10 Kasım 2024 Pazar

Dünyaya Yön Veren Müslüman Bilim Adamları-26

 



İbn-i Rüşd



Endülüs’te yetişen meşhur filozof, doktor, astronomi bilgini ve matematikçi.

İsmi, Muhammed bin Ahmed’dir. Babası, Kurtuba kâdısıydı. Ehl-i sünnet âlimi olan Muhammed ibni Rüşd dedesidir. Dedesine nisbetle İbn-i Rüşd diye meşhur olmuştur. Avrupa’da Averroes adıyla tanınır. 1120 (H.514)’de Endülüs’ün Kurtuba şehrinde doğdu. 1198 (H.595)’de Merrâkûş’ta vefât etti.

İbn-i Rüşd, küçük yaşından itibâren ilim tahsil etmeye başladı. Önce kelâm ve fıkıh ilimlerini, daha sonra zamanının ilim merkezi olan Kurtuba’daki büyük âlimlerden fizik, tıp ve astronomi ilimlerini tahsil etti. Bu ilimlerle ilgili birçok eser yazdı. Edebiyat ve felsefeye karşı ilgi duymaya başladı. Filozof İbn-i Tufeyl ile dostluk kurdu. Onun vâsıtasıyla Fas’a giderek, felsefecilere karşı aşırı sevgi duyan Fas Hükümdarı Ebû Yâkûb Yûsuf’un iltifatlarına kavuştu. Ebû Yâkûb Yûsuf, Aristo’nun eserlerini şerh etmesini istedi ve onu İşbiliye kadılığına getirdi. İbn-i Rüşd; Fârâbi ve İbn-i Sinâ ile İmâm-ı Gazâli’nin ve batı filozoflarının eserlerini inceledi. Aristo’nun görüşlerini inceden inceye tetkik edip, şerhler yazdı. Aristo ile Eflâtun’un felsefi görüşlerini uzlaştırmaya çalıştı. Yunan filozoflarının yanıldıklarını söyleyen Imâm-ı Gazâli hazretlerine karşı bu filozofları müdafaa etti.

İmâm-ı Gazâli’nin, felsefecilerin tutarsızlığını, sapıklığa ve küfre sebeb olan fikirlerini çürüten Tehâfüt-ül-Felâsife adlı eserine Tehâfüt-üt-Tehâfüt adlı reddiye yazdı. Hükümdâr Ebû Yâkûb Yûsuf onu kendine şahsi hekim tayin etti. Az zaman sonra da Kurtuba kadılığına getirildi.

Felsefecilerin eserlerini inceleyip, Aristo’nun tesirinde kalan İbn-i Rüşd, her şeyin akıl ile anlaşılabileceğini ileri sürdü. Din bilgilerini kendi akıl ve görüşüne göre izah etmeye kalkıştı. Fikirleri, kısa zamanda yayılıp tehlikeli olmaya başladı. Hükümdâr Ebû Yâkûb Yûsuf’un ölümünden sonra yerine geçen oğlu El-Mansûr’un da iltifatlarına kavuşup, Kâdılkudât, yâni kadılar kadısı oldu. İleri sürdüğü fikirlerin İslâm dininin esaslarına ters düşmesi, Müslümanlar arasında hoşnutsuzluklar çıkardı. Âd kavminin helâk olmasına dâir bilgilerin hayâl mahsulü olduğunu söyledi. Ehl-i sünnet olan hakiki Müslümanlar, Kur’ân-ı kerimde bildirilen bir hususun efsane olduğunu iddia eden bu sözleri üzerine, ona karşı iyice cephe aldılar. Halkın şikâyetleri üzerine hükümdar, Kurtuba âlimlerinden bir meclis topladı. Toplanan âlimler, onun, İslâmiyetin imân esaslarına uymayıp görüşlerinin çoğunun sapıklık, bir kısmının ise dinden çıkmaya sebep olduğuna karar verdiler. Bunun üzerine vazifesinden alınan İbn-i Rüşd hapsedildi. Bilâhare Sultan Mansûr, Kurtuba’ya gelince onu affetti ve iltifatlarda bulundu. Fakat son seneleri keder ve sıkıntılarla geçti. Serveti elinden alındı. Lucene şehrine sürüldü. 1198 (H.595)de Merrâkûş’ta vefât etti.

Her türlü gerçeğin yalnız akıl ile bulunabileceğine inanan ve bunu müdafaa eden İbn-i Rüşd, rasyonalist bir filozoftur. Fikirleri de buna göre şekillenmiş, dini konularda vahy ve nakil esasını bırakarak akla sarılmıştır. Pervasız sözlerinden ve görüşlerinden dolayı Hıristiyanlar tarafından zamanının Voltaire’i kabul edilmiştir. İbn-i Rüşd; Allahü teâlânın varlığı, irâdesi, ilmi, kudreti ve yaratıcılığı hakkında ileri sürdüğü akla dayanan sözleri ile İslâm dininin imân ve itikâd esaslarından ayrılmış, uzaklaşmış ve bazı konularda Aristo ile aynı görüşlere sahip olduğunu açıklamaktan çekinmemiştir.

İslâm âleminden daha çok Avrupa’da meşhur olan İbn-i Rüşd’ün, Averroism adı verilen felsefi fikirleri uzun müddet devam etmiştir. On sekizinci yüz yılın ortalarından itibaren eski önemini kaybeden fikirleri, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren tekrar ilgiyle karşılanmaya başlanmış, hakkında incelemeler yapılarak eserleri Avrupa dillerine tercüme edilmiştir.

Felsefede şöhrete kavuşan İbn-i Rüşd, zamanının en büyük doktorlarından birisi olup, tıp sahasında on altı eser yazmıştır. Bunlar arasında “Külliyât fit-Tıb” en meşhur olanıdır. Bu kitabında hastalıkları tek tek ele alarak incelemiş, hiçbir insanın hayatında ikinci defa çiçek hastalığına yakalanmayacağını belirterek sebeplerini izah etmiştir. Ayrıca gözdeki retina tabakası ve çalışma tarzı hakkında da dikkate değer açıklamalar yapan İbn-i Rüşd, tıp tarihinde gözdeki retina tabakasının fonksiyonunu ilmi olarak izah eden ilk tıp bilgini olmuştur. İbn-i Sinâ’nın “Kânûn” adlı eserine ve Galen’in tıpla ilgili eserlerine şerhler yazmıştır. Diğer eserlerinde de tedavi, zehirler ve ateşli hastalıklarla ilgili bilgileri yazmıştır. İbn-i Rüşd’ün tıpla ilgili eseri Avrupa üniversitelerinde ders kitabı kabul edilmiştir.

Matematik, coğrafya ve astronomi ilimlerinde de söz sâhibi olan İbn-i Rüşd bu konularda eserler yazmış, zamanından sonraki birçok ilmi gelişmelere kaynak olmuştur. Dünyayı dolaşan Kristof Kolomb bile onun fikirlerinden etkilenmiştir. 1498 (H.904) senesi Ekim ayında yazdığı bir mektupta; Averroes=İbn-ür-Rüşd adlı bir yazarın, yeni dünyanın, yâni Amerika’nın varlığı hakkında kendisine fikir verdiğini bildirmektedir.


Eserleri:


Külliyât fit-Tıb,

Mukaddemât,

Nihâyet-ül-Müctehid,

Et-Tahsil,

Kitâb-ül-Hayevân,

Zarûri,

Telhisü Kütübi Aristotales,

Telhisü İlâhiyyât-ı Nikolavus,

Tehâfüt-üt-Tehâfüt,

Şerhü Kitâb-ün-Nefs li-Aristotales,

Şerhu Kitâb-üs-Semâ vel-Âlem li-Aristotales,

Makâle fil-Kıyâs,

Muhtasar-ı Mecisti,

Fasl-ül-Makâl vel-Keşf an Menâhic-il-Edille,

Kitâbü Mâbâdet-Tabia,

Şerhul Urcûze fit-Tıb,

Makâle fi Cevher-il-Felek eserlerinden bazılarıdır.

İbn-i Rüşd’ün hayatını Fransız Ernest Renan yazmış ve kitabı 1856’da Pâris’te basılmıştır.




Dünyaya Yön Veren Müslüman Bilim Adamları

Yazar: Hacı Mahmut Hatun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siyahkaya Barajı / Silopi / Şırnak