15 Mart 2022 Salı

ATASÖZLERİNDE SÖZ SANATLARI

 



Atasözlerinde ustaca bir üslup, büyüleyici ve inandırıcı bir anlatım özelliği vardır. Yüzyıllardan beri kullanıldıkları, her gün işitildikleri halde tazeliklerini kaybetmeyen bu sözlerde çeşitli anlatış yolları, çeşitli söz ve anlam sanatları görülür.  Örnekler: 


BEYİT:


Gülme komşuna - Gelir başına.


Sakla samanı - Gelir zamanı.


Açtırma kutuyu - Söyletme kötüye.


Güvenme varlığa - Düşersin darlığa.


Güzellik on - Dokuzu don.


Hayır dile komşuna - Hayır gele başına. 

Mart kapıdan baktırır - Kazma kürek yaktırır. 

Ağlarsa anam ağlar - Başkası yalan ağlar. 

Oduncu gözü amcada - Dilenci gözü çömçede. 

Bağa bak üzüm olsun - Yemeye yüzün olsun. 

Gelin altın taht getirmiş - Çıkmış kendisi oturmuş. 


DİZE:


Çocuktan al haberi.


Kimse bilmez kim kazana kim yiye.


Kendi düşen ağlamaz.


Dinsizin hakkından imansız gelir.


Bey ardından çomak çalan çok olur.


Dilsizin dilinden anası anlar.


Çok naz âşık usandırır.


Etme bulma dünyası.



SECİ:


Dertsiz baş mezarda taş. 

Dervişin fikri ne ise zikri odur.



Kâr eden az etmez.


Atta karın yiğitte burun.


İt ulur birbirini bulur.


Müft olsun da zift olsun.


Güvenme dostuna saman doldurun postuna.


Emmim, dayım hepsinden aldım payım.


Emmim, dayım, kesem, elimi soksam yesem.



TEVZİYE:


Sarmısak da acı amma evde lazım bir dişi.



KİNAYE:


Can boğazdan gelir. 

Balık baştan kokar. 

Davul dengi dengine diye çalar.



ALLİTERASYON:


Akça akıl öğretir.


Kaynayan kazan kapak tutmaz.


Tarlayı taşlı yerden kızı kardeşti yerden.


Başına gelen başmakçıdır.


Al giyen aldanmaz.


Aşını, eşini, işini bil.


Kardeşten karın yakın.


Kızını dövmeyen dizini döver.



CİNAS:


Dilim seni dilim dilim dileyim.


Yerine düşmeyen gelin yerine yerine eskir.


Aç ile eceli gelen söyleşir.


Ulu sözü dinlemeyen uluya kalır.


Bal bol yiyen bel bel bakar.

Hasta yatan ölmez eceli yeten ölür.


Köpekle dalaşmaktan çalıyı dolaşmak yeğdir.




EĞRETİLEME (İSTİARE):


Ağaç yaşken eğilir.


Ölmüş koyun kurttan korkmaz.


Delikli taş yerde kalmaz.


Koça boynuzu yük değil.


Domuzdan toklu doğmaz.


Dikensiz gül olmaz.


Et tırnaktan ayrılmaz.


Erkek sel, kadın göl.


Gön yufka yerinden delinir.


Çoban armağanı çam sakızı.


Çay geçerken at değiştirilmez.



MECAZI MÜRSEL:


Bir çiçekle yar olmaz.


Borçlunun dili kısa gerek.


Gâvurun ekmeğini yiyen gâvurun kılıcını çalar.


Hamama giren terler.


Ağız yer yüz utanır.


İki el bir baş içindir.


Kefenin cebi yok.


Kendi düşen ağlamaz.


Sağ baş yastık istemez.


Hasta ol benim için, öleyim senin için.



TEZAT:


Ak akçe kara gün içindir.


Deli dostun olacağına akıllı düşmanın olsun.


Yaz yalan kış gerçek.


Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düzovada  yolunu şaşırır.


At bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz.


İstediğini söyleyen istemediğini işitir. 

Güvenme varlığa düşersin darlığa.



İHAMI TEZAT:


Öksüzün karnına vurmuşlar, "vay arkam" demiş.



AKİS:


Buldum bilemedim, bildim bulamadım. 

Sen olursan bensiz, ben de olurum sensiz.



HÜSNÜ TALİL:


Üzüm üzüme baka baka kararı.



İSTİFHAM:


Buğday ekmeğin yoksa buğday dilin de mi yok?


El mi yaman, bey mi yaman?


Erkek aslan aslan da dişi aslan aslan değil mi?


Kabahat ölende mi öldürende mi?


Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa?


Yenice eleğim, seni nerelere asayım?



ŞİBHİ İŞTİKAK:


Geç olsun da güç olmasın. 

İtle dalaşmaktan çalıyı dolaşmak yeğdir. 

İnsan doğduğu yerde değil doyduğu yerde. 

Hasta yatan ölmez eceli yeten ölür. 


ZEF ve NEŞİR:


Yaman komşu, yaman avrat, yaman at. Birinden göç, birini basa. birini sat.


Alıntıdır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siyahkaya Barajı / Silopi / Şırnak