29 Eylül 2022 Perşembe

TÜRK MİTOLOJİSİ'NDE GEÇEN KİŞİLER, KAVRAMLAR VE TANRILAR - 34

 IRKIL


Şamanların atası olarak kabul edilir. Yeryüzündeki ilk Şamandır. Türk Şaman törenlerinin ilk oluşturucusu olarak da bilinir. Şamanist gelenekte onun, üç yıl önce ölenleri bile dirilttiği, körlerin gözünü açtığı söylenir. Anlatıldığına göre o kadar güçlüdür ki, hiçbir tanrıyı tanımaz. Tanrı Ayığ Han onu yanına çağırtarak bu gücü nerden aldığını sorar. O da hiçbir yüce güç tanımadığını ve yaptıklarının kendi gücüyle olduğunu söyleyerek Tanrı'ya karşı saygısızlık yapar. Bunun üzerine Ayığ Han, Irkıl'ı ateşe attırarak yaktırır. Onun yandığı bu ateş gelecekte doğacak olan diğer kamların ruhlarını oluşturur. Onun adı Oğuz şecerelerinde "Irkıl Hoca" olarak yer alır.


IZIH


Hayvan tanrısı. Hayvanları ve özellikle atları ya da ıdık olarak doğaya salınan azat kurbanları koruyan tanrıdır. Dağların zirvesinde yaşar. İslam'dan evvelki Türklerin inanışına göre doğaya bırakılan ve bir daha el sürülmeyen hayvana ıdık (ıdhuk) adı verilir. Bu hayvana yük taşıttırılmaz, sütü sağılmaz, yünü kırkılmaz. Altaylardaki Yayık (Tufan) söylencesine göre Nama adlı kutlu kişinin içi havanlarla dolu olan gemisi sular çekilince "Iyık" adlı dağda karaya oturur.


İMRE


Bahar cinidir. İlkbaharda görünüp titreşen ışıklar saçarak göğe yükselir. Sonra buzların üzerine düşerek onları eritir. Oradan da yere girer. Bundan sonra ısınmış topraktan buhar yükselir. İmre/Emire baharın gelişini temsil eder. Bulgarlarda Zemire olarak bilinir. İlk cemre 20 Şubat'ta havaya ve yedişer gün arayla da suya ve toprağa düşer.



İN İYESi


Mağaranın koruyucu ruhudur. Her mağaranın kendi koruyucu iyesi vardır. Geçmiş çağlarda yaşamış Türk boylarında kurbanlar sunulan ata mağaralarına sıklıkla rastlanır. Buralar yılın belli günlerinde ziyaret edilerek saygı gösterilen bir tür tapınaktır. Ata ruhlarının buralarda gezdiklerine veya zaman zaman uğradıklarına inanılır. İn İyesi de çoğu zaman bu ruhlada ilişkilendirilir. 


İNEHSİT


Doğum tanrıçası. Gülerek (gülümseyerek veya kahkahalarla) doğum yapan kadına hatta doğuran  ev ve  ahır  hayvanlarına  yardım eder. Gülme eski Türk kültüründe gizemli bir olgu olup bolluk, bereket getirdiğine inanılır. Asya Şamanizm'inde Kam  (şaman)  bazen doğarken gülerek hayata başlar. Bir kadının yapılan bir törenle krizler halinde güldürülmesi onun kısırlıktan kurtulacağı şeklinde algılanır. Ayrıca kahkaha cinselliği çağrıştırır. Gülüş bazen ölüyü bile diriltir masallarda.


İRLE


Ölüler tanrısı. Yeraltındaki kırk köşeli evinde yaşar. Evinin önündeki dokuz çam  ağacına dokuz oğlu atlarını bağlar. Altaylara göre kötü  ruhlar  yeraltında  yaşarlar  ve  yeryüzüneyse  ancak  kara bir hayvan kılığına bürünerek çıkabilirler. Örneğin kara kedinin uğursuz sayılması da yine bu anlayışla alakalıdır. Bu kötü ruhların arasında şekil değiştirme  (kabulgama) yeteneği olanlardan birisi de İrle Han'ın kızıdır. Bu kız kara bir tilki kılığına  girerek yeryüzüne çıkar; avcıları ve yolcuları  peşine  takarak, akıllarını başlarından  alır ve onları çeşitli belalara, felaketlere sürükler. Avcılar saatlerce av hayvanının peşinde koşarlar ama bir türlü yakalayamazlar ve sonunda yorgunluktan bitkin düşerek kendileri avlanırlar ya da yollarını kaybedip hava kararınca bir uçurumdan aşağıya yuvarlanırlar. “Ava giden avlanır” atasözü bu anlayışın bir dışavurumudur. Altay geleneğinde İrle Han'a konur renkli bir  at ve konur renkli bir  inek kurban edilirdi. Bazen Erlik Han'la aynı tanrı olarak düşünülür. Benzer yönleri fazla olmakla birlikte, farklı tanrılar oldukları ihtimali de göz önünde bulundurulmalıdır. 


iYE


Koruyucu, iyiliksever ruhlara verilen isim. Örneğin; Bağ iyesi üzüm bağını korur. Bu nedenle iyeler bazen "bekçi" olarak da adlandırılır. Bu ruhlar her bir doğal unsurun her üyesi için ayrı ayrı mevcuttur ve onun ayrılmaz bir parçasıdır. Mesela Ocak iyesi bir tek varlık olmayıp her ocağın kendi koruyucu ruhu vardır. Türk Mitolojisi'nde pek çok doğa unsurunun (özellikle de belirli bir anlamı ve değeri bulunanların) mutlaka bir iyesi vardır; Ağaç İyesi, Dağ İyesi gibi. .. Örnek vermek gerekirse Çuvaş halk inanışında Pürt iyesi (Yurt İyesi), Munça İyesi (Banyo İyesi), Vırman İyesi (Orman İyesi), Şıv İyesi (Su İyesi) önemli bir yere sahiptir. Bu varlıklar insanlardan kendilerine yani dolayısıyla korudukları şeye karşı saygılı olmalarını beklerler. Öyle olmadığında kızarlar. iyeler bulundukları yerin temizliğine çok önem verirler, hatta bazen kendileri temizlik yaparlar. İnsanların da aynı şekilde bu varlıkları temiz tutmalarını ve kirletmekten kaçınmalarını isterler. Aksi takdirde öfkelenirler. Bunun dışında zararsızdırlar. Bu varlıklar korudukları nesnenin uzağında veya bağlı bulundukları yerin dışında güçsüzdürler, o yüzden oraları terk etmezler. Türk halk inancına göre aslında evrenin her yanındaki bu ruhlar bir bütündür ve birbirine bağlıdır ve onlara verilen isimler bir simgeden ibarettir. Hemen her şeyin iyesi olabilir. Örneğin: Taş İyesi, Çekiç İyesi, Çiçek İyesi. .. Bunlardan başka Altay Eezi (Altay Dağı'nın koruyucusu) gibi özel adlarla oluşturulmuş iye  adları da vardır. Dolganlarda Eski Mallar İyesi şeklinde ifade edilebilecek bir iye dahi vardır. Kimi zaman soyut olguların veya olayların da iyesi bulunur; örneğin Çut Ezi (Kıtlık İyesi) kıtlıklara neden olan bir varlıktır. Çuvaşlarda Zenginlik iyesi, Dua İyesi, Ağlama iyesi, Kibir İyesi, Gece İyesi gibi varlıklara dahi rastlanır. iye-Kul ise hayvan ruhu olup, şamanın emrinde hareket eder. Bir başka ilginç örnekse kazanın içinde yaşadığına inanılan Kazan İyesi'dir. Kazan, uzun süre kullanılmadığında canı sıkıldığı için kapağını oynatarak ses çıkarır. Hatta dirgen, tırmık, yaba, döven, kosa, orak, bel, kürek, kazma gibi tarım araçlarının her birinin dahi iyeleri olduğu düşünülür. Bu nedenle, tüm iyeleri incelemek mümkün görünmediğinden genel bir sınıflandırma yapmak ve en çok tanınanları ele almak daha doğru olacaktır. iyeler başlıca iki ana sınıfa ayrılır:

1. Kök-Kal iyeleri (Gök-Kal yani Gök-Hava): Gök cisimlerinin koruyucu ruhlarıdır. Her bir gök cisminin kendi iyesi vardır. Bir görüşe göre sayıları 19 tanedir.

2. Yar-Sub iyeleri (Yir-Sub yani Yer-Su): Yerde bulunan ve sularla ilgili varlıkların iyeleridir. Her bir varlığın kendi iyesi bulunur. Bir görüşe göre sayıları 17 tanedir. Dağların eteklerinde, nehirlerde, pınarlarda, ormanlarda otururlar. Hakaslar bu iyelerin sadece iki tane olduğunu düşünürlerdi: Dağ Ezi ve Su Ezi.

Bunlardan başka Teleğütlerde dünyanın başından veri var olan İyezi adlı bir ruh bulunur ki belki de Baş iye olarak tanımlamak uygun olacaktır. iye anlayışının farklı tezahürleri bulunur. Örneğin Sibirya masallarında adı geçen ve bir devi yenen İtje adlı kahraman eşyaların koruyucusu olan itşi adlı tanrı/ruh bağlantılı görünmektedir. Halk inancına göre iye Vurgunu (iye Vuruğuliye Vırını) önemli bir hastalıktır ve bir törenle sağaltun yapılır. Bunun için 41 tane küçük çörek (veya pide) hazırlanır. Özellikle de hastalanan küçük çocukların şifa bulması için bu ekmekler onun doğduğu yatağa koyulur. Bu uygulama  ekmeğin temiz ve kutlu sayılmasıyla ilgili bir anlayışın sonucudur.



Bahattin Uslu’nun Türk Mitolojisi adlı kitabından alıntılanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siyahkaya Barajı / Silopi / Şırnak