18. yüzyılda Rusya Avrupa'da önemli bir güç olarak ortaya çıktı. Önceki 200 yıl boyunca Rusya Moskova'daki küçük bir prenslikten çıkıp 12.000 kilometrekarelik bir imparatorluk haline gelmişti. Sınırları Baltık Denizi'nden Pasifik Okyanusu' na kadar uzanıyordu.
Rusya sınırları oldukça genişlemiş olmasına rağmen halen izole bir güçtü. Avrupa'nın diğer ülkelerine oranla gelişmemişti. Ülkeyi, 1682- 1696 yılları arasında üvey kardeşi V. ivan'la birlikte ve daha sonra 1725 yılına kadar tek başına yöneten I. Peter ("Büyük Peter" olarak da bilinir) ülkeyi Batılı bir imparatorluk haline getirebilmek için çeşitli dönüşümler yapmaya çalıştı. Neva Nehri yakınlarındaki bataklıklar kurutularak St. Petersburg (Peter'in Batı'ya açılan penceresi) kuruldu. Böylece büyük bir Baltık limanı inşa edilmiş oluyordu. Çar eski yönetim sistemini Batı'ya paralel bir biçimde değiştirdi. Eğitimi destekledi ve kiliseyi yeniden yapılandırdı. Yönetici sınıflar arasında uzun kaftanları, uzun saç ve sakalları yasakladı.
Peter ordusunu modernleştirmiş ve ilk Rus donanmasını kurmuştu. isveç'e karşı Büyük Kuzey Savaşı'nı başlattı. isveç, Otuz Yı1 Savaşları'nda Gustavus Adolphus'un başarıları ile Kuzey Avrupa'nın en büyük gücü haline gelmişti. 1721 yılında Rusya'nın kazandığı zafer Peter'e Baltık'a açılma imkanı sundu. Estonya , Litvanya ve Finlandiya'nın bir bölümünü ilhak etti (1710 yılında Osmanlı imparatorluğu'na karşı elde ettiği başarılar daha azdı. 1697 yılında Karadeniz 'de ele geçirdiği limanlara geri dönmek zorunda kalmıştı).
1725 yılında Büyük Peter'in ölümünün ardından, Rusya'nın toprakları ve etkisi gelişmeye devam etti. imparatoriçe I. Elizabeth ve Büyük Katerina dönemlerinde Rusya Polonya'ya hakim oldu. Osmanlı Türklerine karşı bir dizi başarı elde etti. 1815 yılında Napolyon'un nihai yenilgisinin ardından Rusya ve Avusturya kıta Avrupası'nın önde gelen güçleri olarak ortaya çıktılar.
Alıntıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder