27 Mayıs 2022 Cuma

Eski Çin

 Eski Çin topraklarında, çok az şey günümüzdekilere benziyordu. Toprak, nehirlerle sulanan devasa ormanlar ve bataklıklarla kaplıydı. Ayrıca ekin tarlaları, geniş göller, ucu bucağı gözükmeyen çorak alanlar da vardı. Mera ve bozkırlar ise, sadece dağlık bölgelere saçılmıştı.


Doğuda, Huang-ho (Sarı Nehir) ile Yang-tse’nin aşağı akımları sürüklenmiş toprak şeridiyle kaplıydı. Şimdiki Ho-pei eyaleti, “Dokuz Nehir” anlamına gelen büyük bir deltadan ibaretti. Deniz sahilinden uzak bölgelerde geniş göller ve bataklıklar uzanıyor; İ [Yih] ve Huai nehirleri ise, Yang-tse’nin aşağı akımlarındaki bataklık vadiye dökülüyorlardı. “Wei-ho nehri havzası, gür bitkilerle kaplıydı; devasa meşe ağaçlarından başka, çeşitli servi ve çam ağaçları da vardı. Ormanlarda ise kaplanlar, kara parslar, sarı leoparlar, ayılar, mandalar, yaban domuzları ve ormanın vazgeçilmez dostları çakallar ile kurtlar geziniyorlardı.” 


 

Nehirlerle savaşmak, oldum olası Çin insanının hayatında önemli bir yer tutmuştur. Bu nehirlerin kuraklık dönemlerinde suları çekilmiş, ama dağlardan gelen yağmur sularıyla beslendikleri dönemlerde coşup yataklarından taşmışlar; hızlarını kaybettikleri zamanlar ise çevrelerini alüvyonlarla kaplamışlardır. Kuzey Çin sakinlerinin kimisi, dağlardan gelen sellerden kaçarak hayatlarını avcılıkla sürdürebilecekleri bölgelere göç etmiş, kimisi de nehir taşkınlarıyla mücadele etmeyi yeğlemişlerdir ki, Çinliler’in ataları da bunlardı. Çalışmaktan yılmayan Çinli çiftçiler, çok eskilerden beri hem kendilerini, hem de tarlalarını su taşkınlarından korumak için sedler yapmışlardı. “Çin topraklarında, çok eskilerden beri farklı kültürlere sahip ve değişik atalardan türemiş bulunan kabileler yaşıyorlardı. Her kabile, yaşadığı topraklarda tabiat güçleriyle boğuşarak, kendi kültürünü geliştirmişti.” Ve bu kabileler, sık sık birbirleriyle savaşıyorlardı. Çin tarih geleneğine göre, yarı efsanevî ilk Çin hanedanı Hsia zamanında bile, M.Ö. III. Binyılda Çin topraklarına göçüp gelmiş olan diğer kabilelerle savaşlar yapılmıştı. Bu kabilelere, Junğlar ve “Ti” [Di] ler deniliyordu. Bunlar, Çinliler’in atalarının çukur bölgelere çekilerek terkettikleri ormanlık dağlara yerleşmişlerdi. Daha kuzeydeki kuru bozkırlarda ise, Hun-yü kabileleri yaşıyorlardı. Efsaneye göre, M.Ö. 2600 yılında “Sarı İmparator” onlara karşı bir sefer tertiplemişti. Ama Hsia’nın asıl düşmanları onlar değil, Junğlar ve “Ti”ler’di. Çin folklorunda dahi Çinliler’in ataları “karabaşlar”ın, “sarı saçlı iblisler”le yaptığı savaşların akisleri korunmuştur. Binyıl savaşlarını, Çinliler kazanmış ve “barbarlar”ı dağlara, bozkırlara ve güney cangıllarına sürmüşlerdi. Fakat daha sonra da göreceğimiz gibi, bu nihaî bir zafer değildi. Hsia hükümdarlığı, kazandığı başarılara rağmen, ancak Ho-nan bölgesiyle Shan-si’nin güneybatı kısmına hâkim olabilmişti ki, müstakbel Çin halkının nüvesi de burada atılacaktı.



M.Ö. 1764’de, Çin’deki darbe sonucunda, Hsia hanedanının yerine Shang hanedanı ortaya çıkmış; onun döneminde, kadim Çin medeniyetinin kökleri sağlamlaşmış ve eski Çin halkı şekillenmişti. 

Gerçek tarihî Çin hanedanlarının ilki, Shang-yin’dir. Çünkü ilk Çin devletinin ortaya çıkışı, ona bağlanmaktadır. Onun kültür haritasını çizen pekçok bulgulara rastlanmıştır, ama siyasî tarihi birazcık karanlıktır. Doğru; Shang, kendinden önceki hükümdarlıkların ve aristokrasinin vârisi olarak, gerçekten kölecilik sistemine dayalı bir devletti. Bu dönemin en göze batan özelliği, daha sonraki Çin tarihinde çok önemli bir rol oynayacak olan hiyeroğlif yazısının icadıydı. Ticaret sadece Huang-ho’nun kuzeyindeki Ho-pei’de yaşayanlarla sınırlı değildi. Aksine, Kuzeydoğu Çin üzerinden Baykal ve Angara sahillerine kadar ticarî ilişkiler kurulmuştu. Elbette buralarda sadece aracı kabilelelerle değiş tokuş yapan Çinliler’in malları sergilenmiyordu. Sibirya’ya kalay ve bronz gibi metaller veriyorlar; oradan ise yeşil ve beyaz nefrit, değerli kürkler ve muhtemelen köleler alıyorlar; böylece Uzak Doğu kültür ağı gelişiyordu.


Alıntıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siyahkaya Barajı / Silopi / Şırnak