Kapgan'ın Tahta Geçmesi
692 yılında Gök - Türk devleti tahtına oturan Kapgan Kağan, II. Gök - Türk devletinin kurucusu Kutlug (Îlteriş)'un ölümünden sonra hükümdar olmuştur. Üzerine devraldığı hızla büyümekte olan devleti ağabeyi gibi, onun bıraktığı yerden başlayarak, her yönden geliştirmeye devam etmiştir.
552 yılında kurulan I. Gök - Türk Devleti 582'de Doğu ve Batı olmak üzere iki kısma ayrılmıştı. 630 yılında her iki devlet de Çin hakimiyetine girdi. Yaklaşık elli yıl Çin nüfuzunda yaşadıktan sonra Kutlug ve yardımcısı Tonyukuk liderliğinde başlayan istiklal hareketi, kısa bir süre içerisinde yeni tesis edilen devleti güçlendirmeye, Çin esaretindeki Türk boylarını kurtarmaya dağınık Türk boylarını bir araya getirmeye çalıştı. Zaferlerle dolu olan kağanlığı 692'de ölümüyle son buldu. Kendi oğullarının yaşı küçük olduğu için yerine Çin kaynaklarında adından korkuyla bahsedilecek olan kardeşi Kapgan geçti.
Kapgan Kagan'ın hükümdarlığı iki yüz yıl süren Gök-Türk Devleti tarihi içinde 24 yıl gibi uzun sayılabilecek bir kağanlık süresinin teşkil etmektedir. Faaliyetlerinin ölümünden 18-20 yıl sonra dikilecek olan Orhun Yazıtlarında gayet açık şekilde anlatılmış olması, onun döneminin şöhretini Türk tarihi açısından daha da artırmaktadır . Bu devre ait bütün tarihi kaynaklara bakıldığında ortaya çıkan gerçek şudur: Kapgan en çok zafer kazanan, Çin'i en fazla korkutan, o devirde yaşayan bütün Türk topluluklarını hemen hemen idaresi altına alan, devletini çağının en kuvvetlisi yapan kağandır. Bu da incelemeye çalıştığımız Kapgan devrinde Gök - Türk devletinin önemini göstermektedir.
692 yılında Kutluğun ölümüyle boşalan Gök-Türk kağanlık tahtına Kapgan geçti. Onun Çin kaynaklarında mevcut biyografilerinde kağanlığı zorla ele geçirdiği kaydedilmiştir. Orhun Yazıtlarına göre ise durum farklıdır. Yaşı küçük olan Bilge ve Kül Tegin'in yerine töreye uygun olarak tahta geçtiği bildirilmektedir. Aynca diğer Çin kaynağı Kapgan'ın zorla değil, sadece kendisini kağan ilan ettiği bildirilmiştir. Gök- Türk tarihi boyunca birkaç defa hükümdar öldüğünde yerine mutlaka oğullarından birinin değil, siyasi iktidar gücüne sahip olanın bir başka ifade ile kuta malik olanın kağan olduğu görülmektedir. Yaşları küçük olan Bilge ve Kül Tegin'in yerine Kapgan'ın kağan olması son derece tabii karşılanmalıdır. Ayrıca KTD,16'da ve BKD,14'ıe töre gereğine amcam tahta oturdu denmektedir. Kapgan tahta oturur oturmaz yaptığı ilk iş ağabeyi adına Kağanın balbalını dikmek oldu.
Kapgan'ın Politikasının Esasları
Kapgan tahta oturduktan sonra, yukarıda belirttiğimiz gibi devleti her yönden geliştirme politikası izlemeye başladı. 693 yılının 12. ayında Çin'in Ling eyaletine saldırıp, yağmalar yaptı. Kendisine karşı koymaya çalışan Çinli general Li To-tsu'yu yendi. Bu arada eline geçirdiği Çinli asker ve memurların çoğunu öldürdü. Gök - Türk ülkesinin doğu bölümünde bu olaylar cereyan ederken, batı tarafında Tibetliler ile müttefik olarak Çin'e saldıran Gök - Türk A - shih-na Suei-tsu, Çin kumandanı Wang Hsiao-chie tarafından 694 yılının 2. ayında mağlup edildi. Diğer taraftan Suei-ye (Tokmak) şehri kumandanı Han Ssu-chung, on bin kişilik ordusuyla Çin'e akın yapan Ni-shu Erkin'i yendi.
Kapgan idaresindeki Gök - Türk kuvvetlerinin Ling eyaletini ele geçirip yağma etmeleri üzerine, Çin'deki Tang hanedanının imparatoriçesi Wu, aslen Pai-ma manastırı rahibi olan Hsie Huai-i'yi 18 generalin üzerine başkumandan tayin ederek, Gök - Türklere karşı birlikle savaşmalarım emretti. Bu generalin tayin olduğu bölge konusunda Çin kaynaklannda ihtilaf vardır. Ling eyaletinin Shuo-fang yakınında olması sebebiyle HTS 215A (s. 6045)'deki açıklamayı daha doğru buluyoruz. Diğer kaynaklarda verilen isimleri ise, bölgenin değişik garnizon adları şeklinde izah etmenin daha doğru olacağı kanaatindeyiz. 694 yılının 2. ayında vuku bulan bu tayinden sonra, aynı yılın üçüncü ayında harekete geçen Hsie Huai-i, çıktığı seferde Gök-Türk süvarilerinin sadece bir kısımıyla karşılaştı. Her halde savaşmaya cesaret edememiş olmalıdır ki; esas kuvvetlere rastlayamadığı bahanesiyle geri döndü. Öte taraftan HTS 215A'daki Kapgan'ın biyografisinden Çinlilerin bu sırada Gök - Türklere karşı çok uzun bir savunma hattı meydana getirdikleri anlaşılmaktadır.
Bu harekattan bir netice alamayan Tang hanedanının imparatoriçesi, aynı yıl Wang Hsiao-chie'yi "Shuo-fang bölgesi harekat ordusu baş kumandanı" tayin etti. Bu kumandanın görevi Gök-Türklere karşı savunma hazırlıkları yaptırtmaktı. Böylece az önce bahsettiğimiz Çinli general Hsie Huai-i'nin çekingenliği sebebiyle yerine adı geçen general tayin ediliyordu.
695 yılında meydana gelen bir diğer olay da, Kapgan'ın Çin'e elçi göndererek, dostluk münasebetleri tesis etmek istemesidir. Söz konusu olay Gök-Türk-Çin münasebetlerine yepyeni bir boyut kazandıracaktır. Kesin tarihini sadece TCTC 205'ten öğrenebildiğimiz Gök-Türk kağanının, bu ani barış teklifinden memnun olan Çin imparatoriçesi, bunu ifade edebilmek için ona "Sol Muhafızları Büyük Generalliği" ve "Ülkeye Dönen Dük" gibi bazı Çin unvanlarını takdim etti. Ayrıca 5 bin top ipek sundu.
Çin'in Baskı Altına Alınması
Bu tarihten sonra hadiseler Kapgan'ın, Çin'deki Tang hanedanı karşısında durumunu daha da kuvvetlendirecek şekilde gelişti. Çin'in kuzey-doğusundaki Moğol asıllı Ch'i-tan'lar, tabi oldukları Tang hanedanına karşı isyan ettiler. 696 yılında (5. ay) aslen Ch'i-tan'ların reisi olup, Çin adına Sung-mo bölgesinde askeri valilik yapan Li Chin-chung ile Kui-ch'eng bölgesi askeri valiliği yapan Sun wan-lao, Ying ilçesine saldırdılar. Askeri barakaları yakıp, yıktılar. Vali Chao Wen-kuei'i öldürdüler. Bu isyanı bastırmakta güçlük çeken Çin ordusu aciz kalınca vaziyeti çok yakından takip eden Kapgan devreye girdi. Çin için fedakarlık yaparak, Ch'i-tan'ları sindireceğini, ancak karşılığında bazı isteklerinin olduğunu İmparatoriçeye bildirdi.
Onun Çin'den istekleri gerçekten bir hükümdarın gütmesi gereken devlet politikası açısından çok mühimdir . Gök - Türk devletinin bağımsızlığının olmadığı ve devletin Çin hakimiyeti altına düşmüş olduğu devrede (630-680) Çin'e göç etmiş olan kendi milletine mensup Türk boylarını geri almak istiyordu. Sıkışık durumda olan Çin imparatoriçesi, Sol İhtişamlı Muhafız Alayları Generali Yen Chih-wei'i Kapgan Kagan'a göndererek, onu "İyi Reform Yapan Kağan" unvanını verip, isteklerini kabul ettiğini bildirdi. Gök - Türk kağanının isteğinin Çinliler tarafından kabul edilmesi ve bunun kaynaklara yansıması Çin'in ne kadar zor durumda olduğunu göstermekledir. Bu aynı zamanda Orta Asya'da Kapgan Kagan'ın prestijinin artmasına sebep oldu.
696 yılı eylülünde Liang eyaletine saldıran Gök - Türklerden bir grup, önce buranın askeri valisi Hsü Ch'in-ming'i esir aldılar. Bu vali ordusunu teftiş ettiği sırada şehrin (kale) yakınına aniden pusu kuran Gök-Türkler tarafından yakalanmıştı.
Bu arada Kapgan Kağan, Çin ile anlaşıp, Yenisey bölgesini işgal etmekte olan Kırgızların üzerine yürüdü. Çin kaynaklarında bulunmayan bu bilgiyi sadece Tonyukukün yazıtında görmekleyiz. Kapgan ve Tonyukuk idaresi altındaki Gök - Türk ordusu kar sökerek, ağaç dallarına tutunarak, bazan atları yedeğe alarak yolsuz vadilerden Kögmen dağını aşıp, Yenisey kaynaklarında Anı Irmağı kıyısında Kırgızları bastırdı. Han'ı öldürülen Kırgız ülkesi teslim alındı8 5 Sıra üçlü ittifakın son halkası olan On Oklara (Sarı Türgİş) gelmişti.
Fakat, tam bu sırada Kapgan'ın hatununu ölümü, onun geri dönmesine yol açtı. Çünkü hatunu için yas törenine katılması gerekiyordu.
Yukarıda da söylediğimiz gibi, Ch'i-tan isyanının bastırılmasından ve Çin'deki Türk boylarının geri dönmesinden sonra, Kapgan Kagan'ın şöhreti ve gücü daha da artmıştı. Bu arada İmparatoriçe Wu, kağana özel İlteriş Büyük Ch'an-yü ve Milli Davasında Başarılı Kağan unvanlarını takdim ettiğini bildirmek için elçi gönderildi. Bu unvanın Kapgan'a verildiği haberi daha Kapgan'a bildirilmeden ve elçilik heyeti onun yanına ulaşmadan, 697 senesinin ilk aylarında Kapgan, Çin'in Ling ve Sheng gibi eyaletlerine saldırdı.
Bu mevkileri muhafaza etmekle görevli Çin sınır generallerinin hepsi yenildi. Ahali yağmalanmış, bir çoğu öldürülmüş, üstelik P'ing ordusu kumandan yardımcısı An Tao-mai mağlup olmuştu.
Tang hanedanının imparatoriçesi tahtı ele geçirişinden sonra devletin önemli mevkilerine kendi aile fertlerini getirmeye çalışıyor, asıl imparatorluk ailesi olan Li'leri uzaklaştırmak için çaba sarfediyordu. Bunda da epey başarılı olmuştu ki; gerçek hanedandan sadece iki çocuk kalmıştı. Bu durum Kapgan Kağan tarafından dikkatle takip edildiğinden kısa zaman içinde Türkler ile Çin arasında büyük mücadelelere yol açacaktı. Tabii ki, Kapgan kendi ülkesi ve milleti menfaatine bir şeyler kazanmayı tasarlıyordu.
Söz konusu fırsatı değerlendirmek için Türk hükümdarı 698 yılında (5. ay) Çin'e elçi göndererek, kızının bir Tang prensiyle evlendirilmesi yolu ile akrabalık kurmayı ve müteffik olmayı teklif etti. Kapgan evlilik teklifinin yanında çok önemli isteklerde bulunmuştu . Onun asıl arzusu Cök - Türk devletinin fetret devrinden sonra Çin'in eline geçen ve onlar tarafından valilik haline getirilen (Ch'an-yü-tou-hu-fu) topraklan tekrar devletine bağlamaktı. Üstelik Gök-Türk devletinin sınırları içinde yüz elli yıldan fazla yaşayan Soğdları da geri istiyordu. Diğer taraftan Feng, Sheng, Hsia, Shuo, Ling ve Tai gibi altı eyalette yaşayan Türk boylarını da talep ediyordu. Hatta ekin tarlaları için 100 bin ölçek darı, 3 bin takım tarım aleti ve birkaç on bin chin demir de istemişti.
Kapgan Kaganın Çin'den istekleri ve Çinlilerin, buna karşı aldıkları tavrı, Çinli elçi Tien Kuei-tao'nun biyografisinde bulabilmekteyiz. Yen Chih-wei'in biyografisinde de epey malumat vardır; ancak Tien Kuei-tao'nun raporları daha zengin ve önemlidir . Kapgan'ın istekleri Çin sarayında uzun uzun müzakere edildi. Neticede İmparatoriçe Wu ve baş vezir Li Ch'iao söz konusu isteklerin yerine getirilmesinin Çin açısından mümkün olamayacağına karar verdiler. Bunu kağana bildirmek için Harem Ziyaretleri Müdürü unvanlı Tien Kuei-tao elçi olarak Gök - Türk ülkesine gönderildi. İsteklerinin reddedildiğini öğrenen kağan çok kızarak, elçiye ağır hareketlerde bulundu ve arkasından öldürmek için onu tutukladı. Fakat, bu sırada Gök - Türk devlet adamlarından Tonyukuk (A-shih-te Yüan - chen) elçiyi öldürmenin Gök - Türk - Çin münasebeüeri açısından iyi olmayacağını söylelerek, onu bu fikrinden vazgeçirdi. Hadisenin bu şekilde neticelenmesinden telaşa kapılan Çinli devlet adamları Yao Shou ve Yang Tsai-ssu evliliğin yerine getirilmesini, tohumluk darı, demir ve tarım aletlerinin gönderilmesini imparatoriçeye tavsiye ettiler.
Kapgan'ın istediği Gök - Türk ve Soğdlu aileler kuzeye geri gönderildi. Öte yandan tarım aletleri, demir ve tohumluk darı da yollanması üzerine Çin elçisi Tien Kuei-tao geri dönmek üzere serbest bırakıldı. Sadece bu elçinin biyografisinde olan bir kayda göre dönüşü sırasında ona merasim yapılmıştı. Kapgan'ın kızıyla evlenecek kişi olarak da İmparatoriçenin ailesinden bîri olan Wu Yen-hsiou seçildi. Daha önce Gök-Türk ülkesine giden, tercübeli Yen Chih - wei de adı geçen prense yardım etmek için vazifelendirildi. Bu vazifeye tayin edilmesinden dolayı Yen Chih-wei'e "Ayin Bakan Yardımcılığı" rütbesi tevcih edilmişti (698 yılı 7. ay). Heyete askeri vazifeli olarak P'ei Huai-ku da ilave edildi.
Kapgan'ın kızını gelin almak için yola çıkan Çinli heyet, Karakum (Hei-sha)'da bulunan güney Gök - Türk merkezine vardı. Çinli heyet Kapgan'ın huzuruna çıktığında, kağan onlara "Benim kızımın Göğün oğlu Li sülalesinden birisi ile evleneceği şüpheli, şimdi sen buraya Wu ailesinden birisi ile geldin. Göğün oğlu olup olmadığı belli değildir. Biz eskiden beri Li ailesiyle müttefikiz, şimdi duyuyorum ki; Göğün oğlunun (esas Çin imparatorunun) soyu yok olmak üzere, sadece iki oğlu var, Ben şimdi askerlerimle üzerinize yürüyerek genç olanı tahta geçireceğim" dedi.
Sonra prens Wu Yen-hsio ve yanına gelmiş olanları tutukladı. Refakat gayesi ile gelmiş olan Ayinler Bakan Yardımcısı Yen Chih-wei'i Çin Kagan'ı ilan etti.
Çin'e Karşı Düzenlenen Yeni Akınlar
Daha sonra ilan ettiği Çin kaganıyla beraber, maiyyetine yüz bin kişi alan Kapgan, Çin kaynaklarının tabiri ile aniden Çin'e saldırdı (698 yılı 7. ay). İlk önce hücum ettiği yerler Ching-nan, P'ing-ti ve Ch'ing vs. ordularının mevzilenmiş olduğu bölgelerdi. Bu arada Ching-nan ordusu kumandanı Mu - jung Hsüan-tse yanındaki beş bin askerle Gök-Türklere teslim olmak zorunda kalmıştı. Bunu takiben Kapgan, Kuei ve Tan eyaletlerini de yağma etti.
Bu Gök - Türk hücumlarına karşı, Çİn İmparatoriçesi yeni önemler almak zorunda kaldı; imparatorluk ailesi işlerine bakan memur Wu Chung-kuei, "Tien-ping orta ordusu kumandanı", sağ ihtişamlı muhafız alayları generali Sha-t'o Chung-i'yi Tien - ping doğu ordusu kumandanı olarak tayin edip, 300 bin askerle Gök - Türk ordusuyla savaşmak üzere yola çıkardı. Sağ muhafızları büyük generali Yen Ching-jung, Tien - ping batı ordusunu 150 bin kişi ile idare etmekle görevlendirilmişti. Fakat, yine de neticede 100 bin kişilik Gök - Türk ordusuna, 450 bin kişi ile karşı koymaya çalışan Çin ordusu başarılı olmadı. Çünkü Kapgan, ordusuyla beraber tekrar Heng-you bölgesinden girip, Wei eyaletine saldırdı. Fei-hu ilçesini yerle bir ettikten sonra Ting eyaletine girdi. Bu eyaletin valisi Sun Yen-kao'yu öldürdü . Evleri barakları yakıp, yıktılar. Neticede bölgedeki köyler bomboş kalmıştı.
İlerleyen Gök - Türk ordusu karşısında hiçbir şey yapamayan İmparatoriçe Wu, Kapgan'ı yok etmek için başka yollara baş vurmaya başladı. Bundan dolayı Kapgan'ı Öldürene prens unvanı vereceğini ilan edip, onun unvanını da Başı Kesik Çor (Chan-ch'o) olarak değiştirdiğini bir fermanla açıkladı. Bilindiği gibi daha önce Kapgan, Çinliler tarafından Mo-ch'o (Beg Çor) diye anılıyordu. Hücumlarına bütün hızıyla devam eden Kapgan, Chao eyaletini kuşatarak, baskı altına aldı. Buranın vali yardımcısı Tang Po-jo, kalenin etrafını çevirerek müdafaa etmeye çalıştı ise de Gök - Türkler kalenin içine girerek vali yardımcısı Kao Juei'i öldürdüler. Tang Po-jo, Gök - Türklere teslim olmak zorunda kaldı. Arkasından Hsiang eyaletine giren Kapgan, burayı da yağma etti.
Çin içlerine doğru Gök - Türk akınları bütün şiddetiyle devam ederken artık imparatoriçeyi Tang hükümdarı olarak tanımayan Kapgan, Yen Chih-wei ile beraber Gök - Türk ülkesine gelmiş bulunan Çinli memurlara rütbelerine göre üçüncü ve beşinci derecelere ait Çin unvanları ile bu derecelerdeki Çinli memurların giydiği elbiseleri verip, Çin'e geri gönderdi . Gayesi, Çin'e hakim olduğunu göstermekti. Ancak, İmparatoriçe bu elbiselere el koyup, memuriyet derecelerini de geçerli saymadı. Bu arada Kapgan, Çin imparatoriçesine bir mektup göndererek, şu sebepleri ileri sürerek onu: Tohumluk olarak gönderilen darılar aslında pişmişti; hediye olarak verilen altının ve gümüşün ayarı çok düşük idi; yukarıda da söylediğimiz gibi Çinli elçilere verilen elbiselere el konulmuştu, nihayet kızı bir hanedan prensi ile değil de İmparatoriçenin ailesinden biri ile evlendirilmeye kalkışılmıştı şeklindeki ifadelerle suçladı. İşte, bu sebeplerden dolayı yeniden Çin'e saldıracağını ve Ho - pei bölgesini ele geçireceğini ilan etti. Bu arada Yen Chih-wei'in Gök - Türk ülkesine gelişi sırasında ona askerleriyle refakat etmiş olan Çinli general P'ei Huai-ku'ya vezirlik teklif etli ise kabul ettiremedi. Bunun üzerine onu hapse attırarak öldürmeye karar verdi. Fakat, adı geçen general gizlice kaçarak, Çin'e geri döndü.
Çin'de Veliaht Değişikliği
Gittikçe artan Gök - Türk baskı ve akınları neticesinde şaşkına dönen İmparatoriçe Wu, daha evvel pasif vazifeye tayin ettiği Tang hanedanına mensup şehzade Chung Tsungü merkeze çağırarak, ona aktif bir vazife tevcih etti. Bu vazife Sarı Irmağın kuzeyinin baş kumandanlığı idi . Bir bakıma Kapgan Kağan, bu vesile ile Tang hanedanlığının bir başka ifade ile Çin tarihinin en parlak hanedanının yok olmasını Önlemiş oluyordu. Daha sonra iş başına geçecek olan Tang şehzadeleri yaklaşık iki yüz yıl daha imparatorluğu yöneteceklerdir.
Her yönüyle çok hızlı gelişen Gök - Türk akınlarını, sözde veliaht da durduramadı. Çin'de gelişen bu olayı çok yakından takip eden Kapgan, daha yeni Çin ordusu daha hareket etmeden Chao ve Ting eyaletlerinin her tarafını yağma edip kadın-erkek 80-90 bin kişiyi ele geçirdi. Sonra Wu-huei-tao denilen askeri bölgeyi de geçerek geri döndü . Çin kaynakları bu olayı anlatırken Kapgan'ın "neticede başarılı olmadığını ifade etmektedir". Fakat, yukarıda da açıkça görüldüğü gibi asıl hedefine ulaşan Kapgan, hemen hemen bütün kuzey Çin'i istila etmişti. Üstelik generaller Sha-t'o Chung-i ve takviye orduları kumandanı Li To-su, Gök - Türklere karşı savaşmak üzere görevlendirildilerse de gerekli cesarete sahip olmadıklarından Kapgan'ın karşısına çıkmaktan çekinmişlerdi.
Sadece Ti Jen-chie, bu sırada geri dönmekte olan Gök - Türk ordularını 100 bin askerle takibe çıkmış, yine kaynakların ifadesine göre hiçbir netice elde edemeden geri dönmüştü .
Yukarıda görüldüğü gibi Tang hanedanlığına bağlı ardı ardına büyük darbeler indiren Kapgan, kuvvetini ve şöhretini çok fazla artırmıştı. HTS , Kapgan'ın gücünü tarif ederken, artık I. Gök - Türk devletininki kadar olduğunu bildirmektedir. Devletin toprakları doğudan batıya 10 bin ti (5670 km.) emrindeki askerin mevcudu 400 bin idi. Bu arada Gök - Türklere sığınmış olan Yen Chilı-wei, Kapgan'ın serbest bırakmasıyla Çin'e geri döndü. Fakat, kendisini affetmeyen İmparatoiçe Wu, onu ve bütün ailesini Öldürerek cezalandırdı (689 yılı 10. Ay).
Kapgan'ın Yeni Bir İdarî Teşkilatlanma Yapması
Artık, Orta Asya'nın en kuvvetli hükümdarı seviyesine yükselen Kapgan, Gök - Türk ülkesi içinde bazı idari değişikliler yapma yoluna gitti. Bu devletin hızla gelişip, büyümesinin ortaya çıkardığı bir netice idi. 16 yıl önce İlteriş Kutlug liderliğinde, Çin esaretinden kurtulan Gök-Türk devleti kısa zaman içerisinde bir cihan devletine dönüşmüştü . İşte, ortaya çıkan bu yeni durum karşısında Kapgan Kağan, kardeşi Tu-hsi-fu'yıı Sol Kanat (doğu) Şad'ı, ağabeyi Kütlüğün oğlu Bilge (Mo-chü)'yi de Sağ Kanat Şad'ı tayin etti. Ayrıca kendi oğlunu her iki taraftaki şadın üzerine "Küçük Kağan" unvanıyla vazifelendirdi. (Diğer adı Bögü, Çince Fu-chü). Böylece kendisi kağanlar kağanı pozisyonuna yükselmiş oluyordu. Küçük Kağan, aynı zanamda Chü - mi - k'un gibi 10 kabile (On Ok) lerin reisi de olmuştu. Öte taraftan Çincesi To - hsi (Geniş Batı) olan bir başka unvana da sahip idi (699 yılı).
Batı Yönünde Askerî Harekât
Gök - Türk Devleti'nin en büyük düşmanı olan Çine karşı doğuda zaferleri devam ederken, batıda isyan eden Türgişlere karşı da seferlere girişildi. Küçük Kağan (İnel, Bögü), Bilge Şad ve Tonyukuk idaresi altındaki Gök - Türk ordusu Altay Dağlarının aştı, Cungarya (Yarış ovası)'ya vardıktan sonra Bolçu (Urungu gölünün güney-batı kıyısında Türgişleri ağır bir bozguna uğrattı. Bolçu zaferi neticesinde Türgişlerin bütün Nu-shih-pi ve To-lu kabileleri yani Balkaş, İli, Isık Göl ve Talaş bölgelerindeki Türkler, Kapgan'ın hakimiyetini tekrar tanıdılar. Daha sonra Gök - Türkler akınları Maveraünnehir (Kengü Tarban), Otrar şehri, Arış Irmağı civarlarına ulaştı.
Bu arada Bilge, 700 yılında Tangut'lar üzerine sefer düzenlemiş ve çocuklarını, kadınlarını at sürülerini, bütün mallarını ele geçirmişti.
Yeniden Çin'e Yöneliş
Lung-you bölgesine akın yapıp, 10 binden fazla at ele geçiren Kapgan Kağan ülkesine geri döndü. Bu saldırılar karşısında Çinliler yeni tedbirlere baş vurmak zorunda kaldılar. İleri gelen devlet adamlarından Wei Yüan - chung (Orhun Yazıtlarında Ong Tutuk ), Ling-wu bölgesi harekat ordusu kumandanı ve An-pei bölgesi büyük genel askeri valisi Hsiang Wan-tan da, Tien - ping bölgesi birinci komutanı olarak bütün Çin ordularını idare etme vazifesini üstlendiler. Çin ordusu Bilge ve Kül Tegin'in de katıldığı bu seferde Kül Tegin, Çinli kumandan Ong Tııtukü esir alıp Kapgan'a sunmuştur. Fakat, başarılı olmayan bu generaller geri dönünce akınlarını tamamlamış olan Gök - Türk ordusu kendi topraklarına ulaştı (701).
Tonyukuk Batıda
Bu sıralarda batıdaki Gök - Türk akınları devam ediyordu. Yaklaşık 25 yıldır Türkler tarafından idare edilen Batı Türkistan'daki şehir krallıkları buralara ulaşan Arap saldırılarına karşı koyabilmişti. Yine Tonyukuk, İnel ve Bilge tarafından idare edilen Gök -Türklerin batı orduları Seyhun (Yincü Ögüz) kıyılarına vardı, nehri geçerek, Maveraünnehr'in Kızılkum çölüne daldı. İnel Kağan kumandasındaki bir kısım kuvvet burada kalırken, Tonyukuk güneye ilerleyip, Türgiş başbuğu So-ke'nın idaresindeki Soğd halkını ele geçirdi. Ek-Tağ'ı da geçen Gök-Türk ordusu Demir Kapı'ya ulaştı (701 yılı).
702 yılının ilkbaharında Yen ve Hsia eyaletlerine akın yapan Kapgan, 100 bin at ve koyun ele geçirdi. Arkasından Shih-ling'e saldırdıktan soma Ping eyaletini muhasara etti. İmparatoriçe Wu, bir sürü yeni önlemler daha almaya çalıştı ise de hazırlanan Çin orduları Türk kuvvetlerine karşı çıkamaya cesaret edemediler. Tai ve Hsin bölgelerine giren Gök - Türk ordusu buralarda da yağmalar yaptı.
703 yılına gelindiğinde Gök-Türk kağanı politikasında değişiklik yaptı. Saldırılarını durdurarak, Çin'e Baga Tarkan'ı elçi olarak gönderip, yeni bir evlilik ittifakı teklifinde bulundu. Ancak, bu sefer damat olarak istenilenin sadece Tang hanedanına mensup değil, ayrıca veliahtın oğlu olması da gerekiyordu. Kapgan'ın gayesi tabii ki Tang hanedanlığı içerisinde çok daha fazla söz sahibi olmak İdi. Geçen defa kötü tecrübelerden dolayı İmparatoriçe, bu sefer daha temkinli davranmaya çalıştı. Hemen veliahtları yanına çağırıp, sarayda bir görüşme yaptı. Neticede Kapgan Kagan'ın teklifi kabul edildi. Kapgan teklifinin kabulünden duyduğu memnuniyeti göstermek için ileri gelen devlet adamlarından İ-li-t'an-kan'ı bin baş at ile birlikte Çin sarayına gönderdi . Elçi, imparatoriçeye teklifin kabulünden dolayı Kapgan'ın teşekkürlerini iletti. Su-yü-t'İng (imparatorluk sarayının bahçesinde bir köşk'de Gök - Türk elçisinin şerefine eğlence tertip edildi. Veliaht, baş vezir ve bütün saray erkanı üç sıra halinde bu eğlencede hazır bulundular. Gök-Türk elçisine bu denli itibar edilmesi Kapgan'ın ve Gök-Türk devletinin Çin nazarındaki üstün yerini açıkça göstermektedir . Bununla birlikte Gök - Türk elçisine bir çok hediyeler sunularak geri uğurlandı . Kapgan da karşı jest yapmakta gecikmedi. 689'da sahte prens olarak Karakum'daki Gök - Türk merkezine gelen Wu Yen - hsiou'yu serbest bıraktı.
Bu arada Gök - Türk devletine karşı isyan eden Basmıllar tekrar hakimiyet altına alındı.
Çin'de Taht Değişikliği ve Bunun Gök - Türkleri Etkilemesi
Çin'i yaklaşık yirmi yıldan beri idare eden İmparatoriçe Wu, tahtı Chung Tsııng'a terketti (705). Bu suretle Gök-Türk-Çin münasebederinde yeni bir devir açıldı. Çünkü tahta yeni geçen Çin imparatoru farklı tutum içindeydi. Bunun üzerine tekrar hücuma geçen Kapgan, Ling eyaletinin Wu-sha kasabasına saldırdı (706 yılı 2. Ay). Bu sırada Ling-wu bölgesi ordusu başkumandanı Sha-t'o Chung-i, Gök - Türk ordusuna karşı koymaya çalıştı ise de Çin generallerinin hepsi yenilip, geri çekildiler. Söz konusu savaşlarda Bilge'de önemli rol oynadı. Bu savaşlar sırasında ölen insanların sayısı hakkında Çin yıllıkları CTS ile HTS farklı bilgiler vermektedir. Aynı sırada Çin'de büyük kuraklık oldu. CTS 194A, 6 binden fazla insan'ın öldüğünü kaydederken, HTS 215A, bu rakamı birkaç 10 bine çıkarmaktadır. Aynı ay içerisinde başka bir koldan Yüan ve Huei gibi eyaletlere giren Gök - Türk kuvvetleri Lung-you bölgesini yağma ettiler. 10 binden fazla at, 10 binden fazla koyun ele geçiren Kapgan, geri döndü . Bunun üzerine Gök - Türk saldırılarına karşı bir şey yapamayan Çinli general Sha-ı'o Chung - i görevinden alındı.
Gök - Türk saldırılarından iyice yılan Çin'in yeni imparatoru, daha Önce kabul edilmiş olan evlilik teklifini reddetti. Üstelik Kapgan'ı öldürene prens ve büyük generallik rütbelerinden birini tevcih edeceğini ilan etti. İmparatorun bu sırada aldığı karşı tedbirlerden biri de CTS'de belirtilip, HTS'de işaret edilmeyen imparatorun bütün memurlara Gök-Türkleri yıkıp ele geçirmek için planlar yapmalarını emretmesidir. Bu emir bundan sonra gelişen Gök - Türk tarihi içinde çok Önemli rol oynayacaktır. Çünkü birbiri ardına planlar hazırlayan Çinli devlet adamları; Gök - Türklerin güneye akın yollarını kesmek için üç tane Shou-chiang-ch'eng (teslim alma kalesi) kurulmasını, General Sha-t'o Chung-i'nin korkak olduğu için görevden alınmasını, diğer kumandanlara mükafat verilmesini, sınır boylarındaki valilerin çok dikkatli seçilmesini, askerlerin çoğaltılıp, gerekli levazımatın yığılmasını imparatora tavsiye ederek, Gök-Türklere karşı, sefer yapılmasını, ancak daha önce Gök - Türk ülkesi içinde müsait durumun yaratılmasını, öte taraftan kazanılacak süre içerisinde onlara karşı savaşacak ordunun eğitimi fırsatının elde edilebileceğini, diğer taraftan çok geniş çapta bir sefer açılabilmesinin mümkün olacağını bildirdiler.
Evlilik teklifinin reddedilmesine çok kızan Kapgan, Gök-Türk Devleti içerisinde yakaladığı resmi memur sıfatlı Çinli Ts'ang Ssu-yen'i öldürttü . Bu şahıs her ne kadar Liu Mau-tsai tarafından elçi olarak gösterilmekte ise de yıllıklar söz konusu hadiseyi anlatırken genelde kullanılan elçi kelimesinden farklı olarak seyahat eden resmi görevli kişi anlamına gelen kelimelerle yazmışlardır. Bu da bizi ister istemez adı geçen kişinin casus olduğu konusunda bazı düşüncelere sevk etmektedir. Bahis konusu tarihten sonra (705) Gök-Türk ülkesinde sık sık isyanların çıkmış olması, az önce söylediğimiz gibi CTS'de uzun uzun anlatılan bir raporun imparatora sunulması ve adı geçen şahsın casus olduğu konusundaki tahminimizi kuvvetlendirmektedir.
707 yılının 5. Ayında "Sınır Muhafızları Generali" rütbeli Chang Jen-tan, Shuo-fang bölgesi baş kumandanı oldu. Kendisine kuzey sınırlarının savunması vazifesi verilmişti. Ertesi yıl Çinliler, Sarı nehrin kuzeyinde daha evvel yabancıların gelip, Çin ile münasebet tesis ettiği veya teslim olduğu üç kale-Şehrin inşasına, eski olanların da tamirine başladılar. Gök - Türk hücumlarının gelmesi muhtemel yollara yığınaklar yapılıp barikatlar kuruldu. Çinliler bu şekilde Kapgan'ın güneye saldırı yollarını tıkamayı tasarlamışlardı. Bundan sonra Tang Hsiou-ching, sınırları koruma kumandanı olarak, söz konusu mevzilere yerleşti.
708 yılının 11. Ayında batıdan da bazı Gök - Türk birliklerinin Çin'e girdiğini görmekteyiz. Bu esnada batıdaki Gök - Türklere gönderilen Feng Chia-ping adlı kişi de Öldürüldü. Aslında Türgişlere gönderilmiş adı geçen şahsın da casus olma ihtimali kuvvetlidir. Diğer taraftan An-hsi askeri valisi Çinli kumandanı Niou Shih-chiang ile Türgişler, Hou-shao kalesinde savaştılar, mağlup olan Çinli vali öldürüldü.
Boyların İsyanı
Gök - Türk devletine karşı isyan hareketine kalkışan boylardan Çiklerin Kem-İrtiş arasında, Azların Isık Gölünün batısında 709 yılında itaat altına alındığı Bilge Kağan kitabesinden anlaşılmaktadır. Bu sırada Gök - Türk ordusunu Bilge Şad idare etmişti.
Aynı sıralarda Çin'in imparator değişikliğine sahne olduğunu görüyoruz. Chung Tsung ölünce, Juei Tsung onun yerine tahta geçti. Bu imparatorun tahta geçişinin ilk yılında Kapgan, tekrar Çin'e elçi göndererek evlilik yoluyla müttefik olmak istedi (711 başları). Fakat, bu defa bir Çin prensesini hatun olarak almak istiyordu. Kapgan'ın teklifi Çin sarayında müzakere edildi. Neticede Sung bölgesi prensi Ch'eng-ch'i'nin kızına Chin-shan (Altın dağı-Altay dağları) prensesi unvanı verilerek Gök-Türklere gönderilmesine karar verildi. Evlilik teklifinin kabul edilmesinden memnun olan Kapgan, oğullarından Yang-wo-chih Tegin'i ikamet etmek üzere Çin sarayına gönderdi . Bu Tegin, Çin sarayına vardığında kendisine yüksek generallik rütbelerinden biri tevcih edildi. Artık Çin'e karşı yumuşak bir politika izlemeye başladığını gördüğümüz Kapgan'ın Çin'e karşı tavır değişikliğinin sebebi hiç şüphesiz aşağıda bahsedeceğimiz üzere ülkesinde sık sık isyanların çıkması idi.
"Altay Dağı (Chin-shan)" prensesinin Gök-Türk ülkesine gönderilme işinde refakatçi olarak Ho Feng-yao tayin edildi. Gelini götüren heyet, Gök - Türk topraklarına girdiğinde Kağan da onları karşılamak için bir elçilik heyeti göndermişti. İki heyet yolda karşılaştıklarından, Gök-Türk heyetinin başkanı, Ho Feng-yao'ya prensesin Tang hanedanına mensup olmayışından dolayı kızdı. Daha sonra Ho Feng-yao ve yanındakiler, Kapgan'ın bulunduğu yere ulaştılar. Hediyelerin çok sayıda oluşu, elçilerin iyi reverans yapışlarını gören Kapgan, prensesin gerçek olmayışına aldırmadı. Üstelik Çin ile iyi münasebet tesis etmeyi de kabul etti. Aslında Kapgan'ın yumuşamasının en büyük sebebi hiç şüphesiz o sıralarda Bayırku ve Türgiş isyanlarının çıkması dolayısıyla devletin içerde çok zor kalması idi.
Bu sıralarda Suııg Ch'üan, Tang Hsiou-ching gibi birkaç Çinli general aslen Moğol boylarından olup, Gök-Türklere tabi Hsi'ler ile Ling-hsing'de savaşırken esir düştüler (710 sonları). Daha sonraları Hsi'ler tarafından Gök-Türklere teslim edilen bu generaller öldürüldü . Bundan sonra bölgeninin Sınır Muhafızlığı kumandanlığı görevi Kuo Yüan-chen'a verildi. Kısa süre sonra Juei Tsungün tahttan uzaklaştırılıp, yerine Hsüan Tsungün geçmesiyle yine Çin'de imparatorluk değişikliği olmuştu. Bu imparator tahta geçer geçmez daha evvel Gök-Türklere yapılmış olan evlilik ittifakını reddetti. Çin'e karşı eski atak ve üstün durumu devam etmeyen Kapgan, ülke içindeki isyanlarla meşgul oluyordu. Bu isyanlardan Orhun Abidelerinde açıkça bahsedilmektedir. 710 yılında isyan eden Kırgızlar, Bilge ve Kül Tegin kumandasındaki ordu tarafından Kögmen Dağlarının kuzeyinde Songa ormanında ikinci defa mağlup edildiler. Aynı yıl Tola Irmağı civarında yaşayan Bayırku'lar, Türgi-yargın Gölü yakınında yapılan savaşta bozguna uğratıldı. 711 yılında Türgişler isyan edince, Orhun Yazıtlarının ifadesiyle üzerlerine yüründü ve yenildiler, reisleri So-ke öldürüldü. Arkasından Bars Beg, Türgiş Kağanı tayin edilerek, Bilge'nin kız kardeşiyle evlendirildi, sonra Semerkand'a sefer tertip edildi. 703'te Beşbalık halkının daveti üzerine bu şehir üzerine yürüyen Bilge düşmanları (muhtemelen Basmıl) yenip, şehir halkını kurtardı. 713 yılında Karluklar, Kapgan, Bilge ve Kül Tegin'in ortak hareketi neticesinde Tamug Iduk-baş (Tamir ırmağının doğduğu yer)ta mağlup edildiler. Muharebede yenilen Karluklar kaçarak Çin'e sığındılar.
714 yılı 2. Ayda İnel (İ-nie) Kağan, Tung - e (Tonra) Tegin ile Huo - pa İlteber unvanlı Kapgan'ın kız kardeşinin kocası Shih-shih-pi, süvarileriyle beraber Pei-t'ing (Beşbalık'ın kuzeyi)'e saldırdılar. Kuşatma sırasında kalenin yakınına sokulan Tung - e Tegin öldürüldü. Bu başarısız hadise üzerine Huo-pa İlteber geri dönmeye cesaret edemedi. Yanına karısı ve oğullarını alıp, Çin'e gitti ve teslim oldu. Bundan çok memnun olan Çin imparatoru, İltebere "bol Muhafızları Büyük Generallığı" ile Yen-shan bölgesi prensliği, karısına da Altay dağı Chin-shan prensesi unvanı verildi. Diğer taraftan kendilerine 10 tane kadın köle, 10 at ve 5 bin top ipek vb. hediyeler sunulmuştu. Aynı yılın üçüncü ayında Chi-hsi bölgesi vergi memuru A-shih-na Hsien, Türgişlere saldırıp, reisleri Tou-tan'ı ele geçirdi.
Kapgan tarafından Tang hanedanının merkezine ikamet etmek için gönderilmiş olan Yang-wo-chih Tegin, Çin'de öldü. Çin imparatoru bir ferman yayınlayarak, hanedana akraba ailelerden en az üç kişinin Ölen Tegin'in ailesini ziyaret edip, taziyetlerini sunmalarını emretti, ölümünden sonra ailesinin iyi davranışlara mazhar olması, aslında onun Çin'de bulunduğu sırada bir rehine gibi değil, aksine gayet itibarlı şekilde yaşadığını göstermektedir.
Gök - Türk Kağanı Kapgan, tekrar Çin'e elçi gönderip evlilik yolu ile akrabalık teklifinde bulunduğu ise de imparator kabul edilip, etmediğini bildirmedi. Diğer taraftan Çin kaynaklarının ifadesi ile onun olağanüstü başarılarından korkan Moğol kabileleri Ch'i-tan ve Hsi'ler de Gök - Türk yüksek hakimiyetini tanıyıp, Kapgan'a bağlandılar. Kaynakların ifadesine göre Gök-Türk ordusunun sayısı dışarıda bütün gailelere rağmen 400 bin kişiyi bulmuştu. Bir başka deyişle bu kadar yay çekene sahipti. Fakat, Kapgan'ın halkını çok sert idare etmek gibi büyük bir hatası vardı. Zaten çok yaşlanmıştı. İşte bu sert tutumu devletin başına büyük dertler açıyordu. Boylar arasındaki huzursuzluk gittikçe arttı. On kabile (on-ok)nin Sol Tu - lu boylarının Beş Çorü , Sağ Kanat Beş Nu-shih-pi'lerin Beş Erkini hep beraber Çin'e müttefik olmak için teklifte bulundular. Karluklar gibi diğer birkaç Türk boyu da Çin'e vassal olmak için başvurdular (715 yılı 4. Ay). Çinliler bu tekliflerin hepsini kabul etti. Ancak, kendileri için çok önemli stratejik mevkilerde Gök - Türk ülkesi sınırları İçerisinde oturmalarını istedi. Tang imparatoru böylece Gök - Türk devletini içerden daha iyi yıpratabilme fırsatını elde edecekti. Ortaya çıkan yeni durum karşısında İmparator Hsüan Tsung, bazı yeni tedbirler de aldı; Çin'e yeni bağlanan kabileleri daha iyi pasifize edebilmek için teşkilatlarını yeniden düzenledi.
Bu hadiseler üzerine Kapgan, Karluk ve diğer boylara defalarca saldırdı. Çin imparatoru da buna karşı bütün vali ve kumandanlarına iki koldan isyancı Türk boylarını desteklemelerini emretti. Diğer taraftan tedip edilen boylar arasına Azlar ve İzgiller de katıldı (715). Aynı yılın baharında Kapgan'ın Dokuz Oğuz seferi sırasında yenilen Oğuzların bir kısmı da Çin'e sığındı.
Ardı arkası kesilmeyen isyanlar neticesinde Gök - Türk devletinin gücü oldukça zayıfladı. Bu durum Gök - Türk tabiyetinde olan yabancı kavimlere de tesir etti. Tu-yü - hun'lar, Kao-li (Kore)'lerin bir kolu olup aynı zamanda Kapgan'ın damadı Kao Wen-chien vb. bir çok Gök - Türk vassalı gidip, Çin'e bağlandı. Çin'e sığınanların hepsine özel yüksek Çin unvanları tevcih edilip, generallikler ve düklükler verildi. Gök - Türklerden kopmalar bununla da kalmadı Kapgan'ın damadı A-shih-te-hu-lu aniden Çin'e gitti ve Tang hanedanına tabi oldu. Gök - Türk hükümdarı ise ülkesinde çıkan isyanları bastırmaya devam ediyordu. Reisleri A-pu-ssu olan Dokuz Kabile'ye (Oğuzlar) saldıran Kapgan, onlarla Chi-pci'de savaştı. Dokuz Kabile yenildi, insanlarım çoğu öldü Dokuz kabile grubuna dahil mağlup, Ssu-chieh (İzgil) ve diğer bazı boylar da Çin'e bağlandılar. Çin imparatoru bunların reislerinin hepsine idari unvanlar verdi. Bunun gayesi Kapgan'ın himayesinde bağımsız olmayan Türk boylarına, bu şekilde artık bağımsız olduklarını hissettirmek idi . Ancak, yine de kuzey sınırlarında bir sürü yeni önemler alarak, herhangi bir Gök - Türk saldırısına karşı teyakkuz halinde olmalarını emretti.
Kapgan'ın Pusuya Düşürülmesi ve Ölümü
Çin İmparatoru Hsüan Tsung, Kapgan Kagan'ı tamamen ortadan kaldırmak, ya da eline geçirmek istiyordu. Bu maksatla Gök - Türk ülkesinde üç ayrı bölgede bulunan ve yukarıda bahsettiğimiz gibi Çin ile daha önce müttefik olan, üstelik çeşitli Çin unvanları da alan Türk boylarının reislerine yeniden unvan ve hediyeler sunuldu. Bu suretle yeniden taltif edilerek, Kapgan'a saldırmak için tahrik ediliyorlardı. Böylece Kapgan'a karşı ihanet cephesi tekrar harekete geçmişti. Çin müttefiki Bayırku'lar isyan edince, Kapgan üzerlerine yürüdü . Tola Irmağı kenarında yapılan savaşla Bayırkular çok ağır bir bozguna uğradılar. Ancak, Kapgan zafer kazanmanın verdiği mağruriyet İçerisinde çok az sayıda askerle geri dönerken Söğüt Ormanında savaş artığı Bayırkuların reisi Chie-chih-lüe'nin ani hücumuna uğrayarak öldürüldü . Her iki yıllıktaki ifadeden anlaşıldığına göre casus olan Çinli Ho Ling-ch'üan, o sırada Bayırkuların yanında bulunuyordu. Bu şahıs Kapgan'ın kesik başını alıp, Çin başkentine götürdü (716 yılı 6. Ay).
24 yıl süren parlak zaferlerde dolu bir kağanlık dönemini çok hazin bir sonla kapayan Kapgan'ın yerine kendisinin daha evvel Küçük Kağan tayin ettiği oğlu İnel geçti ise de Kutlugün oğlu Kül Tegin bir ihtilal yaparak, onu ve bütün ailesini ortadan kaldırdı; sonra ağabeyi Bilge Şad'ı kağan olarak tahta geçirdi.
Ahmet Taşağıl’ın Göktürkler adlı kitabından alıntılanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder