Okçu Yi ve On Güneş: Sunuş
Okçu Yi söylencesi ile Çin yaratılış söylencesi çok yakından ilişkilidir ve yaratılış söylencesinin giriş bölümü bu söylence için de geçerlidir.
Yaratılış söylencesinde Ana Tanrıça Nugua'nın dünyadaki düzeni yeniden kurması gibi, bu doğa söylencesinde de Okçu Yi bir düzen kurar. Çevreyi yok eden güneşleri öldürür. Bütün diğer kahramanlar gibi, Yi de hem insani hem de tanrısal özelliklere sahiptir. Sıradan insanların, kontrolleri dışındaki güçlerden dünyayı koruyabilme hünerini gösterir.
Şang Hanedanı (MÖ 1500-1000) döneminde insanların on tane güneşin var olduğuna inandığı sanılmaktadır. Daha sonra insanlar kral ile güneşi birleştirmişlerdir. İnanışa göre, nasıl yalnızca bir kral onları yönetiyorsa, yalnızca bir tek güneş vardı. Bazıları ise on güneşin, hanedanının çöküşünün bir belirtisi olarak gökyüzünde belireceğine inanıyorlardı.
Okçu Yi ve On Güneş
Bir zamanlar dünya gençti ve gökyüzünde bir değil on tane güneş geziniyordu. Onların anası, doğunun tanrısı olan Di Jun'un karısıydı. Kadın, bu on çocuğunu dünyanın doğu bölümünün en uzak ucunda yer alan Tang Vadisi'nde bir sıcak su havuzunda yıkıyordu. Güneşler, kuşlar gibi büyük bir dut ağacında dinlenirdi, çünkü bu güneşlerin Özleri kuştu. Dokuz güneş, ağacın alt dallarında tünerken, her gün bir başka güneş en üst dalda otururdu.
Şafağın sabah ışığına yol göstermesinin zamanı geldiğinde, en üstte oturan güneş, arabasının içinde göklerdeki yolculuğuna çıkardı. Bu araba bazen atlar, bazen de ejderhalar tarafından çekilirdi. Bir haftada on gün vardı ve haftanın her günü farklı bir güneş gökyüzünden geçerdi.
Bu on güneş, birbirine çok benzediğinden ve her gün yalnızca bir tanesi gökyüzünden geçtiğinden, yeryüzündeki insanlar birden fazla güneşin olduğunu bilmiyorlardı, O sıralarda insanlar ve hayvanlar komşu ve arkadaş gibi bir arada yaşarlardı. Hayvanlar yavrularını, insanların onlara bir zarar vermesinden korkmaksızın yuvalarında bırakırlardı. Çiftçiler hayvanların çalacağından korkmadan ekinlerini tarlalarda bırakırlardı. Bir insan yanlışlıkla bir yılana bassa, yılan onu ısırmazdı. Bir çocuk oynarken bir leoparın veya kaplanın kuyruğunu çekse saldırıya uğrayıp öldürülmezdi. O zamanlar bolluk zamanıydı, herkese yeterinden fazla yiyecek düşüyordu. İnsanlar ve hayvanlar birbirleri hakkında iyi niyetler besleyip, birbirlerinin mülklerine saygı gösteriyorlardı.
Ancak bir gün, güneşler tek tek dolaşmak yerine, göklerden hep birlikte geçmenin eğlenceli olacağına karar verdiler. Böylece şafak vakti geldiğinde on güneş arabaya atlayıp gökyüzüne doğru yola çıktılar. Onların yakıcı ışığı dünyayı kavurdu. Ormanlar ateş aldı ve pek çok hayvanı da öldürerek küle döndürdü. Alevlerden kurtulmuş olanlar, insanların arasına daldılar ve çaresizlik ve hırçınlık İçinde yemek aramaya başladılar.
Nehirler, hatta denizler kurudu, bütün balıklar öldü ve su canavarları yeryüzüne çıkıp yiyecek çalmaya başladılar. Pek çok insan ve hayvan susuzluktan öldü. Ekinler ve bahçeler kurudu, insanların ve evcil hayvanların yiyecek kaynakları tümüyle tükendi. Bazı insanlar evlerinden ayrılınca güneşin ısısıyla alev aldılar ve yanarak öldüler. Diğerleri vahşi hayvanlara yem oldular, çünkü artık başka bir yiyecek kaynağı kalmamıştı.
İnsanlar, imparatorları Yao'ya kendilerine yardım etmesi için yalvardılar. Yao da evreni kurtarabilecek tek kişi olan büyük okçu Yi'nin yardımını istedi. Okçu Yi, Batı'nın Kraliçe Anası'na kendisine ölümsüzlük iksirini vermesi için yalvarmış ve karısı geri kalanını çalmadan önce birazını içebilmişti. İmparator, Yi'nin dokuz güneşi oklarıyla vurmasını ve uygarlığı yok olmaktan kurtarmasını emretti.
Okçu Yi iyi nişan aldı. Tek tek oklarını attı ve her biri hedeflerine ulaştı. Dokuz güneş saplanan oklara dayanamadılar ve teker teker öldüler. Her birinin tüyleri yeryüzüne döküldü ve teker teker ışıkları söndü. Yeryüzü giderek daha da karardı, ama sonunda bir tek güneşin ışığıyla aydınlandı. Her yerde insanlar gökyüzüne baktılar ve olanları coşkuyla izlediler. Artık yeniden başlayabilirlerdi.
Donna Rosenberg'in Dünya Mitolojisi adlı kitabından alıntılanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder