Hazar Denizi'nden Tuna Nehrine Kadar İskitler
Hazar Denizi'nin batısından başlamak üzere Tuna nehrine kadar Karadeniz'in kuzeyindeki sahaya İskitler yayılmıştır. Bunların yayıldıkları coğrafya hakkında antik kaynaklarda önemli bilgiler vardır. Bu kaynaklar arasında Herodotos'un verdiği bilgi önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca yapılan arkeolojik kazılar sonucunda meydana çıkarılan maddî kültür unsurları da İskitlerin yayıldıkları coğrafya hakkında bize fikir vermektedir.
Adı geçen bölgede yaşayan İskitler, Pers kaynaklarında "denizin ötesindeki Sakalar" olarak adlandırılmıştır. Herodotos bu bölgede yaşayan İskitlerin oturduğu yerler hakkında iki farklı bilgi vermektedir. Bunlardan birincisi Pers Kralı Darius'un İskitya seferi dolayısıyla söyledikleridir (Herodotos VI: 101-102). Buna göre, İskitya toprakları kare şeklinde, dama tahtasını andırır bir düzlüktür. Burada çarpışan ordular, büyük ırmaklar ve dağlar yüzünden hiçbir güçlüğe uğramadan dama taşları gibi, kolayca dolaşmaktadır. İkincisi ise, Herodotos'un Olbia'daki Greklerden ve Aristeas adında, MÖ 7. yüzyılda yaşamış olan bir seyyahın söylemiş olduğu destan dizelerinden öğrenmiş olduğu bilgilerdir.
Buna göre, Güney Rusya'da Olbia kentinden kalkarak, kuzeye doğru gidilirse, önce Hypanis nehrinin denize yakın kıyılarında oturan Kallipidaia İskitlerine rastlanır (Herodotos IV: 17). Daha kuzeyde Tyras nehri ile Hypanis nehrinin orta yataklarının birbirlerine yaklaştıkları yerde Halizonlar yaşamaktaydılar. Bunların yaşayışları da Kallipidailerinki gibi, İskitlerinkinden epeyce değişik olup, çiftçilikle uğraşmaktaydılar. Buğday, darı, mercimek, soğan ve sarımsak, yetiştirdikleri belli başlı ürünlerdi. Halizonların yukarısında çiftçi İskitler vardı. Bunlar da buğday yetiştirmekteydiler. Daha yukarıda ise Neuriler yaşamaktaydı. Bunların kuzeyinde ise, iskân edilmemiş bölgeler bulunmaktaydı (Herodotos IV: 17).
Deniz yönünden gelirken Borysthenes nehrini geçince, ağaçlı bir bölge gelmekte, bu bölgenin iç kesimlerinde ise, çiftçi İskitler oturmaktaydılar. Bunlar kendilerinin adının Olbiopolitler olduğunu söylemekteydiler (Herodotos IV: 18). Bu çiftçi İskitlerin oturduğu bölge, doğuda Pantikapes, kuzeyde ise Borysthenes nehirleri arasında yer almaktaydı. Bundan sonra gelen bölge çöllerle kaplı olup, buralarda İskit soyundan olmayan Adrophaglar oturmaktaydılar. Adrophagların bölgesini geçtikten sonra ise, yeniden çöller başlamaktaydı. Bu çöllerin başladığı yerlerde ise insan yaşamamaktaydı (Herodotos IV: 18).
Herodotos, sözünü ettiğimiz çiftçi İskitlerin doğusunda, Pantikapes'i geçince, göçebe İskitlerin sürülerini otlattıklarını ve bu bölgenin Gerros ırmağına kadar uzandığını belirtmektedir. Gerros'tan ötesi ise, hükümran İskitlerin ülkesi olup, güney yönünde Taurika'ya, doğu yönünde Palus-Maiotis üzerinde bulunan ve Kremnes adı verilen limana ve Tanais nehrine kadar uzanan toprakları kaplamaktaydı. İskitlerin en yiğit ve en kalabalık bölümü bu bölgede oturuyordu. Kuzeyde hükümran İskitlerin ötesinde, İskit olmayan Melankhlenoslar yaşamaktaydı. Melankhlenosların ülkesini geçtikten sonra ise, yeniden çöller ve bataklıklar başlamakta (Herodotos IV: 20); Tanais nehrini geçtikten sonra ise, İskitya sona ermekteydi (Herodotos IV: 21).
İlhami Durmuş'un İskitler adlı kitabından alıntılanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder