Koltuğunuzda rahat rahat oturup bu satırları okuyabilmenizi, vücudunuzun iç dengesini sizin adınıza düzenleyen sistemlere borçlusunuz. Örneğin içinde bulunduğunuz ortamda ısı kaç derece olursa olsun vücut ısınızın hep 36.5-37.5 derece arasında sabit tutulması gereklidir. Vücut ısısının ani bir şekilde düşmesi veya yükselmesi ölümle sonuçlanır. Sağlıklı bir insanın vücut ısısı ise vücudundaki sistemler sayesinde bir gün içinde en fazla 0.5 derece fark eder. Aynı şekilde damarlardaki kan basıncı, kanın içinde bulunan su miktarı, hücrelerin çalışma hızları gibi etkenler de hassasiyetle ölçülmeli ve mevcut denge her an korunmalıdır.
Vücuttaki bu dengelerin yapay bir şekilde sağlanmaya çalışıldığını düşünelim. Öncelikle insan bedeninin birçok noktasına çok hassas termometreler, damarların içine kanın yoğunluğunu ölçen özel aletler, damarların yüzeyinde kan basıncını ölçen alıcılar ve hücrelerin çalışma hızlarını kontrol eden mini laboratuvarlar yerleştirilmedir. Ardından vücudun her noktasına yerleştirilen bu binlerce mikro aletten gelen bilgiler çok gelişmiş bir bilgisayara aktarılmalı ve gerekli değerlendirmeler her saniye yapılmalıdır.
Bu değerlendirmelerin yapılması da tek başına yeterli değildir. Aynı zamanda, mevcut verilere göre hangi tedbirlerin alınacağının belirlenmesi ve alınacak tedbirlerin uygulamaya konulması için hangi hücrelere, nasıl bir emir verilmesi gerektiğinin de bilinmesi gerekir.
Şüphesiz günümüz teknolojisi ile insan bedeninin derinliklerine binlerce termometre, mini laboratuvar, basınç ölçer gibi aletler yerleştirmek henüz imkansızdır. Ancak mümkün olan en mükemmel tasarıma sahip özel bir sistem, insan vücudunun derinliklerine doğuştan yerleştirilmiştir.
Binlerce farklı alıcı vücudun mevcut ısısı, damarlardaki kan basıncı gibi bilgileri ölçer ve yapılan ölçümler çok özel bir bilgisayara gönderilir. Bu bilgisayar, beynin hipotalamusisimli bölgesidir.
Bedeninizin Gizli Yöneticisi: Hipotalamus
Hipotalamus hormon sisteminin genel yöneticisidir. İnsan vücudunda iç istikrarın sağlanmasında hayati bir önemi vardır. Hipotalamus her an beyinden ve vücudun derinliklerinden kendisine ulaştırılan mesajları değerlendirir. Ardından vücut ısısının sabit tutulması, kan basıncının düzenlenmesi, su dengesi ve hatta uyku düzenliliğinin sağlanmasına kadar birçok işlevi yerine getirir.
Hipotalamus beynin hemen alt bölümünde bulunur. Büyüklüğü bir fındık tanesi kadardır. Vücuda ait istihbaratın çok önemli bir bölümü hipotalamusa ulaştırılır. Beynin duyu merkezleri de dahil, vücudun her noktasından hipotalamusa istihbarat getirilir. Hipotalamus kendisine ulaşan bilgileri yorumlar, alınması gereken tedbirlere, vücutta yapılması gereken değişikliklere karar verir ve kararlarını ilgili vücut hücrelerine uygulattırır.
Hipotalamusun önemli bir özelliği, vücudun diğer kontrol ve denetleme sistemi olan sinir sistemi ile hormonal sistem arasında bir köprü oluşturmasıdır. Çünkü hipotalamus yalnızca hormonal sistemi değil, sinir sistemini de aynı ustalıkla kullanır.
Hipotalamusun vücut üzerindeki hakimiyetine yardımcı olan çok önemli bir yardımcısı vardır. Aldığı kararları gerekli yerlere bu yardımcısı sayesinde bildirir. Örneğin vücutta kan basıncı düştüğünde ilk olarak istihbarat birimleri harekete geçer ve bu basınç değişikliğini hipotalamusa bildirirler. Hipotalamus da basıncın yükselmesi için ne gibi bir tedbir alınması gerektiğine karar verir. Kararını yardımcısına bildirir.
Yardımcısı bu kararın uygulanması için vücudun hangi hücrelerine emir verilmesi gerektiğini bilir. Bu hücrelerin anlayabileceği dilde mesajlar yazar ve bu mesajları hemen gönderir. Mesajı alan hücreler kendilerine gelen emre itaat eder ve kan basıncını yükseltmek için gerekli tedbirleri alırlar.
Hipotalamusun yardımcısı, hormonal sistem üzerinde çok büyük bir etkisi olan hipofiz bezidir.
Hipotalamus ile hipofiz bezi arasında mükemmel bir iletişim ve haberleşme sistemi kuruludur. Bu iki küçük et parçası adeta iki şuurlu insan gibi haberleşirler. Hipotalamusun hipofiz bezi üzerinde tam bir kontrolü vardır. Hipofiz bezi hayati öneme sahip birçok hormonu hipotalamusun denetiminde salgılar.
Örneğin gelişme çağındaki bir çocuğun hipotalamusu, hipofiz bezine bir mesaj gönderir. Bu mesaj "büyüme hormonu salgıla" emri taşır. Hipofiz bezi de tam gerekli olduğu kadar büyüme hormonunu salgılar.
Benzer bir olay, vücut hücrelerinin daha hızlı çalışması gerektiğinde yaşanır. Ancak bu sefer iki aşamalı bir emir-komuta zinciri gerçekleşir. Hipotalamus hipofize, hipofiz tiroid bezine bir emir gönderir. Tiroid bezi de gerekli tiroid hormonunu salgılar ve vücut hücrelerinin çalışma hızı artar.
Hipotalamus, böbrek üstü bezlerinin (ki bu bezler çok önemli hormonlar üretirler) çalışması gerektiğinde ya da üreme organlarının hormon üretmeleri gerektiğinde yine hipofize bir emir gönderir. Hipofiz de yine kendisine ulaşan emri, ilgili bölgelere iletir ve bu bölgelerde gerekli hormonların salgılanmasını sağlar.
Hipotalamusun hipofiz bezini kontrol etmek için ürettiği hormonları şöyle listeleyebiliriz:
* Büyüme Hormonu Salgılatıcı Hormon
* Tiroid Hormonu Salgılatıcı Hormon
* Kortikotropin Salgılatıcı Hormon
* Üreme Hormonu Salgılatıcı Hormon (GnRH)
Kimi durumlarda da hipotalamus, vücut hücrelerine müdahale etmek için bizzat kendisinin ürettiği iki hormonu kullanır. Bu hormonları depolanması için önce hipofize gönderir. Sonra ihtiyaç duyulduğu anda hormonların hipofizden salgılanmasını sağlar. Bu hormonlar da;
* Vazopressin (Antidiüretik Hormon) ve
* Oksitosin Hormonu'dur.
Hipotalamusta üretilen bu iki hormon boyut olarak oldukça küçüktür. Bir tanesi yalnızca 3 amino asit büyüklüğündedir. Hipotalamus hormonları, diğer hormonlardan sadece küçük olmaları ile farklılık göstermezler. Vücut içinde katettikleri yol da diğer hormonlardan farklıdır. Hormonlar genel olarak üretildikleri hormonal bezden hedeflenen organa ulaşıncaya kadar oldukça uzun bir yol katederler. Oysa hipotalamus hormonları yalnızca birkaç milimetrelik bir kılcal damar yolculuğu yaptıktan sonra hipofize ulaşırlar. Genel dolaşım sistemine hiç girmezler.
Hipotalamus, hipofiz bezini harekete geçiren hormonlar ürettiği gibi, aynı zamanda gerektiği zamanlarda hipofiz bezinin hormon salgılamasını durduran hormonlar da üretir. Böylece hipofiz bezinin faaliyetlerini tümüyle kontrol altına almış olur.
Hormon Orkestrasının Şefi: Hipofiz Bezi
Hipofiz bezi nohut büyüklüğünde, 0.5 gram ağırlığında, küçük, pembe renkli bir et parçasıdır. Beynin hipotalamus bölgesine küçük bir sap ile bağlıdır. Bu bağlantı sayesinde hipotalamustan doğrudan emir alır. Bu emir doğrultusunda gerekli hormonu üretir ve vücutta ihtiyaç duyulan düzenlemenin yapılmasını sağlar.
Bir nohut büyüklüğündeki hipofiz bezi insan vücudu üzerinde o kadar etkilidir ve o kadar harika işler başarır ki, bu sebeple uzun yıllar bilimsel araştırmaların konusu olmuştur ve halen de olmaktadır. Hatta bu küçük et parçası bir anlamda bilim dünyasının "saygısını" kazanmıştır. Birçok kaynakta hipofiz bezine, sahip olduğu olağanüstü yetenekler göz önünde bulundurularak, ilginç "yakıştırmalar" yapılmaktadır. Örneğin kimi kaynaklarda hipofiz bezi "hormon orkestrasının şefi" olarak tanımlanmaktadır. Bazı kaynaklarda da hipofiz bezine hormonal sistemin "şahı" yakıştırması yapılmaktadır. Aynı zamanda hipofiz bezi "olağanüstü biyolojik harika" olarak da tanımlanmaktadır.
Bir nohut büyüklüğündeki hipofiz bezi, ürettiği 12 farklı hormon ve hormonal sistem üzerindeki hakimiyeti ile bu yakıştırmaları hak etmektedir. Çünkü hipofiz bezi yalnızca belirli doku hücrelerini etkileyen hormonlar üretmekle kalmaz, aynı zamanda kendisinden çok uzakta bulunan diğer hormonal bezlerin çalışmalarını da düzenler.
Hormonal bezlerin vücut hücrelerine belirli emirler vererek bu hücrelerin faaliyetlerini düzenleyen organeller olduklarını hatırlarsak, bu durumda hipofiz bezinin önemi daha iyi ortaya çıkar. Çünkü hipofiz bezi yalnızca birçok vücut hücresine emir vermekle kalmaz, aynı zamanda vücut hücrelerine emir veren diğer hormonal bezlere de emir verir. Bir anlamda yöneticilerin yöneticisi gibi çalışır.
Örneğin tiroid hormonunun salgılanması gerektiği durumlarda tiroid bezine bir emir gönderir ve bu hormonun salgılanmasını sağlar. Aynı şekilde böbrek üstü bezlerine, erkek bedeninde testislere, kadın bedeninde yumurtalıklara ve süt bezlerine, ihtiyaç duyulan hormonların salgılanması için emir gönderir.
Hipofizin Salgıladığı Hormonlar
Hipofiz bezi ön ve arka hipofiz olmak üzere iki parçadan oluşmuştur. Her iki parçadan da farklı hormonlar salgılanır.
Ön Hipofiz Bezi
Ön hipofiz bezinden şu ana kadar fonksiyonları tanımlanmış 6 ayrı hormon salgılanır. Bu hormonların bazıları, hormonal sistemde yer alan diğer hormonal bezleri hedef alır. Yani hormon sistemini yönetmek için tasarlanmış hormonlardır ve "tropik hormonlar" olarak adlandırılırlar. Bu hormonların diğer kısmı da vücut dokularını uyarırlar. Bu hormonların isimleri şöyledir:
Diğer hormon bezlerini uyaran hormonlar (Tropik Hormonlar);
1) Tiroid uyarıcı hormon
2) Böbrek üstü bezini uyarıcı hormon (Adrenokortikotforik hormon)
3) Folikül Uyarıcı Hormon (FSH)
4) Luteinleştirici Hormon (LH)
Vücut Dokularını Hedef Alan Hormonlar (Tropik Olmayan Hormonlar);
5) Büyüme Hormonu (STH)
6) Prolaktin Hormonu
Arka Hipofiz Bezi
Hipofiz bezinin arka bölümü, hipotalamusun ürettiği hormonların depolandığı yerdir. Gerekli durumlarda yine hipotalamustan gelen emirle hormonlar salgılanır. Bu hormonlar şöyledir:
1) Vazopressin (Antidiüretik Hormon)
2) Oksitosin
Alıntıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder