Türk Mitolojisi'nde Yaratılış
Bütün etnik-kültürel sistemlerde ve halkların yarattığı kozmogonik metinlerde ilk başlangıç hep kaos olmuştur. Bu boşluk bir halk için başlangıç, diğeri için karanlık, başka bir halk için ise su olmuştur. Çünkü kaosla su aynı şey gibi görünmüştür. Türkler için yaratılış suyla başlar. Türk mitolojisine göre ilk başta yer ve gök yoktu. Yalnızca sonsuz bir deniz vardı. Yaratıcı Tanrı Ülgen kuşa dönüşerek suların üstünde uçmaya başladı ancak konacak bir yer bulamadı. Bunu üzerine gökten gelen bir ses Ülgen'e denizden çıkan bir taşı yakalayıp, konmasını söyler. Ülgen bu taşa konduğunda ne yapacağını bilemez. Yerin ve göğün yaratılması gerektiğini düşünmektedir ancak bunu nasıl yapacağını bilmemektedir. Bunun üzerine sonsuz denizin içinden çıkan Ak Ana Ülgen'in karşısına geçer ve yeri ve göğü nasıl yaratacağını anlatır. Ak Ana'nın yardımıyla işe başlayan Ülgen, yere ve göğe "Olun!" diyerek dünyayı ve evreni altı günde yaratır. Yedinci gün Ülgen dinlenip uyur.
Yunan Mitolojisi'nde Yaratılış
Başlangıçta kaos vardı. Kaostan Gaia (yeryüzü) çıktı. Gaia, Pontos (deniz) ve Uranüs'ü (gökyüzü) yarattı. Pontos'un Gaia'yla birleşmesinden Nereus, Thaumas, Phorkys ve Keto doğdu. Uranüs'ün Gaia'yla birleşmesinden Tepegözler denilen Kykloplar ve Titanlar meydana geldi. Ayrıca Gaia, Uranüs'ün yardımıyla nehirleri, tepeleri, denizleri ve bitkileri yarattı.
Sümer Mitolojisi'nde Yaratılış
Evrende ilk olarak Tanrıça Nammu adında büyük, uçsuz bucaksız bir su vardı. Tanrıça o sudan büyük bir dağ çıkardı. Oğlu Hava Tanrısı Enlil onu ikiye ayırdı. Üstü gök oldu ve Gök Tanrısı onu aldı. Yer olan altı da Yer Tanrıçası ile Hava Tanrısı'nın oldu.
Çin Mitolojisi'nde Yaratılış
Zamanın en başında her yerde bulanık bir kaos vardı. Bir gün bu karanlık ve biçimsiz ilk kütleden kocaman bir yumurta çıkar. Aradan 18 bin yıl geçince, ayrılmaz karşıtlar dişil yin ve eril yang kozmik yumurta içinde dengeye ulaşır. Bu denge dünyanın ilk insanı Panku'yu ortaya çıkarır. Bu ilk kişi, tüm insanlığın atası sayılır. Uzun bir uykudan uyandıktan sonra, bir baltayı kapıp uzun bir uğraş sonucunda kendisini yumurtadan kurtardığı söylenir. Onun yumurtayı kırıp çıkmasıyla birlikte, hafif ve berrak bir madde yumurta kabuğunun dışına doğru akarak yukarıya doğru süzülür ve orada gökyüzüne dönüşür. Başka bir maddeyse aşağıya doğru inerek katılaşır ve orada yeryüzüne dönüşür.
Okyanusya-Avustralya Mitolojisi'nde Yaratılış
Yaratıcı Tanrı Tangaora, deniz tanrısı ve balıkların, deniz canlılarının ve sürüngenlerin atası sayılırdı. Okyanusya halkları yaşamın temelini onun attığına inanırdı. İnanışa göre gökyüzünün ve yeryüzünün doğuşu onun dünya yumurtasından çıkmasının sonucudur.
Tangaora'nın bu yumurtayı kırması sonucu üst taraf gökyüzüne ve alt taraf yeryüzüne dönüşür. Tangaroa'nın bitki ve toprak tanrısı olan diğer kardeşi Tane'yle ilişkisi gergindir. İki kardeşin birbirine zıt olan deniz ve toprak tanrısı olmaları aralarındaki ilişkiye de yansır.
Bahattin Uslu’nun Türk Mitolojisi adlı kitabından alıntılanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder