20 Şubat 2022 Pazar

ÜÇ ÇEŞİT HRİSTİYANLIK VE HAÇLI SAVAŞLARI

 






9. yüzyıla kadar Hıristiyanlık Avrupa'da üç ana başlık altında gelişmişti. Bunlardan ilki. Papaların Hıristiyanlığı idi. Onların anladığı şekildeki Katolik inancını temsil ediyordu. İkincisi Kralların Hıristiyanlığı idi. Bu da 4. yüzyılda imparator Konstantin tarafından başlatılmış olan Hıristiyanlık anlayışıydı ve zamanla İngiltere'de Anglikanizm'in ve Almanya'da da Protestanlığın ortaya çıkmasına neden oldu. Özellikle de 800 yılında Frankların Kralı Muhteşem Karl'ın Papa 3. Leo tarafından dünyaya yeniden gelmiş olan Davut Peygamber olarak ilan edilmesiyle tırmanışa geçti, ingiliz Kilise tarihçisi James Russell'ın da gösterdiği gibi Hıristiyanlığın Almanlaştırılması, kendi Pagan gelenek ve göreneklerine çok bağlı olan Almanların bu Germanik ve Teutonik gelenekleri Hıristiyanlığa aşılamalarıyla mümkün olabilmişti. 16. yüzyılda ortaya çıkan Protestanlık işte bu "Zor Kabulleniş"ten kaynaklanmıştı.

Altısı resmi, dördü metres olmak üzere 10 karısı ve 18 çocuğuyla yaşayan Karl, Davud Peygamber olduğunu öğrenince "Yeni Kudüs"ü kurmak için harekete geçti ve bugün Aachen diye bilinen kenti kurdu. O yıllardan kalma İslami belgelerde Karl'dan ilginçtir ki Frankistan Halifesi diye söz edilmişti. Karl Bağdat'taki Halifelerle iyi ilişkiler kurmuştu. Nedir ki, onun ölümünden sonra Hıristiyanlık yeniden Papaların denetimine geçti ve üçüncü başlık altında toplanmış olan "Popüler Hıristiyanlık" büyük darbe yedi. Papalar yeniden Hıristiyanları boyundurukları altına almaya başladılar. Bunu sağlayabilmek için de bir dış düşman yarattılar: Müslümanlık. Papalar Müslümanların Hıristiyanlığın baş düşmanı olduğunu öne sürerek Haçlı Seferlerini başlattılar. Böylelikle Hıristiyanlığın geleneksel düşmanı sayılan Yahudilik geri plana çekilmiş, Müslümanlık öne çıkarılmış oldu. Papalar bu savaşlarda ilkin Karl tarafından konulmuş ve sınırları belirlenmiş olan bir kavramı kullanarak bunun genişletilmesi gerektiğine tüm prensleri inandırdılar. Bu kavram "Christendum'.kavramıydı. Hıristiyanların yaşadıkları topraklar anlamına geliyordu. Daha önce gördüğümüz Ekümene kavramının Devlet (Kral) tarafından kullanılabilir hale getirilmiş olan şekliydi.


Haçlı seferleri gerçekte Haç'ın taşındığı, onun egemenliğinin yayıldığı seferlerdir. Din uğruna savaşa girmek ilk kez istanbul'u kuran Konstantin tarafından kullanılmıştı. Ve ilk Din Savaşçıları da gerçekte 4. yüzyılda istanbul ve Anadolu'da -o günkü adıyla ANATOLİ'da, yani TAŞRA'da - yaşayan Hıristiyanlardı. Hıristiyanların Haç taşıyarak savaşa gitmelerinin onlara zafer kazandıracağına inanan Hıristiyanlar. Haç'ın kendi başına "Mucizeler" yarattığına inandırılmalardı. Nitekim bu nedenle son derece gizli, karmaşık bilgilere dayalı örgütler kurulmuştu. 


Aytunç Altındal'ın Vatikan ve tapınak şövalyeleri kitabından alıntılanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siyahkaya Barajı / Silopi / Şırnak