ALYABAN
Cadı. ''Alyabani" olarak da bilinir. Yabani kadın varlık olarak tanımlanır. Saçları dağınıktır. Gözleri kızıldır. Yakaladığı insanları kaçırır. Genellikle ıssız yerlerde ortaya çıkar. Ortadoğu kültürlerinde Aleybanı (Alyabani) ve Kuleybanı (Gulyabani) adlı varlıklar bazen birlikte anılırlar. Bu isimler Albastı ve Gulbastı şeklindeki ikili bir anlayışın da izlerini taşır.
AMA HANlM
Yaratıcı tanrıça. Yaratıcı güçleri olan bir tanrıça olarak anlatılır. İskitlerdeki Apa (Abay) adlı tanrıçayla arasında bir bağ olması da muhtemeldir. Bazen evi koruyan bir tanrıça olarak adı geçer. Ana Tanrıça Umay'la da ilişkilendirilmektedir. Sümerlerde de ''Ama" adlı bir tanrıça mevcuttur.
AMBAR ANA/ONA
Dişilik tanrıçası. Kadınları ve kadınların yaptığı işleri gözetir, çalışmalarına bolluk verir. Kendisi için yapılan törenler vardır. Kadın şamanlar ondan yardım dilerler. Özbek kültüründeki önemli mitolojik kişiliklerden birisidir. Her ne kadar kiler, depo manası taşıyan Arapça "ambar" sözcüğüyle bağlantısı olmasa da kelime benzerliği nedeniyle "Kilerin Koruyucu Ruhu" manasını da içerir hale gelmiştir. Çünkü kilerlerle en çok muhatap olan kişiler evdeki kadınlardır.
AMBAR ATA
Kilerin koruyucu ruhu (erkek). Evin kilerinde (bodrumunda) yaşar. Eşyaların yerini değiştirir hatta kızarsa kırabilir. Bazı geceler kilerden gelen sesleri o çıkarır. Tatar halk inancındaki "Amba'' adlı varlıksa boş evlerde yaşar.
ANDAR
Ateş tanrısı. Ateşi korur. Bazen kızarak yeryüzünde yangınlara neden olur. Elinde bir yolayla (meşale) betimlenir. Saçları ateştendir. Gözleri alev saçar. Heybetli ve kaslı bir görünümü vardır. Meşalesi kendiliğinden hiç sönmeden sürekli yanar. Bitkilerin koruyucu tanrısı olarak da görülür. Yeraltının veya cehennemin koruyucusu olarak da söylenir. Azerbaycan Türkçesindeki "andıra kalmak'' ve Anadolu Türkçesindeki "ender kalmak" deyimleri beddua içerikli fiiller olarak kullanılır. Ayrıca "andıra kalasın" veya "ender kalasın" ifadeleri "kahrolsun" veya "lanet olsun'' manasında halk ağzında kullanılırlar. Ayrıca Andarhan Hatun adında bir tanrıçanın varlığından da bahsedilir, fakat o yeryüzünün koruyucusu olarak anlatılır.
ARAH HAN
Ruh tanrısı. İnsan ruhları hakkında karar verir. İnsanın geleceğini belirler. Yeraltı aleminde yaşar. Tatar inançlarındaki ruhları öte aleme götüren "Erek" adlı ölüm meleğiyle de bağlantılıdır.
ARAN EFSANESİ
Yaratılış efsanesi. Macar kökenli destana göre, her yerin ormanlarla kaplı olduğu bir çağda periler, devler ve insanlar yeryüzünde birlikte yaşardı. ''Arany Atya'' (Aran Ata) kendi ülkesini yaratmak istediğinde (tıpkı Altay Yaratılış Efsanesi'ndeki gibi) bir yaban ördeğinden yardım ister ve suya dalarak toprak getirmesini söyler. Ama ördek dilinin altında kendisi için biraz çamur saklar. Kendi ülkesini kurmak isteyen Aran Ata toprağın yalnızca denizin karşı kıyısında bulunabileceğini bir tanrıçadan öğrenir. Bütün bunlar olup biterken şeytani varlıklarla (Lidere) olan mücadelesine yer verilir destanın bazı kısımlarında. Uçurumlar, dağlar ve denizler anlatının önemli figürleridir. Üst Dünya'nın tanrı ve tanrıçaları zaman zaman olaylara müdahil olurlar. Destana damgasını vuran 77 sayısıdır. Örneğin 77 uçurum veya 77 gün gibi kavramlar sürekli vurgulanır. Yeryüzünü sular kapladığında insanların bir sal yapmalarına yardımcı olur. Aran Ata'nın salı yapmasına engel olabilecek pek çok durum çıkar ama o hepsinin üstesinden gelir. Son günde salı yapar ve bitirir. Sular yükselirken insanlar ve hayvanlar çiftler halinde sala binerek kurtulurlar. Destanda renkli doğa betimlemelerine sıklıkla rastlanır. Saraylardan ve içindeki eğlencelerden sıkça bahsedilir. Tanrısal yarışmalar yine rastlanan bir motiftir. Tıpkı Türk destanlarındaki gibi yeryüzünün merkezi olarak algılanan ulu bir dağ Aran Atya'nın bazen ulaşmaya çalıştığı, bazen de ikamet ettiği yerdir. Altay söylencelerinde buranın adının "Altın Dağ" olması da Aran Atya'nın isminin anlamıyla bağlantısını net olarak ortaya koyar. Destanda Sarkan/Sarhan (Macarca "Sarkany") adlı ejderhalara da rastlanır. "Aran" adı etimolojik olarak Türklerdeki "Yaran/Arang" adlı su ruhlarıyla da ilişkili görülür. Ayrıca Türkçe Ar/Yar kökü üzerinden "yaratmak" sözcüğüyle de bağlantılıdır.
Bahattin Uslu’nun Türk Mitolojisi adlı kitabından alıntılanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder