Askeri hizmet ya da asalete dayanan toprak sahipliği üzerinde temellendirilmiş bir sistem olan feodalizm, Avrupa'da yönetim sistemi ve günlük yaşamın temelini teşkil ediyordu. 5. ve 12. yüzyıllar arasında feodalizm Fransa'daki Frank krallıklarından çıkarak Batı Avrupa' nın genelinde yaygınlaştı.
Krallar bağlılıkları karşılığında " tımar" adı verilen toprakları güçlü lordlara ya da derebeylerine kiraladılar. Lordlar ya da toprak sahibi dini kurumlar kendi topraklarını tımarlara ayırdılar. Böylece daha az soylu ve kiracı sadakat yemini etmek zorunda kaldı. En altta bağımlı köylüler sınıfı olan serfler bulunuyordu. Tamamen efendilerinin yönetimi altında yaşıyorlardı. Bu sistem nedeniyle lordların kendilerini savunmaları için gereken büyük kaleler ortaya çıktı. Şövalyeler ve şövalyelik olarak adlandırılan bir davranış kalıbı bu sistemin önemli bir unsurunu teşkil ediyordu.
1066 yılında Kuzey Fransa' da yerleşik durumda bulunan Normanlar ingiltere'yi istila ettiler. Hastings Savaşı'nda ingiltere Kralı II. Harold'ı yenilgiye uğratarak Anglosaksonların yerine yönetime geçtiler. Liderleri Kral William (Büyük Fatih) etkin bir feodal sistem oluşturdu. Domesday Book' ta yazıldığı üzere ülkedeki bütün mülk arazileri gösteren bir liste hazırladı. Bu araziler asillere tımar olarak dağıtıldı. Normanlar; Galler, irlanda ve iskoçya'nın kimi bölgelerini fethe çıktılar. Büyük liderleri Robert Guiscard önderliğinde Araplar ve Bizanslılarla savaştılar. Sicilya ve Güney italya' yı fethettiler.
1400'lerden sonra Batı Avrupa'da feodal sistem parçalanmaya başladı. Bu durum özellikle veba nedeniyle nüfusun gerilemesi ve ticaretin gelişimi ile ilgiliydi.
Orta ve Doğu Avrupa'da ise borç esareti altındaki emek gücü olan feodalizmi destekleyen serflik geleneği 19. yüzyılın ortalarına kadar varlığını sürdürdü.
Alıntıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder