11 Mayıs 2022 Çarşamba

TÜRK MİTOLOJİSİ'NDE GEÇEN KİŞİLER, KAVRAMLAR VE TANRILAR - 13

 ALCI


Şeytan kovucu. Albıs'ı kovma yeteneği olan, albastıyı tedavi edebilen kişi. Cin çıkaran. Al Ocağı adı verilen ve bu tür rahatsızlıkların sağaltımı (tedavisi) için gidilen mekanların piri veya koruyucusudur. Eski Türk inancında, yeni doğum yapmış lohusa kadınlara musallat olan Albıs denilen kötü ruhları kovabilen ve albasması'na karşı koruyabilme gücüne sahip olduğuna inanılan kişilere "Alcı/Alçı/ Alçu" denirdi. Türkler Anadolu'ya göç edince Alcı'lar da Anadolu'nun çeşitli yörelerine yerleşerek çok sayıda Al Ocağı kurmuşlardır. Bunlar daha sonraları evliya mezarlarıyla özdeşleşmiştir.



ALDAÇI


Ölüm tanrısı. İnsanların canlarını alır.  Uzun  kara  giysileri  ve kara bir atı vardır. Görünümü heybetli ve korku vericidir. Geçtiği yerlere korku salar. Erlik'in elçisidir ve onun tarafından  gönderilir. Bir evden ölü  çıktıktan  sonra  Aldaçı'nın  emrindeki  ölümcül  ruhlar  o evde yedi gün kalırlar. Yönettiği ölüm ruhlarına da Aldaçılar adı verilir. Bu nedenle o evden yedi gün boyunca bir şey çıkmaz ve girmez. İslam sonrası Azrail'le özdeşleşmiştir ve halk inancındaki tüm özellikleri ona aktarılmıştır.

ALIG HAN


Körler tanrısı. Kör bir ihtiyar kılığındaki dağ ruhudur. Dağlardaki at sürülerini korur ve bir rivayette kanatlı atlar yüzünden kör olmuştur. Köroğlu Destanı'ndaki "Kör Ata" motifinin arkaik varyasyonudur. Köroğlu'nun babası da hediye ettiği bir kötü görünümü at nedeniyle bulunduğu yörenin beyi tarafından kör edilmektedir. Fakat daha sonra bu at bir ahırda güneş görmeden kırk gün bekleyince sıra dışı özellikleri belirir. Babası rüyasında oğlunun kordan (ateşten) doğacağını görür ve bu "kor" bir sınavı simgelemektedir. Köroğlu'na ozanlık yeteneğini, savaşçılığını ve atını veren   de   babasıdır.   Böylece daha eski çağlarda bir tanrı konumunda olan bu kişilik Köroğlu destanında baba kimliğine bürünür. Alığ Han, suları gençlik (veya ölümsüzlük)   veren Koşabulak'ı   (İkiz Pınar'ı)   korur. Bu ölümsüzlük en azından mecazen geçerli olmuş ve onu içen Köroğlu'nun adı hep yaşamıştır. İslam öncesi Türklerde zaten yaygın olarak kullanılan "Alı/Alu" şeklindeki bir isim mevcuttur. Örneğin Alu Beşe (Ali Paşa) adlı gerçekte yaşamış bir ozan her iki isimle de tanınmaktadır. Bir görüşe göre, İslam sonrası Türk toplumunda Hz. Ali'nin önemli bir yer edinmesi bu ad benzerliğinin bir sonucudur. Hz. Ali'nin yiğitliği, savaşçılığı, Zülfikar'ı Türk kültüründe büyük ilgi çekmiştir. Azerbaycan halk öykülerinde kahramanlara Buta (Bade) veren, onlara yetenek bahşeden çoğu zaman Hz.   Alidir. Gerçekten de Köroğlu'nun adı da Alidir (Azeri versiyonunda babasının adı Alı Kişidir). Yaşar Kemal'in "İnce Memed" adlı yapıtını oluşturan dört kitabın sonunda da benzer cümlelerle yamacındaki çakır dikenliğin üç gün üç gece yandığı söylenen, yanan dikenlerden çığlığa benzer seslerin gelişi anlatılan dağın adı Ali Dağıdır. Bu olay kitapta şu cümleyle ifade edilmektedir: "Bu ateşle birlikte de Ali Dağı'nın doruğunda bir top ışık patlar. Dağın başı üç gece ağarır, gündüz gibi olur." Kafkas Nart Destanlarında ise 'Alavgan/Alıvgan'' adlı bir kahramandan bahsedilir ve sözcük ayı manasıyla da alakalı görülür. 


Bahattin Uslu’nun Türk Mitolojisi adlı kitabından alıntılanmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siyahkaya Barajı / Silopi / Şırnak