Afrika'daki kölelerin Amerika' daki Avrupa kolonilerine taşınması 18. yüzyılda dramatik bir biçimde arttı. 1780'lerde yaklaşık olarak her yıl 90.000 Afrikalı köle Atlantik üzerinden taşınıyordu. 19. yüzyılın ortalarında tahmini 9.5 milyon Afrikalı Yeni Dünya'ya taşınmıştı. Bu, tarihte görülmüş en kitlesel zorunlu göç olayıydı.
Atlantik köle ticareti genellikle üçlü bir sisteme göre gerçekleşiyordu. Avrupa'dan yola çıkan gemiler pamuk mamulleri, çeşitli donanım ve silah taşıyarak Batı Afrika'ya geliyorlardı (Batı Afrikalılar bu silahları köle ele geçirmek için kullanıyorlardı). Bu ürünlerin karşılığında Amerika'ya taşınacak olan köleler alınıyordu. Daha sonra gemiler şeker ve diğer koloni üretimleri ile dolu olarak Avrupa'ya geri dönüyorlardı.
Taşınan 9.5 milyon kölenin yanı sıra, yaklaşık 2 milyon köle de bu yolculuklar sırasında ölmüştür. Köleliğin vahşeti Avrupa'da giderek daha fazla anlaşıldı. 18. yüzyılın ortalarında İngiltere 'de dini gruplar köleliğin yasaklanması için kampanyalar başlattılar. 1807 yılında İngiltere (ticaret yapan başlıca ulus), İngiliz tüccarlarına köle ticaretini yasakladı. Buna rağmen özellikle pamuk ve şeker talebinin yüksek olduğu Kuzey Amerika, Brezilya ve Küba'ya köle taşınması azalmadan devam etti. Ekonomileri köle ticaretine dayanan Batı Afrika liderleri, köleleştirmenin ve köle satışının durmasına direniyorlardı. Kölelik 1833 yılına kadar İngiliz İmparatorluğu'nda yasaklanamadı.
Amerika iç Savaşı sırasında 1865 yılında köleliğin yasaklanması, Küba ve Brezilya'yı da 1886 ve 1888 yıllarında aynı yolu izlemeye zorladı. Böylece Atlantik köle ticareti bitmiş olsa da, Arap ve Afrikalı tüccarlar Kuzey ve Doğu Afrika'ya köle taşımaya devam ettiler. Bu uygulama 20. yüzyıla kadar tam anlamıyla sonlanmayacaktı.
Alıntıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder