Anadolu’da evlilik gelenekleri egzogaminin (kabile dışından evlenme) izlerini taşır. Kız isteme âdetlerinden düğün törenlerine kadar birçok öğe kız ve erkek taraflarının iki kabile gibi karşı karşıya geldiği bir çekişme manzarasını andırır. Birçok bölgede kız kaçırma âdetinin veya taklidinin devamı da bu geçmişin kalıntılarıdır. Evliliklerin kız kaçırılmadan gerçekleştirildiği dönemlerde de damat adayının bir süre kayınpederinin hizmetinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Bugün de ister Anadolu âdetlerinin izlerini taşıyan evlilik gelenekleri olsun, ister Batılı âdetlere uyulduğu düşünülsün, bu tarihin izleri fark edilebilmektedir, çünkü bu evlilik biçimleri evrensel aşamalar olarak ortaya çıkmaktadır. Örneğin, İngilizcede koca anlamına gelen hus-band sözcüğü ahır hizmetlisi anlamına geldiği gibi, Türkçe güvey sözcüğü de hayvan gütmek köküyle ilişkilendirilerek damadın bir dönem kayınbabasının çobanlığını yaptığı döneme göndermedir. Batılı âdeti gelinin eşikten kucakta geçirilmesi de kız kaçırılmanın izini taşımaktadır. Orta Asya’da gelin çadıra kucakta sokulduğu gibi, Anadolu’da da evin koruyucu perisinin en sevdiği mekân olan eşiğe gelinin basmaması sağlanır.
Kızını gelin veren ailenin ayrılığın işareti olarak ağaç veya ip kıyması âdeti Orta Asya’da yaygındır ve Anadolu’da da nikâh kıymak, beşik kertmek sözlerinde yaşamaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder