25 Nisan 2022 Pazartesi

Kuzey Avrupa Söylenceleri - 11

 VII. Bölüm


(Gııttorm ihanetini itiraf eder. Brunhild Gunnar'a geleceği söyler ve intihar eder. Gudrun, Sigurd'un yasını tutar. Brunhild ve Sigurd birlikte gömülürler.)


Kardeşler şatoya Sigurd'un cesediyle dönünce Gudrun acı ve öfkeye boğuldu. "Soyguncu masalınız doğru olabilir" dedi, "ama Sigurd'un cesedinin önünde durup masumluğunuzu ilan etmenizi istiyorum. Suçluysanız, yarasından taze kan akıp sizi mahkûm edecektir" dedi.


"Bir daha savaşa gittiğinizde" diye ekledi, "Sigurd'un size yardım etmesi için yanınızda olmasını boşuna bekleyeceksiniz! 


O sizin gücünüzdü, onsuz erinç bulamayacaksınız. Şimdi kardeşinizin cesedine bakın ve ölümünde parmağınız olmadığına yemin edin!"

Guttorm yanıtladı: “Yalan sözler yeter! Sigurd arkası bana dönük ırmaktan su içmeye eğildiğinde, av ceketine işlediğin yapraktan kılıcımı ona ben soktum. Ben kardeşlerimin işini yapıyordum sevgili kız kardeşim, ama Sigurd Brunhild'i suçladı. Sigurd'un son sözleri masumluğunu kanıtladı. Gunnar, sana hiçbir biçimde zarar vermediğine ve Brunhild'e kardeş olduğuna yemin etti."


"Ah sevgili kardeşlerim! Siz bana acı getirdiniz" diye bağırdı Guttorm. "Sevgi ve dostluk yeminlerinizi bozdunuz, krallığınız da çöplük olsun! Sigurd'un altını sizi kendi ölümünüze sürüklesin! Sigurd'un Grani'yi senin için Brunhild'e sürdüğü gün lanetli bir gündü. Bu kadın elbette ki insanların en nefret edilesidir! Cesur bir adamı mahvetti ve karısına acı getirdi!"


Hogni "Kaderimiz gözlerimizin önünde yuvarlanıyor!" diye bağırdı. "Bu pis iş nedeniyle, yaşamımız boyunca hiçbir iyilik göremeyeceğiz!"

Gunnar kışkırttığı bu cinayetten pişman olmuştu bile. Brunhild'in çılgın gülüşlerini duyunca, "Yüreği taştan biri gibi gülüyorsun" dedi. "Varlığının ta içine kadar kötülük dolu olmalısın. Kardeşin Atli'yi öldürmüş olsan ve sonra onun cesedine baksan, kendini nasıl hissederdin?"


"Atli benim gözlerimin önünde Ölmeyecek" dedi Brunhild, "o, senden de, Hogni'den de daha çok yaşayacak ve büyük bir kral olacak! Bana gelince, ben kendi yaşamıma son vereceğim!"


"ölümü değil yaşamı seç" diye yalvardı Gunnar, "bütün servetimi sana veririm!"


Karısı dinlemeyince Gunnar, Hogni'den onu ikna etmesini istedi. Ama Hogni "Bırak Brunhild karar verdiği gibi ölsün" dedi, "bize kötülükten başka bir şey getirmedi!"


Sigurd'un cesedinin yakılacağı gün Brunhild hâzinesini topladı, herkesi yanına çağırdı. Kılıcını aldı, koltuk altından soktu ve sakince ölümün kendisini almasını bekledi. "Gelin" dedi, "hazine isteyen gelsin, altınımı alsın."


Sonra Gunnar'a "Hâlâ yaşam soluğum varken, sana korkunç geleceğini anlatacağım" dedi. "Düşman silahlarına doğru  koşacaksın, sen ve ailenin başına uğursuzluklar gelecek. Çünkü Sigurd'a verdiğin yemini bozup onu öldürdün, sadakatini kötülükle ödüllendirdin. Sigurd beni senin için kazandığında bile sana sadık kaldı. Üç gece benim yatağımda uyudu, aramıza keskin ağızlı kılıcı Gram'ı onurunun işareti olarak koydu."


"Gudrun'u, o istemese de kardeşim Atli'yle evlenmeye zorlayacaksın. O da ona Andvari'nin yüzüğünü verecek. Atli, Andvari'nin hâzinesini ele geçirmek için seni öldürecek, ama hâzinenin onun hırslı ellerine geçmesini engellemek için onu Ren Irmağı'nın dibine gömeceksin. Gudrun Atli'yi ve oğullarını öldürerek sizin öcünüzü alacak. Kendisini denize attığında, Andvari'nin yüzüğü, hâzinesinin geri kalanı gibi, derin sulara dönecek. Böylece ölüm seni ve akrabalarını alacak ve Andvari'nin hâzinesinin sulara dönmesiyle cücenin laneti gerçekleşmiş olacak."


Brunhild "Cesedimi Sigurd'un cenaze ateşine götürün. Ateşin çevresine zengin kilimler ve altın kalkanlar yerleştirin. Sonra beni Sigurd'un yanına yatırın ve kalkanlı salonumda benimle yattığı zamanki gibi kılıcı aramızda olsun. Karı-koca gibi yanacağız ve bu dünyayı birlikte terk edeceğiz" diye sözlerini tamamlayıp öldü.


Bu sırada Gudrun, Sigrud'un örtülü cesedinin başında kuru gözlerle ve sessizce oturuyordu. Birçok kraliçe gelip, sevdiklerini yitirdiklerinde nasıl yalnız kaldıklarını anlattılar. Bütün insanların ortak kaderini kabul etmeyi kolaylaştırmak için arkadaşlığın sıcaklığı ve yüklerin paylaşılmasını ummuşlardı.


Sonunda Gudrun'un kız kardeşi kefeni çekip açtı ve "Kocana bak Gudrun" dedi, "öp onu, çünkü yeryüzünde senin sevgin kadar gerçek olanı bilmiyorum. Sigurd senin can kaynağındı!"


O zaman Gudrun'un yüreği eridi ve acı gözlerinden seller gibi boşandı. "Sigurd'um" diye ağladı, "geyiğin herkesten yukarıda olması gibi herkesin üstündeydi. Gümüşün yanındaki altın gibi parlıyordu. Takılan en parlak mücevher, bir prensesin taşıdığı en değerli taştı."


“Sigurd yaşadığı sürece, en soylu savaşçılar arasında en büyük saygıyı görüyordum. Şimdi o öldü, bir ağaçtaki yaprak çokluğuna karışıp giden yalnız bir söğüt yaprağından başka bir  şey değilim. Bir daldan yaprakların dökülmesi gibi, benim neşem de sona erdi ve artık beslenemediklerinden kuruyup ölecekler. Kocamın tatlı sözlerini, sevgisini, dostluğunu özlüyorum."


Koca cenaze ateşi yakıldığında, Gunnar Brunhild'in istediğini yaptı. Sigurd'un cesedi ateşe Brunhild'inkiyle birlikte yerleştirildi ve aralarına Gram konuldu. Alevler yükselip gül parmaklarını göğe doğru uzattıkça, odunu ve eti birlikte tükettiler. Brunhild böylece Sigurd'un yanında yandı. Kaderinin yaşamda birleşmesine izin vermediği erkeğe ölümde kavuştu. Sigurd'un ünü ise, insanlar dünya üstünde yaşadıkça yaşayacak. 



Donna Rosenberg'in Dünya Mitolojisi adlı kitabından alıntılanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siyahkaya Barajı / Silopi / Şırnak