22 Ocak 2022 Cumartesi

Evlilik Yüzüğü

 




860 yılında Papa I. Nikolas nişan yüzüğünün evlenme arzusunu bildirmek üzere takılmasının zorunlu olduğu kararını aldı. Evliliğin kutsallığı ve boşanma yasağının savunucusu olan Papa, evliliğin fedakârlık gerektirdiği savıyla altından başka yüzüğün de kabul edilmeyeceğini kararlaştırarak geleneğin kurucusu oldu.


Yahudiler evlilik yüzüğünü işaret parmaklarına, Hintliler başparmaklarına takıyorlardı. Yunanlılar IO 3. yüzyılda ‘aşk damarı’nın üçüncü parmaktan geçip doğrudan kalbe ulaştığını keşfettiler. Başparmağın sayılmadığı bu hesabı Romalılar da benimsediler, hatta doktorlar ilaçlarını bu ‘sağaltıcı parmakla karıştırıyorlardı. Hıristiyanlar da bu âdeti sürdürerek yüzüğü “Baba adına” işaret parmağının ucuna geçirip, “Oğul adına” orta parmağa aktardıktan sonra “Ruhülkudüs adına” yüzük parmağına geçirip “Amin” diyerek dinselleştirdiler.


Altın yüzük takma ayrıcalığı Romalılar zamanında yalnızca senatörlere, yüksek kamu görevlilerine ve daha sonra şövalyelere tanınıyordu. İmparatorlar bu ayrıcalığı nişan-madalya anlamında belirli kişilere tanıyorlardı. Iustinianus bu hakkı bütün Roma yurttaşlarına verdi. Katolik Kilisesi hiyerarşisinde yüzüklerin takılacağı parmaklar ve taşları, papadan rahibelere kadar belirlendi. Farklı âdetler gelişmiş olmasına karşın altın yüzük bütün Avrupa’da evlilik bağının simgesi haline geldi.

Yüzük ve terzi yüksüğü Uygurca döneminden beri Türkçede vardır ve Batı’da olduğu gibi sihirli yüzük masallara girmiştir. Nişan yüzüğü çok önemsenirken evlilik yüzüğüne alyans (Fransızca alliance birleşme, ittifak) denilmesi kökeni konusunda yeterince fikir vermektedir. İslam fıkhına göre altın, gümüş kullanmak erkeklere yasak olmakla birlikte, israf ve lüks anlamı taşımadığı ve ‘örfen zaruret’ olduğu için nişan ve nikâh yüzükleri helal sayılmaktadır.


Kudret Emiroğlu’nun

GÜNDELİK HAYATIMIZIN TARİHİ

kitabından alıntılanmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siyahkaya Barajı / Silopi / Şırnak