Sosyal olayların nasıl olageldiklerini -uzun bir gözlem ve deneme sonucu olarak-yansızca bildiren atasözleri vardır:
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
Minareyi çalan kılıfını hazırlar.
Araba kırılınca yol gösteren çok olur.
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek içer...
gibi.
Doğa olaylarının nasıl olageldiklerini -uzun bir gözlem sonucu olarak- belirten atasözleri vardır:
Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.
Kork aprilin beşinden, öküzü ayırır eşinden.
Zemheride kar yağmadan kan yağması iyi.
Mart yağar nisan övünür, nisan yağar insan övünür ...
gibi.
Toplumsal olayların nasıl olageldiklerini uzun bir gözlem ve deneme sonucu olarak bildirirken bundan ders almamızı (açıkça söylemeyip dolayısıyla) hatırlatan atasözleri vardır:
Ağlamayan çocuğa meme vermezler.
Öfke ile kalkan ziyan ile oturur.
Mahkeme .kadıya mülk değil.
Sona kalan dona kalır. ...
gibi.
Bu sözlerin altında "istemelisin ki elde edesin", "insan kendisini öfkeye kaptırmamalı"...
dersleri bulunmaktadır.
Denemelere ya da mantığa dayanarak doğrudan doğruya ahlâk dersi ve öğüt veren atasözleri vardır:
Çirkefe taş atma, üstüne sıçrar.
Ayağını yorganına göre uzat.
Bugünkü işini yarına bırakma.
Yoldan kal, yoldaştan kalma ...
gibi.
Birtakım gerçekler, felsefeler, bilgece düşünceler bildirerek (dolayısıyla) yol gösteren atasözleri vardır:
Bal bal demekle ağız tatlı olmaz.
Can bostanda bitmez.
Korkunun ecele faydası yoktur.
Taşıma su ile değirmen dönmez ...
gibi.
Töre ve gelenekleri bildiren atasözleri vardır:
Dost başa bakar, düşman ayağa.
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var.
Kızını dövmeyen dizini döver.
Kız beşikte, çeyiz sandıkta ...
gibi.
Kimi inanışları bildiren atasözleri vardır:
Kırk yılda bir ölet olur, eceli gelen ölür.
Ananın bahtı kızına.
Akacak kan damarda durmaz.
Baykuşun kısmeti ayağına gelir ...
gibi.
Alıntıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder