8 Mayıs 2022 Pazar

TÜRK MİTOLOJİSİ'NDE GEÇEN KİŞİLER, KAVRAMLAR VE TANRILAR - 12

 ALBASTI


Albıs'ın neden olduğu ruh hastalığı, boğucu sıkıntı. Loğusa humması denilen ve yüksek ateşle ortaya çıkan bir hastalık ve bunlara bağlı baygınlık, sara nöbeti. Bir çeşit korku halidir. Gebe kadın hastalanıp kan kaybettiğinde gözüne değişik varlıklar görünmeye başlar, nefesi daralır, yemeden içmeden kesilir. En çok korktuğu şeyler zihninde ortaya çıkar ve bazen bayılır. Albıs'ın o esnada göğsüne dizleriyle çökerek soluğunu kestiğine inanılır. Albastı'ya tutulan kişiye Albıstar denir ve kurtulması için "Al Ocağı"na götürülür. Bu yer genelde kutlu bir mekandır veya bir evliya mezarıdır. Ayrıca Udmurt ve Mari dillerinde de Alvasta ve Alvastı olarak yer almaktadır. Aleybanı (Alyabani) varlığı da akla getirir.



ALBIS


Albastı'ya neden olan kızıl renkli kötü varlık. Çirkin, saçları darmadağınık, gözleri kanlı,  uzun tırnaklı, uzun boylu, çok kuvvetli olarak betimlenir. Develerle güreşebilecek kadar uzun ve güçlü olduğu anlatılır. Kızıl elbiseler giyer. Kimi anlatılarda bir küpün içine girerek

orada yaşar. Bazen de ırmak kenarlarındaki ıssız bölgelerde veya içi boş ağaç kovuklarında yaşadığı söylenir. İri gözlüdür. Çok fazla sayıda ağır, demirden yapılmış takıları vardır. En sevdiği şey atların yelesini örmektir. Albıs'ı yakalamak için elbisesine veya kendisine iri bir iğne saplamak gerekir. Demirden ve demircilerden korkar. Lohusalara musallat olur ve ölümlerine sebebiyet verir. Korunmak için lohusaların odalarında demir eşya bulundurulur. Kötülük yapmaktan zevk alır. Ayakları ters olarak betimlenir. Kendisiyle konuşan Kam (Şaman) ne derse, söylenenin tersini yapar. Başı sıkışınca bir kuyuya girerek kaybolur. Bazen de iğne batırılınca su olup bir kuyuya doğru akar.  Ayrıca genel  özellikleri itibariyle Kızıl  Albıs olarak da bilinen bu varlığın iki türü daha vardır: Sarı Albıs ve Kara Albıs.

1. Kızıl Albıs: "Kızılsaç" olarak da  bilinir.  Al  renkli giysiler  giyer. Kızıl hummaya neden olur. Yaptığı kötülükler "albasmak" fiiliyle anlatılır. Kızıl saçlı bir kadın olarak betimlenir. Uzun boylu, uzun parmaklı ve sivri tırnaklı, dağınık saçlı, yağlı vücutlu, dişlek, çıplak gezen, göğüslerinden birini geriye atmış, tepesinde gözü olan çok çirkin bir yaratıktır. Irmaktan veya denizden çıkan ve yalnız oynayan çocukları çalarak suyun dibindeki evine götüren bir kadın olarak da anlatılır. "Gökçe Munçuk"tan (Mavi Boncuk) çok korkar, ki "nazar boncuğu" kavramının kökeninde bu anlayış yatar. Küplerin içinde saklandığı da düşünülür. Ağzında sihirli bir taş olan bir kuş kılığına girebilir. Öleceğini anladığında kendini yaralar ve akan kanından bir süre sonra yeni bir Albıs doğar. 'Alkarısı" olarak da bilinir.

2. Sarı Albıs: "Sarısaç" olarak da bilinir. Sarı giysiler giyer. Sarıhummaya  neden  olur.  Oluşturduğu  hastalık "sarı basmak"  tabiriyle ifade edilir. Sarışın bir kadın görünümündedir. Kötülükte Kızıl Albıs'a göre biraz daha düşük seviyededir. Ölümcül  değildir.  Keçi veya tilki donuna (kılığına) bürünebilir. Şımarık yönü ağır basar, hoppa ve oynaktır. Kandıracağı kişiyi cilvelerle kendisine çeker. Dünyadaki en güzel kadından daha güzel bir görünüşe sahip olabilir. Şehvetli ve açgözlüdür.

3. Kara Albıs: "Karasaç" olarak da bilinir. Kara giysiler giyer. Karahummaya neden olur. "Kara basmak" tabiri yaptığı kötülükler için kullanılır ve kabuslarla da ilgilidir. Esmer, koyu tenli bir kadındır. Diğer Albıslara göre daha ağırbaşlı ve ciddi görünümlüdür. Ancak daha aldatıcı ve baştan çıkarıcıdır. Albıslar içinde  nadiren  rastlanır  ve en ölümcül olandır. Çakal veya sırtlan kılığına girebilir.


Bahattin Uslu’nun Türk Mitolojisi adlı kitabından alıntılanmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siyahkaya Barajı / Silopi / Şırnak