, zaruretsiz kazaya bırakmak haramdır. Hemen tövbe etmek ve kaza borçlarını ödemek farzdır. Milyon rekat nafile namaz, iki rekat farzın yerine geçmez. (Namaz, zekât ve başka farzlardaki noksanlık, nafilelerle tamamlanır) hadis-i şerifini İbni Abidin hazretleri şöyle açıklıyor: (İmam-ı Beyhekî, “Bu hadis-i şerif, yapılmış olan farzlar içindeki sünnetler noksan kalırsa, nafilelerin bunları tamamlayacağını bildirmektedir. Yoksa yapılmamış farzların yerine nafileler geçmez” dedi. Demek ki nafileler; terkedilmiş olan farzları değil, noksan olarak kılınan farzlardaki kusurları tamamlar.) [R. Muhtar]
Nafile kılmak, farzdaki kusurları tamamlamak için emredildi. (Namazı eksik olanın, o namazın üzerine, tamamlanıncaya kadar, nafile namazları eklenir) hadis-i şerifi; nafilelerin, farzlardaki kusurları tamamlayacağını bildirmektedir. (Tahtâvî)
Farz namazın önemi büyüktür. Allahü teâlâ, (Farz namaz hesabının altından kalkan, kurtulur. Öteki hesaplarını kolaylaştırırım) buyuruyor. (Umdet-ül İslâm)
Peygamber efendimiz de; (Kıyamette, önce namazdan sorulur. Namaz doğru kılındı ise, kurtulur, namaz bozuksa perişan olur.) buyurdu. (Hâkim)
Öğle ve ikindi kaza edilmeden; bin rekat nafile kılınsa, öğle veya ikindinin 4 rekat farzı yerine geçmez. Milyonlarla sadaka, bir lira zekât borcunu ödeyemez.
Farzlara önem verip, tembellikle yapmayanın imanı gitmez. Fakat, bir farzı yapmayan müslüman, iki büyük günaha girer. Birincisi, o farzın vaktini ibadetsiz geçirmek, yani farzı geciktirmek günahıdır. Bunun affolması için tövbe etmek, yani pişman olmak gerekir. İkincisi, bu farzı terk etmek günahıdır. Bu büyük günahın affolması için, bu farzı hemen kaza etmek gerekir. Kazayı geciktirmek de, ayrıca büyük günah olur. Kaza geciktikçe; günahlar katlanarak artar, sayılamayacak kadar çoğalır. Hadis-i şerifte, (Bir farz namazı özürsüz kılmayan, seksen hukbe cehennemde kalacaktır) buyuruluyor. Bu büyük günahların altından kurtulabilmek için, namazları bir an önce kaza etmek gerekir. (Tergib-üs salât)
İbni Nüceym hazretleri buyuruyor ki: (Farz namazları kazaya bırakmak büyük günahtır. Kaza etmeye gücü varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir günah daha işlemiş olur. (Kebair ve segair)
Yine bazı kimseler; (Kuşluk, tehiyyet-ül mescid, evvabin, tesbih namazı gibi nafile namazları kılmak, kaza namazı kılmaktan iyi olduğu için; kaza namazı kılmak yerine, bu nafileleri kılmak gerekir) diyorlar. Halbuki, nafileler hiçbir zaman farzın yerine geçmez. Bir kimse farzları, vacipleri kılsa fakat ömründe hiç nafile kılmasa; nafile kılmadığı için sorumlu bile olmaz. Daha önemlisini yapmak için sünnet bile terk edilir. Mesela sabah camiye gelen; imam teşehhüdde ise, sünneti kılmadan imama uyar. Daha sonra da sünneti kılmaz. Kamet okunduktan sonra sünnete durulmaz. Peygamber efendimiz (Kamet okunurken, o farzdan başka namaz kılınmaz) buyurunca, “Sabahın sünneti de mi kılınmaz) dediler. (Evet, sabahın sünneti de kılınmaz) buyurdu. (İ. Adiy)
Cemaat ile namaz kılınırken, sünnete başlamak mekruhtur. Mekruh işlememek için, sabahın sünneti bile terk edilir. Vakit daralınca ilk sünneti kılmak, farzın kazaya kalmasına sebep olursa; bu sünneti kılmak haram olur. (Hadika, İmdad)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder