Evrenin Yaratılışı, Yok Olması ve Yeniden Doğuşu: Sunuş
Hindu dini çok sayıda farklı dinsel bakış açısını bağlaştırdığı gibi, pek çok farklı yaratılış söylencesini de kabul eder. Güneşle ilişkilendirilen Vişnu ve fırtınayla ilişkilendirilen Rudra, Hindulardan Önce de vardır; Hindular Vişnu'ya birinci derecede önem vererek Rudra'yı onun yıkıcı yönünün temsilcisi haline getirmiştir, Aşağıdaki söylence büyük olasılıkla MS 300 ve 500 yılları arasında yazılmıştır ve tümüyle Hindulara ait ayırt edici öğeler içerir, öncelikle, yeniden doğuş düşüncesi bir Hindu kavramıdır. Hindu yaratılış söylencesi, Vişnu'yu üç biçimde ortaya koyar; dünyadaki yaşamın yaratıcısı Brahma olarak; dünyadaki yaşamın koruyucusu Vişnu olarak ve dünyadaki yaşamın yok edicisi Şiva-Rudra olarak. Söylence, Vişnu'nun nasıl sık sık dünyaya indiğini, tanrıları ve ölümlüleri kötü varlıklara (şeytanlar) karşı korumak için İnsan kahraman olarak nasıl yeniden dünyaya geldiğini açıklar.
Her insanın, toplumdaki yeri tarafından belirlenen adaletli davranış kalıbı olan dharmasına uygun olarak yaşama görevi de bir Hindu yaklaşımıdır. Vişnu, dharmayı uygarlığı korumanın bir yöntemi olarak öne sürer; o olmazsa toplum çözülür, savaş gelir ve uygarlık kendi kendini yok eder.
Son olarak, zamanın ve yaşamın sonsuz döngüsel doğası da bir Hindu kavramıdır. Yaratılış, başı ve sonu olmayan bir döngünün parçası olarak bir yeniden yaratılıştır. Evren, doğumdan olgunluğa ve ölüme tekrar tekrar durmadan ilerler. Dünyadaki yaşamın dört aşaması tekrar tekrar, ideal altın çağdan karanlık çağa ve tekrar altın çağa ilerler. Vişnu evrenin tekrar tekrar yaratılıştan dağılmaya doğru olan döngüsünü yönetir.
Böylece Hindu düşüncesinde, tüm görünürdeki farklılıkların temelinde bir birlik örüntüsü vardır. Vişnu yaratır, korur ve yıkar. Adı ve rolü değişir, fakat büyük tanrı aynı kalır. Altın çağ kaçınılmaz olarak karanlık çağa ve o da tekrar altın çağa dönüşecektir.
Yunanların dört çağı gibi Hint çağlarıda, toplumun ahlak parçalanmasını ortaya koyar ve insanların birbirlerine karşı bencil ve adaletsiz davranışları yüzünden nasıl kendilerine acı getirdiklerini gösterir. Her seferinde çağlar daha da kötüleşir. Son çağ her zaman zulüm, acı, keder ve gereksiz ölüm zamanıdır ve her zaman okuyucunun yaşadığı çağ budur.
Evrenin Yaratılışı, Yok Olması ve Yeniden Doğuşu
Dünya sonsuz tekrar eden döngülerde yaratılır, yok edilir ve tekrar yaratılır. Sürekli olarak her biri 4.430.000 yıl süren bir Maha Yuga'dan (Büyük çağ) diğerine devinir. Her Maha Yuga, her biri daha önceki çağdan daha kısa süren ve ahlaksal olarak daha kötü olan dört daha kısa yuga dizisinden oluşur.
Her Maha Yuga'nın başlangıcı bir erdem ve ahlaki yetkinlik çağı, dünyada parlak ve altın bir çağ olan Krita Yuga'dır. Büyük tanrı Vişnu; Brahma, yani büyükbaba ve dünyanın yaratıcısı biçiminde başkanlık eden tanrıdır ve dharma (ideal, dürüst davranış ve moral görev), dört ayağı üzerinde düzenli ve güvenceli bir biçimde yürümektedir. Krita Yuga 1.728.000 yıl sürer. Bu dönem boyunca insanların, ister dağda ister denizde yaşasınlar, insanların barınma gereksinimleri yoktur. Nimet veren ağaçlar onlara bol yiyecek, giysi ve süs eşyası sağlar. Herkes iyi olarak doğar ve mutlu, doygun, bencil olmayan güzel bir yaşam sürer. İnsanlar kendilerini en yüksek erdem olan düşünmeye adar ve yaşamlarını dharmaya sadık olarak sürdürürler. İnsanlar zorunluluk yerine dharmanın keyfiyle yaşarlar ve acı çekmezler.
Her Maha Yuga'daki ikinci çağ, Treta Yuga'dır. Treta üç anlamına gelir ve dharmanın, şimdi daha düzensiz olarak, dört ayağından üçü üzerinde yürüdüğüne işaret eder. Erdem ve tinsel mükemmellik hâlâ vardır, ancak dörtte bir oranında azalmıştır. Çağın süresi de, benzer biçimde dörtte bir azalmıştır. Göksel ışığın efendisi ve dünyadaki yaşamın koruyucusu Vişnu baş tanrıdır. Şimdi insanlar kendilerini en yüce erdem saydıkları bilgi edinmeye adamışlardır.
Treta Yuga'da nimet veren ağaçlar, açgözlü insanlar onları özel mülkleri yapmaya çalışıncaya değin herkese bolca yiyecek ve giyecek sağlar. Daha sonra bu Özel ağaçlar yok olur ve dünyadaki yaşam ilk kez güçleşir. Yoğun yağmurlar nehirleri oluşturur, toprak ve suyun karışması sonucu birçok yeni tür ağacın büyümesi için toprağı verimli hale getirir. Yeni ağaçlar meyve vermekle ve insanlara yararlı olmakla birlikte, bunlar nimet veren ağaç olmak yerine sıradan ağaçlardır. Bu nedenle halk, yiyecek ve giyecek sağlamak için çok çalışmak zorundadır. Yağmur ve iklimdeki şiddetli değişiklikler nedeniyle, barınmak için evler inşa etmek zorundadırlar.
Treta Yuga'da halk daha tutkulu ve açgözlüdür. Artık ellerindekiyle mutlu değildirler. Doyumsuzluk, hınç ve kızgınlık, kalplerindeki doyum, barış ve kanaatkârlığın yerini alır. Komşularının mülküne göz dikerler. Güçlü olanlar, daha çok yiyeceğe ve zenginliğe sahip olmak için zayıfların topraklarına el koyarlar. Birçok erkek başkalarının karılarını alır.
Her Maha Yuga'daki üçüncü çağ, Dvapara Yuga olarak adlandırılır. Dva iki anlamına gelir ve sonsuz dharma, şimdi iyi ve kötü arasında güvenilmez ve değişken bir denge yaratarak dört ayağından ikisi üzerinde düzensiz olarak yalpalar. Erdem ve ahlaki mükemmellik hâlâ vardır; ancak bunlar Krita Yuga'da olduklarının yansına inmişlerdir. Aynı şekilde, bu çağın süresi Krita Yuga'nınkinin yarısıdır. Dünyadaki yaşamın koruyucusu Vişnu, hâlâ baş tanrıdır ve insanlar kendilerini, en yüce erdem olarak kabul ettikleri kurban olmaya adamışlardır.
Dvapara Yuga'da hastalık, acı ve ölüm herkesin varlığının bir parçasıdır; halk daha tutkulu ve açgözlü olur ve savaşa her yerde rastlanır. İnsan davranışlarını dharmaya yöneltme yolunda dinsel öğretiler geliştirilir, ancak ahlaki gerileme süreci devam eder.
Her Maga Yuga'daki dördüncü çağ, Kali Yuga'dır. Kali kavga ve savaş anlamına gelir ve karanlık çağdır. Dharma dört ayağından sadece birisi üzerinde kendini sürükler ve erdem pek bulunmaz. Bu çağ, altın Krita Yuga'nın dörtte biri uzunluğundadır. Büyük tanrı Vişnu, dünyadaki yaşamın yıkıcısı olan Şiva-Rudra biçimini almıştır ve yine baş tanrıdır.
Kali Yuga'da insanlar ahlaki erdem yerine, sahip oldukları para ve mal miktarına göre toplum içinde yerlerini alırlar. Erdem derecesi sadece maddi refahla ölçülür. Evlilikte koca ve karıyı birbirine sadece cinsel tutku bağlar. Halk, art arda gelen yalanlar sayesinde yaşamda başarılı olur ve tek eğlence kaynakları cinselliktir. Sürekli olarak açlık, hastalık ve ölüm korkusuyla yaşarlar.
Kali Yuga'da sadece yoksullar dürüsttürler ve kalan tek erdem iyilikseverliktir. Açgözlü kralların baskısından kaçmak için az sayıda insan ıssız dağ vadilerine çekilir. Kendilerine ağaç kabukları ve yapraklarından kaba örgülü elbiseler yaparlar ve yabani meyveler ve yenebilecek ağaç kökleri toplayarak yaşarlar. Sert iklim ve ilkel yaşama koşulları onları öldürücü hastalıklara kurban eder. Yirmi üç yaşına varan biri çok yaşlı sayılır.
Şiva-Rudra Olarak Vişnu, Dünyadaki Yaşamın Yıkıcısı
Dünya yaşamında bir yıla karşılık gelen 1000 Maha Yuga (Büyük Çağ) sonunda büyük tanrı Vişnu, Şiva-Rudra'ya dönüşecek ve dünyadaki tüm yaşamı yok edecektir. Bir gece, dünyadaki yaşamda bir günlük bir süreç başlatacaktır. Önce güneş ışınlarına girecek ve dünya yüzeyindeki tüm suyu buharlaştıracak, ısıyı artırmak için yüz yıl boyunca güneş ışınlarını yoğunlaştıracaktır. Her üç dünya, gökyüzü, yeryüzü ve yeraltı, bu korkunç sıcakta kavrulacak, büyük kuraklık ve kavurucu ateş bomboş bir çöl yaratacaktır. Kıtlık evrende kol gezecek, yüz yıllık süre sona erdiğinde hiçbir canlı varlık kalmayacaktır.
Ateşler üç dünyadaki tüm yaşamı tükettiklerinde, Şiva-Rudra, yani Vişnu'nun yıkıcı biçimi, korkunç fırtına bulutları püskürtecektir. Yüreklere korku salan gök gürültüsü ve yıldırımların eşlik ettiği bulutlar, güneşi gizleyerek ve dünyayı karanlığa boğarak yeryüzünün çevresinde dolaşacaktır. Yüzyıl boyunca gündüz ve gece, dünyadaki her şey yıkıcı sellerin derin suları altında yok oluncaya değin bir yağmur tufanı sürecek; ateş ve seller yaşamla birlikte tüm diğer tanrıları da yok edeceği için, korkunç tufan yanında sadece büyük tanrı Vişnu varlığını sürdürecektir.
Büyük tufan tüm yaşamı yok etmeye başladığında, büyük bir altın yumurta ortaya çıkacak; bu yumurta tufan öncesi dünyada var olan tüm hayat biçimlerinin tohumlarını taşıyacak; dünya sulara gömülürken, bu yumurta sınırsız okyanusun suları üzerinde güvenlik içinde yüzecektir.
Okyanus üç dünyayı tümüyle kapladığında, Vişnu kurutucu bir rüzgâr püskürtecek; yüzyıl boyunca bu rüzgâr, fırtına bulutlarını dağıtarak dünya çevresinde dolanacak; 1000 Maha Yuga'nın kalanında, dünya yaşamındaki bir gecede, Vişnu uyuyacak ve dünya da uyuyacaktır.
Brahma Olarak Vişnu, Dünyadaki Yaşamın Yaratıcısı
Uzun 1000 Maha Yuga gecesinin sonunda Vişnu uyanacaktır. Göbeğinde muhteşem bir lotus çiçeği çıkacak ve Vişnu, dünyadaki yaşamın yaratıcısı olan yaratıcı Brahma biçiminde bu çiçekten çıkacaktır. Lotus üç dünyanın temeli olacaktır. Brahma, çiçekten çıktığında onun üzerinde dinlenecek; sellerin tüm hayatı öldürdüğünü kavrayan Brahma, yeniden doğuş sürecini harekete geçirmek için yumurtayı kırarak açacaktır. Böylece Vişnu, tanrı Brahma olarak dünyanın yaşamında yeni bir günü, yeni bir 1000 Maha Yuga zamanını müjdeleyecektir.
Üç dünyanın imgesi tüm tanrılar, şeytanlar ve insanlarla tamamlanmış olarak Brahma'da bulunmaktadır. Yaratıcı Brahma önce su, ateş, hava, rüzgâr ve dünyayı üzerinde dağlar ve ağaçlarla birlikte ortaya çıkaracak; daha sonra evreni örgütlemenin bir yolu olarak zamanı ortaya çıkaracaktır.
Hemen sonra Brahma, tanrılar, kötü ruhlar ve insanları yaratma üstünde yoğunlaşacaktır, önce butlarından kötü ruhları ortaya çıkaracaktır; daha sonra, vücudundan sıyrılarak tanrıların düşmanlarına ait olan ve gece dediğimiz karanlığı yaratacaktır. Brahma ikinci bir vücut alarak, yüzünden tanrıları yaratacak, bu vücudu da terk ederek tanrılara ait olan, gündüz olarak adlandırdığımız ışığı yaratacaktır. Brahma'nın yoğunlaşma gücü, art arda gelen vücutlardan insanları ve Rahşasaları, yılanları ve kuşları ortaya çıkaracaktır. Daha sonra Brahma, ağzından keçileri, göğsünden kuzuları, midesinden inekleri, kollarından ve ayaklarından antilopları, buffaloları, develeri, eşekleri, filleri ve diğer hayvanları, ayaklarından atları ve vücudundaki kıllardan bitkisel yaşamı oluşturacaktır.
Böylece büyük tanrı Vişnu, sonsuza kadar üç biçim içinde var olur. Birincisi, dünyanın büyükbabası ve yaratıcısı Brahma'dır. Daha sonra dünyadaki hayatın koruyucusu Vişnu'ya dönüşür. Vişnu olarak bir uygar davranış yasası olan dharma ile insanları korur ve insanlara yardım için sık sık dünyaya inerek ve insan biçiminde doğarak onları en büyük düşmanlarından korur. Sonuncusu, dünyadaki hayatın yıkıcısı olan Şiva-Rudra'dır.
Donna Rosenberg'in Dünya Mitolojisi adlı kitabından alıntılanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder