KARAOĞLANLAR
Kötülük tanrıları. Erlik Han'ın oğullarıdırlar. Erlik'in sarayını veya yeraltının kapılarını bekledikleri için "Kapı Bekçileri" diye de anılırlar. Dokuz kat yeraltını simgeleyen dokuz kardeştirler ve bunlardan biri Sokor (Tek Gözlü) ve bir diğeri de Çolok'tur (Tek Elli). Moğolların "Dokuz Kana Susamış Tanrı"ları ile benzerlik gösterirler. İnsanlara kötülükler getiren kara fırtınalar estirir, kan yağmurları yağdırırlar. Kız kardeşleriyse Karakızlar olarak bilinirler. "Karaoğlan'' kelimesi Türk halk kültüründe gözü pek, korkusuz ve bazen de acımasız kimseleri tanımlamak için kullanılan bir tabirdir. Görünüş olarak kara yağız kimseler için de tercihen kullanılır. Gözü pekliği, cesareti mecazen ifade eder. Dolayısıyla kavram, bu tanrıların görünümleri ve korkusuz olmalarıyla alakalıdır. Yeraltının daima karanlık bir diyar olarak algılanması da yine belirleyicidir. Karaoğlanların adları şöyledir:
1. Temir Han: Demir Tanrısı.
2. Karaş Han: Karanlık Tanrısı.
3. Matır Han: Cesaret Tanrısı.
4. Şıngay Han: Kargaşa Tanrısı.
5. Kümür Han: Kömür Tanrısı.
6. Badış Han: Felaket Tanrısı.
7. Kerey Han: Ara Bozuculuk Tanrısı.
8. Yabaş Han: Bozgun Tanrısı.
9. Uçar Han: Haber Tanrısı.
KARÇANA
Kar güzeli. Ayaz Ata'nın (veya Şahta Baba/Noel Baba'nın) torunudur. ismin sonundaki Çana sözcüğü, çma (şma, şono) yani kurt manasını akla getirir. Ayrıca Kartoy (Kartuy/Kartay) denilen kış şenlikleriyle de alakalı görünmektedir. Tatareada Karçana sözcüğü "kar kızağı" manası taşır. Asya'da bu ve benzeri şenliklerde genç kızlar mavi giysilerle Karçana kılığına girip Ayaz Ata ile birlikte çocuklara armağanlar verirler. Rus kültüründeki Snegurochka/Snegurka (Kar Kız) motifinin de etkisi altında kalmıştır.
KARLUK
Duman tanrısı. Tanrı Ülgen'e kurbanların ruhlarını iletir. İnsanların yaşamlarını denetler, bir değişiklik olursa Ülgen'e bildirir. İşareti dumandır ve yakılan kurbanlardan çıkan duman onun geldiğini gösterir. Karluk'un hoşuna gitsin diye ocağa su serpilerek duman çıkarılır. Genelde Suyla Han'la birlikte görülür.
KARTAL ANA
Kartal tanrıça. Şamanları yeryüzüne o getirir. Bir inanışa göre Şaman olacak bir çocuğun ruhu bir kartal tarafından yutulur. Sonra bu kartal güneşli, aydınlık bir bölgeye göç eder. Güneş burada ruhu besleyen bir unsur olarak görülür. Bu çayırların ortasında bir kızılçarola "kara kayın'' vardır. Bu ağaçlar doğacak şamanın gücünü ve niteliklerini belirleyen birer semboldür. Kartal yumurtasını bu ağaçlardan birinin tepesine bırakır. Bir süre sonra yumurta çatlar ve içinden bir bebek çıkar. Dallara tutunmayı beceremeyen çocuk ağacın hemen altında bulunan bir beşiğe düşer. Kara kayındaki yumurtadan çıkan çocuk yeraltına yolculuklar yapabilen Kara-Kam olarak yeteneklerini kazanır.
KARTAL ATA
Kartal tanrı. Bir söylenceye göre Kartal Ata yeryüzüne inerek bir kadınla birleşir ve kadın ondan bir çocuk doğurur. Doğan çocuk yeryüzünün ilk ve en büyük Şamanı olur. Kartalın böyle yapmasının nedeni kendi dilini anlayacak bir insana sahip olmak istemesidir. Bu ilk şamanın kartalların dilini bildiği söylenir. Macar krallarının soyu da bir kartala (veya doğana) kadar uzanır. İlk Macar kralının annesi bir doğandan hamile kalmıştır. Bu kadının rüyasında gördüğü doğan etrafında uçarak dokuz defa dolanmış ve ardından rahmine girmiş. Bir süre sonra da hamile kaldığını anlamış. Çocuğun doğumundaysa sıra dışı olaylar yaşanmış. Bir Kırgız boyunun soy anası da yine gece rüyasında çadırına gelerek karnına giren bir doğandan hamile kalmıştır. Yurtas kabilesi beyaz bir kartaldan türemiştir.
Bahattin Uslu’nun Türk Mitolojisi adlı kitabından alıntılanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder