Yeryüzü üzerinde sıcaklık kuşaklarının uzanışı ve sıcaklık bölgelerinin belirgin hale gelmesindeki en önemli etken güneş ve güneşten gelen enerjidir. Ancak, dünyanın şekli, yani enlem etkisi ile karasallık ve yükselti gibi özelliklerle sıcaklıkların yeryüzündeki dağılımı matematik iklim hatlarından bir takım farklılık içermektedir.
Bununla birlikte sıcaklık kuşakları, iklim bölgeleri ile uyumlu bir dağılım göstermektedir. Bu anlamda sıcaklık kuşaklarının bilinmesi, iklim bölgelerinin ayırt edilmesi için de bir ip ucu olmaktadır.
Sıcaklık Kuşakları
Yeryüzünün iklim özellikleri herşeyden önce göneşten gelen enerji ile ilişkili bir durumdur. Güneş radyasyonu yeryüzüne ulaştığında çeşitli proseslerden geçerek yeryüzünün başta sıcaklık olmak üzere, yağış, basınç, rüzgar gibi tüm meteorlojik elemanlarını denetlemektedir. Bu açıdan sıcaklık kuşakları ve bölgeleri de güneşten gelen radyasyon ile tamanen ilişkili bir şekilde oluşmaktadır. Ancak öte yandan sürecin temelinde güneş radyasyonu olmakla birlikte, yerin şekli ve hareketleri, enlem derecesi, karasallık ve yükselti gibi faktörler de sıcaklık şartlarının belirlenmesinde ve sıcaklık kuşakları/bölgeleri olarak ayrılmasında önemli bir etkendir. Bunun dışında yer sistemlerinin önemli bir parçası olan okyanus akıntıları, genel atmosfer sirkülasyonu, rüzgar sistemlerinin de sürece dahil olması ile “çok bilinmeyenli” bir denklemin oluşturduğu sıcaklık dağılımı ortaya çıkmaktadır.
Çok bilinmeyenlilik tek tek bu süreci etkileyen etmenlerin bilinmemesi ile ilgili bir durum değildir. Zira yukarıda ifade edilen her etmen, ayrı ayrı bilgi sahibi olduğumuz kavramlardır. Ancak doğada yada iklim sisteminde bu etmenler daima ve sürekli olarak birlikte hareket etmektedirler. Böylece ortaya bu etmenlerin de karşılıklı etkileriminden oluşan bir “denklem” çıkmaktadır.
Bu denklemin çözümünde temel kavramların doğru anlaşılması önemlidir. Sıcaklık ve ısı kavramlarının farklı anlamlar ifade etmesi, iklim ile hava durumunun aynı anlamlar ifade etmediği, küresel ısınma ile küresel iklim değişikliğinin aynı anlamda kullanılmaması, atmosferin ısınma süreçleri gibi, bugün de üzerinde çok konuşulan konularda oluşacak ortak ve doğru tanımlar, iklimi ve iklim sürecini anlamada da yardımcı olacaktır.
İklimin belki de en önemli bileşeni sıcaklıktır. Çünkü sıcaklık, buharlaşma ve nemden yağışa, basınç dağılışından rüzgar oluşumuna biocoğrafik özelliklerden morfoklimatik oluşumlara, bir çok konuda belirleyici etmendir. Buna göre sıcaklık rejimleri ve sıcaklık kuşakları ile bölgeleri de yer küre üzerinde biocoğrafik özelliklerin dağılışını ortaya koymak açısından temel faktördür.
Sıcaklık kuşaklarına ve bölgelerine geçmeden önce dünya üzerinde sıcaklıkla ilgili genel bilgilere ve sıcaklık rejimi kavramına yer vermekte fayda görülmektedir.
Günümüzde yeryüzünün sıcaklık değerleri ve genel sıcaklık ortalamaları ile ilgili her yıl yeni gelişmeler olmaktadır. Küresel iklim değişikliği sürecinin konuşulduğu günümüzde sıcaklık değerleri peş peşe rekorlar kırmaktadır. BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin 2013’de açıkladığı rakama göre 1880 – 2012 arasında küresel ortalama sıcaklıklar ortalama olarak 0.85 oC artmıştır (0.65 – 1.06 oC). Bu rakam Avrupa ortalaması için 1 oC kadardır. Yine aynı rapora göre 1982 – 2012 arasındaki 30 yılın her 10 yılı, yeryüzünde 1850’den beri kaydedilen küresel sıcaklık verileri için hesaplanan tüm on yıllık dönemlerden ardışık bir biçimde daha sıcak olmuştur. Kuzey Yarım Küre’de 1983 – 2012 döneminin olasılıkla son 1400 yılın en sıcak 30 yıllık dönemi olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte 1951 – 1980 arası küresel ortalama sıcaklıklar 14 oC iken, bu değerdeki artış 2015 yılı itibariyle 1.8 oC olmuştur. Yani küresel yıllık ortalama sıcaklık değerleri yaklaşık olarak 16 oC’ye ulaşmıştır ki bu Türkiye ortalaması olan 13.1 oC’den oldukça yüksek bir değerdir.
Kara ve denizlerin oranları ve dağılışı nedeniyle Kuzey yarım kürenin dünyanın sıcaklık bilançosu üzerine katkısı yada payı daha büyüktür. Kuzey yarım kürenin yıllık ortalama sıcaklığı 15.2 oC iken, bu değer Güney yarım küresi için 13.3 oC’dir. Diğer bir ifade ile Kuzey yarım küresinin yıllık ortalama sıcaklık değerleri Güney yarım küreye göre 2.1 oC daha fazladır. Bu fark yaz mevsimi için daha yüksek olup, Kuzey yarım kürenin yaz sıcaklık ortalaması 22.4 oC iken, Güney yarım küresinin sıcaklık ortalaması 17.0 oC olarak görülmektedir. Aradaki fark ise 5.4 oC’dir. Ancak kış mevsimi için durum farklı olup Kuzey yarım kürede kış mevsimi ortalama sıcaklığı 8.1 oC iken, Güney yarım küresinde bu değer 9.7 oC’dir. Buna göre, bu sefer Güney yarım küresi Kuzey yarım küreye göre 1.6 oC daha sıcaktır. Bu rakamlara göre dikkat çeken bir diğer durum ise Kuzey yarım kürede yaz ve kış mevsimi arasındaki fark 14.3 oC iken Güney yarım kürede bu fark 7.3 oC’dir. Her iki yarım küre arasında mevsimler arasındaki sıcaklık farkı hemen hemen iki kata ulaşmaktadır. Bu durum aynı zamanda her iki yarım küre arasındaki kara ve deniz dağılışının etkisine tipik bir örnektir. Deniz/okyanus oranı fazla olan Güney yarım küresinde yazlar fazla ısınmazken, kışlar da Kuzey yarım küreye göre fazla soğumamaktadır.
Bu anlamda rekor sıcaklık farkı ise Rusya’nın doğusundaki Verkhoyansk’da kırılmıştır. Verkhoyansk’da ölçülen en yüksek sıcaklık 37 oC, en düşük sıcaklık – 68 oC’dir. Buna göre sıcaklık farkı 108 oC’dir.
Kara ve denizlerin dağılışının ortaya çıkardığı bu durum ile, yukarıda ifade edilen diğer gezegensel ve yerel etkenlere bağlı olarak yeryüzünde enlemlere göre oluşan matematik iklim kuşakları yerini sıcaklık kuşaklarına bırakmıştır. Buna göre yeryüzü üzerinde sıcaklık bölgeleri oluşmuştur. Bu sıcaklık bölgeleri aynı zamanda nem şartlarının da yer aldığı iklim bölgelerine benzerlik göstermektedir.
Buna göre bir alanda yada bölgede sıcaklık ve dolayısıyla iklim özelliklerini belirleyen 5 unsur bulunmaktadır.
Enlem. Sıcaklıklar enlem derecesine göre Ekvator’dan kutuplara doğru azalmaktadır. Aynı zamanda max. ve min. sıcaklıklar arasındaki farklar da Ekvator’dan kutuplara doğru çoğalmaktadır. Bu farklılığın temel nedeni ise güneş ışınlarının atmosferde katettiği yolun Ekvator’da daha az, kutuplara doğru giderek artması, aynı zamanda Ekvator’un daha dik açı ile güneş ışığı almasıdır.
2. Yükselti. Sıcaklıklar yükselti ile birlikte azalmaktadır. Çünkü atmosfer büyük ölçüde yerden geriye yansıyan ışınlarla ısınmasının yanında, atmosferin üst katında atmosfer yoğunluğunun daha az olması bu sonuçta etkilidir.
3.Genel atmosfer sirkülasyonu ve rüzgarlar. Genel dolaşıma bağlı rüzgarlar bir yerden bir yere sıcak yada daha soğuk havayı taşıyabilmektedirler.
Karasallık. Deniz ve karaların ısınma soğuma süreçleri farklıdır. Denizler karalara göre daha geç ısınıp daha geç soğuyarak, kıyı ve iç kesimler arasındaki sıcaklık farkının artmasına neden olmaktadırlar. Denizler aynı zaman bulundukları alandaki iklimi daha ılımanlaştırmaktadır.
5.Bakı. Güneşe bakan yamaçlar diğer yamaca göre her zaman daha fazla güneş ışığına maruz kalırlar. Bu nedenle Kuzey yarım kürede dağların güneye bakan yamaçları yamaçları daha sıcak ve kuraktırlar. Bu durum Güney yarım kürede ise kuzeye bakan yamaçlar için geçerlidir.
Bu şartlar altında yeryüzü üzerinde sıcaklık ve iklim bölgeleri belirlenmiştir. Bu bölgeler matematik iklim kuşaklarından farklı bir uzanım göstermektedir. Temel olarak bu sıcaklık kuşakları Ekvator’a paralel olarak uzansa da iklim bölgeleri ile tamamen uyumlu değildir.
Sıcaklıkların yerküre üzerindeki dağılışı şu şekilde gruplandırılabilir:
Soğuk Kuşak. Kutupsal bölgeler olan Arktik ve Antartik, sıcaklıkların çoğu zaman
0 oC’nin altında olduğu alanlardır. Buralarda temel olarak iki dönem (mevsim) hakimdir. Dünyanın yıllık haeketine bağlı olarak dönemsel bir şekilde gece gündüz koşulları yaşanır. Yaklaşık olarak Mart – Eylül arasında polar gündüzü yaşayan Kuzey kutup bölgesinde
sıcaklıklar yer yer 0 oC’nin üstüne çıkabilmektedir. Kuzey Kutup Dairesinin üzerinde kalan yerlerde sıcaklıklar polar gündüzü sırasında tarım dahil çeşitli faaliyetlere izin vermektedir. Güney Kutup Dairesinde ise polar gündüzü Eylül – Mart
arasında rastlamaktadır. Bu dönemde benzer kuzeydekine benzer koşullar yaşanmakla birlikte Antartikanın geniş buzullarla kaplı alanlarında faaliyetler çok kısıtlıdır. Yıllık sıcaklık farkları 20 – 30 oC’yi aşmaz.
Ilıman kuşak yada orta enlemler. Bu alanlar kabaca her iki yarım kürede kutup
daireleri ile dönenceler arasında uzanan yerlerdir. Yaz sıcaklıkları 40 oC’yi pek aşmaz. Ortalama sıcaklıklar ise 10 – 20 oC arasında değişmektedir.Güneşin hareketlerine bağlı olarak mevsimsel ayırımlar görülmektedir. Bu anlamda 4 mevsimin belirdiği alanlardır. Ekinoks ve solstis zamanları mevsimler için birer ayraç gibidir. Atmosferdeki nem sıcaklıkların şiddetli değişim göstermesine engel olsa da bu durum bu kuşağın her yerine aynı şekilde yayılmamıştır. Ilıman kuşak bu anlamda iki alt bölgede değerlendirilebilir. Ilıman kuşak okyanusal tip, daha çok denizel şartlara sahip bölgelerde görülen bir özelliktir. Sıcaklık farklılıkları 5 -15 oC arasında gerçekleşmektedir. Denizel şartların ılımanlaştırıcı etkisi kıyı bölgelerinde sıcaklık koşullarını daha olumlu hale getirmiştir. Ayrıca bazı bölgelerde okyanus akıntıları da bu ılıman etkiye katkı yapmaktadır. Örneğin kuzeybatı Avrupa ve İngiltere’de Golf Stream sıcak su akıntısı, bu kıyılarda ılıman özellikler açısından hayati öneme sahiptir. Ağustos en sıcak ay iken Şubat, bazen de Mart ayı en soğuk ay olabilmektedir. Ilıman kuşağın bir diğer alt tipi ise karasal tiptir. Karasallık koşulların ağırlığı altındaki karaların iç ve yüksek kesimlerinde görülen bu alt tipte sıcaklık farklılıkları 15 – 30 oC’ler arasındadır. Yaz sıcaklıkları daha yüksek, kış soğukları da daha güçlüdür. En sıcak ay Temmuz olup, en soğuk ay Ocak ayına karşılık gelmektedir. Bu kuşak kuvvetli barı rüzgarlarının etkisi altında olup, yıl içinde farklı hava tipleri ile karşı karşıya kalmaktadır.
Sıcak kuşak. Ekvator’un her iki tarafında, dönenceler arasına rastlayan bu kuşakta da mevsimler yada sıcaklık dönemleri iki bölüme ayrılmıştır. Yıl, nemli ve kurak dönem olarak
iki bölümdedir. Ortalama sıcaklılar 20 oC’nin üzerinde görülebilmektedir. Subtropikal yüksek basınç kuşağının etkisi altında olan çöllerde ise gün içindeki sıcaklık değeri 50 oC’ye kadar ulaşabilmektedir. Bu kuşata yer alan Ekvator, en sıcak yer olmayıp, en sıcak bölgeler bu subtropikal yüksek basınç alanlarına yakın yerlerde görülmektedir. Çünkü Ekvator sürekli konvektif hareketlerle sıcaklığın üst atmosfere taşındığı, gün içerisinde artan bulutlanma ile konveksiyonel yağışların görüldüğü bir bölge olup, bu hadiseler sıcaklığın çok yükselmesine engel olmaktadır. Bu anlamda sıcak kuşak, Ekvatoral bölge ve dönenceler bölgesi olarak iki alt
gruba ayrılabilir. Ekvatoral bölgede sıcaklık farklılıkları 5 oC’nin altındadır. Dönenceler bölgesinde de sıcaklıklar yüksek olmakla birlikte sıcaklık farklılıkları 5 oC’nin hemen üzerindedir.
İklim Bölgeleri
Sıcaklığın yerküre üzerinde yayılışı, ya da dağılışı yukarıda da ifade edildiği gibi gezegensel koşullar ile birlikte yerel coğrafi faktörlerin de etkisi altında gelişmektedir. Bu çerçevede sıcaklık değerleri, özellikle nem özellikleri ile birlikte genel iklim sınıflamalarını ya da iklim bölgelerini oluşturmaktadırlar. İklim bölgelerine bakıldığında da sıcaklık kuşakları ile paralellikler taşıdığı görülmektedir.
Yeryüzünü temel iklim bölgelerine bakıldığında , sıcaklık kuşakları ile uyumlu bir şekilde dağıldığı görülebilmektedir.
1.Kutupsal (Polar) İklim: Tüm yıl çok soğuk ve kurak koşulların olduğu bir iklim tipini temsil etmektedir. Bu çerçevede Arktik ve Antartik sıcaklık kuşakları ile uyumlu bir şekilde uzanırlar.
2.Ilıman İklim. Bu iklim tipi de orta enlem sıcaklık kuşağı içinde yer alan bir bölgede gelişen iklim tipidir. Nispeten soğuk kışlar ile ılıman yazlar söz konusudur. Baharlar ise geçiş mevsimleri olarak yaşanmaktadır. Ilıman iklimin görüldüğü bazı alanlar karasal özelliklere sahipken, kıyı bölgeler denizel şartlara sahip alanlardır.
3.Kurak iklimler. Bu iklim tipi gerek orta enlemler ve gerekse tropikler arasında, karasallık ve hakişm basınç koşukları ile ortaya çıkan kurak alanları temsil etmektedir.
Tropikal iklim. Bu iklim bölgesi de tropikler arasındaki sıcak kuşağın içerisinde yer almaktadır. Tüm yıl sıcak ve nemli koşullar nedeniyle daha çok Ekvatora yakın bölgelerde hakim iklim tipi olarak ayırt edilir.
Akdeniz iklimi. Bu iklim bölgesi de ılıman kuşağın sıcaklık şartlarına sahip olup, nemli ve ılıman kışlar ile kurak-sıcak yazlarla temsil edilmektedir.
6.Dağ iklimi. Bu iklim tipi farklı sıcaklık kuşakları altında, ancak yüksek dağlık alanlarda görülmektedir. Tüm yılın soğuk geçtiği bu bölgeler aynı zamanda karasal özelliklere sahiptirler.
Alıntıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder