TEMİR HAN
Demir tanrısı. Demir madenlerini, demirci ocaklarını ve demircileri korur. Erlik Han'ın oğludur. "Sokor" (tek gözlü) olarak anılır. "Akacak kanı yok, çıkacak canı yok'' şeklinde tanımlanır. Yağrını (kürek kemiği) demirdendir. Yuvarlak saç örgüsü vardır. Demircilik sanatını insanlara Temür Han öğretmiş ve ilk demircileri yeryüzüne insanlara hizmet etsin diye göndermiştir. Türk halk kültüründe geçmiş çağlarda demir kutlu kabul edilen bir metaldir. Pek çok Türk topluluğunda ant içilirken kılıcı yanlamasına önlerine koyarlar ve "Gök girsin kızıl çıksın" derler. Bu ifade "gök renkli kılıç sözünde durmayanın kanına bulansın" şeklinde anlaşılabilecek bir mana içerir. Demirin gökten indirilmiş bir metal olduğuna inanılır. Türk Mitolojisi'nde altın kapılı, gümüş pencereli demir çatılı evlere sıklıkla rastlanır. Bazen de evin kendisi demir olarak betimlenir. Demire verilen önemin bir sonucu olarak demircilik mesleği de, özellikle ateşi kullanmaları ve çok eski devirlerde herkesin yapamayacağı bir iş olması nedeniyle son derece saygın hatta gizemli bir iş olarak algılanmıştır. Demircilerin araçları kutlu sayılır ve bunların her birinin koruyucu ruhu (iyesi) bulunur. Demirci ocağında yakılan mas (meşe) ağacı da kutlu kabul edilir. Ak Demirci ve Kara Demirci denen iki türleri bulunur. Ak Demirciler iyi ruhların yardımını alırlar ve doğudaki iyilik veren tanrıya bağlıdırlar, Kara Demirciler ise kötü ruhların yardımını alırlar ve batıdaki kötülük veren tanrıya bağlıdır. Biraz daha özelleşmiş bir mesleğin İcracısı olarak kayarçdar (nalbantlar) eskiden Türk halk kültürü içerisinde önemli bir yer tuttukları gibi halk öykülerinde, masallarda ve efsanelerde de sıklıkla rastlanan figürlerdir.
TONGA HAN
Efsanevi bir Türk kağanıdır. Yanında iki tane tongayla (leopar) betimlenir. Bazı kaynaklarda Saka (İskit) hükümdarı olduğu söylense de gerçekten yaşamış tarihi bir kişilik olduğu tartışmalı bir konudur. "Alpar/Alper" sıfatıyla tanımlanır. "Tonga/Tunga" sözcüğü aslında leopar cinsinden yırtıcı bir hayvanın adıdır. Bir yiğitlik simgesi olarak Alplere verilen bir unvandır ve Tonga'yı çağrıştırdığı için saçlarını uzatırlar. Ayrıca savaşçılığı simgeleyen aslan, kaplan, pars, tonga gibi yırtıcı hayvanların postlarını giyerler. Yırtıcı hayvanların hükümranlık sembolü olarak kullanılmalarının en özgün örneklerinden birisini ortaya koyar.
TOPRAK ANA
Toprak tanrıçası. Göğün üçüncü katında oturur. Kudu, güçlü bir kadındır ve evrenin ruhudur. Evi sekiz köşelidir. Bitip tükenmeyen bir yaşam gücü bulunur. İnsanlara iyilik yapmak istediğinde bol tahıl verir. Doğum, ölüm, yaşam, cinsellik gibi kavramlar hep onunla ilgili olarak görülür. Eski Türk inancında Toprak Ana'ya beyaz tavuk kurban edildiği bilinmektedir ve kesilen hayvanın özellikle başı toprağa gömülür. Bazen de balık, koyun veya öküz kurban olarak verilirdi. "Anavatan" (Anayurt) kavramı Toprak Ana ile bağlantılıdır. Vatan insanları doğuran ve onları besleyen bir Ana gibi algılanmaktadır. Söylencelerde bahsi geçen mezarda doğma motifi de yine bu tanrıça ile bağlantılıdır. Bazı masallardaysa zayıf ve çelimsiz çocuklar ana babaları tarafından toprağa gömüldükten sonra orada güçlenir ve üç gün sonra bir yiğit olarak dışarıya çıkarlar. Toprak Ana kimi zaman "Doğa Ana" veya "Ana Tanrıça" kavramlarıyla özdeşleşerek yaratıcı gücü simgeler. Bereketin ve doğurganlığın tanrıçası olarak görülür.
TOPRAK ATA
Toprak tanrısı. Besleyici, barındırıcı ve yaşam vericidir. Göğün üçüncü katında oturur. Bazı Türk uluslarında "Atayurt" kavramı kullanılmaktadır ve vatan insanı koruyan, ona soyunu veren bir baba olarak algılanmaktadır.
TOYBADIM
Yeraltı nehri. Açgözlülük ve hırs ırmağıdır. İnsanın gözü doymazlığını simgeler. Gözyaşlarından oluşan bu ırmağın üzerinde at kılından yapılmış bir köprü vardır. İçerisindeyse su ejderleri yaşar ve kaçmak isteyen ruhları yakalayarak tekrar yeraltına gönderir. Dokuz hırsı simgeleyen dokuz yeraltı akarsuyunun kavuşarak Toybadım ırmağı'na dönüştüğü yerde yeraltı tanrısı Erlik Han'ın demir sarayı bulunur.
TÖZ/TÖS
Totem. Bir topluluğu simgeleyen hayvanın ruhu veya koruyucu gücü. Ayrıca bu hayvanın sembolize edilmiş heykeli veya ikonu. Örneğin "Aba Tös" bazı Türk boylarında “Ayı Ruhu" manasına gelir ve aynı zamanda ayı dişlerinden yapılan ve koruyucu olduğuna inanılan bir nesneyi ifade eder. Çadırın veya evin içinde bulunan herkesi koruduğu düşünülür (Aba sözcüğü aynı zamanda "Ata" ya da "Ana" demektir bir genellemeyle “Ata Ruh-u" veya “Ana Ruh-u" manaları da taşır). Gerçekten birçok Türk boyu ayıdan türediğine inanır. Her oymağı koruyan bir hayvan vardır ve soyun ulu atası sayılan bir varlığı sembolize eder. Bu varlıkların ruhlarının ezelden beri var olduğuna inanılır. Kimi zaman dağlar bile töz olarak kabul edilir. "Gul iyesi"yle (hayvan ruhu) bağlantılı bir kavramdır. Tözler ikiye ayrılır:
1. Aruğ (Arı) Töz: İyi ruhların temsil edildiği tözler.
2. Karuğ (Kara) Töz: Kötü ruhların temsil edildiği tözler.
Bahattin Uslu’nun Türk Mitolojisi adlı kitabından alıntılanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder