SUZDAL RUSYASI. VELİKOROSS (BÜYÜK RUS) LARIN MEYDANA GELMELERİ, MOSKOVA'NIN BAŞLANGICI
Suzdal mıntıkasının Rus (Slav)lar tarafından işgali ve Velikoross (Büyük Rus)ların teşekkülü
Suzdal veya Vladimir-Suzdal mıntakasiyle, Oka nehri ve aşağı mecrası ile Volga'nın orta kısmı, Klyazma ve Moskova ırmakları havzası kastedilmektedir. Burada vaktiyle, Volga boyunca Merya, Oka boyunca da Muroma adlı fin kavimleri yaşıyorlardı. Beloozero taraflarının, İlmen gölü çevresinden gelen Slovene uruğuna mensup kimselerin eline geçtiğini görmüştük. Orta Volga ile Oka boylarına doğru slav yayılışının bu sıralarda (VIII.-IX. yüzyıllarda) başlanmış olması lâzım gelir; bu slav zümreleri fin kavimleri hesabına tedricen doğu istikametinde yayıldılar. X. Yüzyıldanberi Rostov adını taşıyan bir slav şehri bilindiği gibi, Suzdal adlı ikinci bir şehrin de hayli eski olduğu muhakkaktır. Her iki şehrin de Novgorod'dan gelenler tarafından kuruldukları anlaşılıyor. Oka boyundaki Murom şehrinin Aziz Vladimir (Kiyef'in ilk hıristiyan knezi) zamanında mevcudiyeti biliniyor. Klyazma nehri üzerindeki Vladimir şehrinin ise bu knez tarafından kurulduğu (yani XI. yüzyıl başı) sanılıyor. Akıllı Yaroslav'ın da Volga kıyısında Yaroslavl adı ile bir şehir inşa ettirdiği malûmdur. Bu suretle XI. yüzyıl içinde Volga-Oka nehirleri arasında birkaç rus şehri kurulmuş bulunuyordu. Şehirler aynı zamanda hem idare, hem iktisadî faaliyet merkezleri olmakla, bura ahalisinin Rus (Slav) olduğu muhakkaktır. Yerli ahali ise fin kavimlerinden teşekkül ediyordu. Bunlar dağınık bir halde, orman arasındaki alanlarda yaşıyorlar, ziraat ve avcılıkla meşgul oluyorlardı. Bu fin zümrelerinin kültür bakımından Rus (Slavlara) nisbeten daha aşağı bir seviyede oldukları biliniyor. Kendilerine mahsus, tabiat kuvvetlerine tapmaktan ibaret dinleri ve Ruslar tarafından "Volchov,, adı verilen şamanları vardı. Bunlar Slavların putperest devirlerindeki "kudesnik,, (sihirbaz, falcı, şaman) 'ların aynı idi.
X. yüzyıl içinde Orta Volga ve Oka havzasının en mühim yol kavşakları Rusların eline geçmişti. Nehirler boyunca Oka havzasına, gittikçe çok rus (slav) unsuru gelmekte ve burası tedricen "Rus Yurdu,, olmakta idi. XI. yüzyılda bu hareketin daha hızlaştığını ve Suzdal-Vladimir çevresinin artık ehemmiyet kazanmağa başladığı görülüyor. 1097 Lüybeç knezler toplantısı karariyle bu saha, Vladimir Monomach'a verildi. Vladimir Monomach, Suzdal çevresini oğlu Yuri'ye bıraktı. Yuri Dolgo-ruki (uzun elli) adı ile tanınan bu knezin idaresi zamanında Suzdal mıntakasında rus şehirleri ve köylerin arttığını görüyoruz. Rivayete göre Kuçka adlı bir boyara ait, Moskova nehri boyundaki bir malikânenin yerine, Yuri tarafından Moskova hisarı inşa edilmiş ve burası komşu knezliğe karşı hudud karakolu olmuştu. Yuri'nin oğlu Andrey Bogolübski zamanında da Tver (bugünkü Kalinin), Kostroma, Galiç ve bazı diğer şehirlerin kurulduğu biliniyor. Bu suretle XII. yüzyıl başında Suzdal Rusyası'nın ahalisi sür'atle çoğaldı. Bunun başlıca sebebi, Kiyef Rusyası'nın güney mıntakaları boyunca, Kumanların akınları yüzünden, emniyetin kalkmış olmasıdır. Orta Dnepr ve Desna boyundaki rus (slav) ahalisi emin olan kuzey-doğu mıntakalarına doğru göç etmekte idi. Güneyden gelen göçmenleri iyi bir şekilde yerleştirmek için knez Yuri ve Andrey tarafından lâzım gelen tedbirler alınmıştı. Kiyef ve Çernigov bölgesinden Suzdal çevresine gelenler kendileriyle birlikte güneydeki şehir ve köy isimlerini de getirdiler. Bulundukları mevkilere eski vatanlarının adlarını verdiler. Böylelikle Oka ve Volga havzasında Orta Dnepr ve Desna boyundaki yer isimleri meydana geldi (Pereyaslavl, Trubej, Starodub v. b.). Kiyef Rusyası'nın şanlı devirlerini canlandıran birçok destan ve türküler (bılina'lar) da güneyden kuzeye getirildi. Hatta bu destanlar güneyden tamamiyle kaybolmuşlar ve ancak Volga'nın kuzeyindeki rus ahalisi arasında muhafaza edilebilmişlerdi. Bu keyfiyet te XI. - XII. yüzyıllarında vukubulan göç hareketinin çok şumullü olduğunu gösterir. Suzdal Rusyası'nda bu suretle slav elemanı süratle artmıştı.
Yerli fin ahalisinin ise başka mıntakalara gittiği bilinmiyor. Onlar bulundukları yerde kaldılar ve Slavlarla karıştılar. Bunun neticesinde Ruslar mühim nisbette fin kavimleriyle karıştılar ve etnik karakterlerinde (somotalogya bakımından — beden teşkilâtı itibariyle) epey değişiklik oldu: Velikoross denilen ve bugün umumiyetle Rus dediğimiz zaman kastettiğimiz, yeni bir tip meydana geldi. Finli zümrelerle karışmanın Rus diline de tesiri olduğu sanılmaktadır. Suzdal Rusyası'nın arazisi ve tabii şartları Kiyef Rusyası'ndakinden ve Novgorod'dan epey farklı di. Buranın toprağı, Kiyef ve Çernigov çevrelerinde olduğu gibi "çernozem,, (kara toprak) olmamakla beraber, Novgorod mıntakasındaki gibi gayri mümbit de değildi. Arazinin büyük bir kısmı ormanlarla örtülü idi. Bundan ötürü ekin ekmek için ağaçları kesmek, kökleri çıkarmak gibi zahmetli işler vardı. Farklı cihetlerden biri de nehirlerin çokluğu ve seyrüsefere müsait olması idi. Güneyden ahalinin akın etmesi üzerine, orman aralarındaki alanlar dolmuş, ormanlar kesilmeye başlanmış ve ziraat sahası genişletilmişti. Bu mıntaka büyük ticaret yolları üzerinde bulunmadığından, ticaret inkişaf edemedi; bundan ötürü büyük şehirler çoğalmadı, ahali köylerde kaldı. Esas meşguliyetini ziraat, ormanla bağlı meşguliyet, bal arısı beslemek, avlanmak, kereste hazırlamak ve ağaçtan ev eşyası yapmak teşkil etti. Bundan ötürü Suzdal Rusyası bir köylü, ekinci memleketi karakterini aldı ve böyle kaldı. Şehirler ise knezin idare merkezi, vergilerin toplandığı ve düşman hücumu zamanlarında bir sığınak yeri teşkil ediyordu. Suzdal Rusyası'nın büyük hususiyetlerinden biri de burada eski rus (slav) geleneklerinin olmayışı ve knezlerin idare hususunda tamamiyle serbest kalışları idi. Novgorod, Kiyef, Çernigov ve Rostov gibi eski rus şehirlerinde, eskiden devam edip gelen birçok gelenek vardı. Yerli boyarlar bu geleneklerden kendi lehlerine olanları muhafazaya çalışıyorlardı. Bu hususta bilhassa " veçe „ müessesesi başta geliyordu. Halbuki knezler Suzdal sahasında yeni şehirler kurdular ve bu şehirlerde eski gelenekler olmadığı gibi bunların tatbiki için de zemin müsait değildi. Bu mıntakaya güneyden göç eden ahali, yeni yerlerinde tâ baştan knezi her hususta baş olarak tanımağa alışmışlardı; knezin hâkimiyetine karşı gelecek herhangi bir teşkilât veya müessese yoktu. Bütün bunların neticesi olarak Suzdal Rusyasında knezlerin mevkileri, başka knezliklerinkine benzemiyordu. Onlardan çok daha kuvvetli idi ve burada knezlerin müstakilen hâkimiyet sürebilmeleri için imkân ve şartlar bir araya toplanmış bulunuyordu.
İlk Suzdal Knezleri
Suzdal knezi olarak Vladimir Monomach'ın oğlu Yuri Dolgoruki ( Uzun elli) sayılmaktadır.
Babası tarafından kendisine Suzdal Beyliği verilince, Yuri bu ülkeyi idare etti, burada birçok köy ve şehir kurdu. Bu sıralarda herbir rus knezinin gayesi Kiyef'i ele geçirip "Büyük Knez,, olmaktı. Yuri Dolgoruki de bu maksatla mücadeleye başladı ve 1154 yılında Kiyef'i zaptetti; bunun üzerine Suzdal'ı bırakıp Kiyef'e geçti. 1157 de Kiyef'te ölünceye kadar hâkimiyet sürdü.
Yuri'nin oğlu Andrey Bogolübski, babası ile birlikte Kiyef'e gelmişti. Kendisine, Kiyef'ten biraz yukarıda olan, Vışgorod şehri verilmişti. Fakat Andrey burada kalmak istemedi, babasının sözüne bakmaksızın kuzeydeki ülkesine gitti ve Klyaz'ma nehri üzerindeki Vladimir şehrinde yerleşti. Yuri öldükten sonra, Rostov ve Suzdal şehirleri ahalisi Andrey'i knez olarak tanıdılar; bu suretle bütün Suzdal ülkesi Andrey Bogulübski'nin elinde toplanmış oldu. Knez idare merkezi olarak Vladimir şehrinde kaldı, gelenekleri kuvvetli olan ve nüfuzlu boyar aileleri bulunan Rostov ve Suzdal şehirlerine gitmedi. Hatta bazı boyarlar Suzdal yurdundan büsbütün koğuldular; bu suretle knezin hâkimiyetine karşı ses çıkaracak kimse kalmamış oldu. Andrey Bogolübski, payitahtı Vladimir şehrini büyüttü, geniş kiliseler yaptırarak süsledi; "Uspenski,, adını verdiği yeni büyük kiliseye, Vışgorod'dan "Mucize yaratan,, "Meryem ana sanemini,, getirtti. Vladimir şehri dinî bakımdan da mukaddes bir yer oldu. Suzdal knezi hâkimiyetini sağlamlaştırdıktan sonra, etraftaki knezlikler üzerinde de siyasî nüfuz kurmağa çalıştı, knezlerin iç mücadelelerine faal bir şekilde karışmağa başladı. Kiyef'te hâkimiyetini sağlamak maksadiyle gönderdiği bir ordu 1169 da burayı ele geçirdi; büyük knez Mstislav Izyaslaviç ( Andrey Bogolübski'nin yeğeni) Kiyef'i bırakıp kaçmıştı. Suzdal askerleri, rus şehirlerinin anası,, olan bu eski payitahtı (yani Kiyef'i) tahrip ettiler, yaktılar ve ahalisini yağma ettiler; Rusya'nın en eski ve mukaddes sayılan şehri Rusların kendileri tarafından tahribata uğramış oldu. Andrey Bogolübski Kiyef'e hiç ehemmiyet vermedi, buraya gelmek bile istemedi. Vladimir şehrinde kalmayı tercih etti. Bu keyfiyet, Kiyef şehrinin ve Kiyef Knezliğinin artık büsbütün öneminden kaybettiğini açıkça göstermektedir; buna mukabil ahalisi bakımından daha kalabalık olan ve daha kuvvetli bir knezi bulunan Suzdal Rusyası ön safa geçmiş gibi idi.
Andrey Bogolübski, 1170 yılında Novgorod'a hububat sevkiyatını kesmek suretiyle, "Bay Büyük Novgorod„a kendi isteklerini kabul ettirdi. Bu suretle 1170 yıllarında Rusya'da onun gibi kuvvetli ikinci bir knez daha yoktu. Suzdal Rusyası'nın iç idaresi öteki knezliklere benzemiyor, boyarlar ve "veçe,, ya ehemmiyet verilmiyordu; bu tipte bir knezin birçok nüfuz sahibi nazarında fena telâkki edildiği kolayca anlaşılıyor; hususî hayatında da gayet müstebit ve zalim olan bu knezin maiyeti ve yakınları tarafından hiç te sevilmediğini de biliyoruz. Bundan ötürü kendi uşakları tarafından, Bogolübovo adlı malikânesinde, 1174 (veya) 1175 te öldürüldü.
Andrey Bogolübski'nin oğlu olmadığından, Suzdal Rusyası yeniden parçalandı; Suzdal ve Rostov şehirleri Andrey'in yeğenlerini davet ettiler. Vladimir ile Pereyaslavl şehirlerine de biraderlerini çağırdılar; knezler arasında çok geçmeden mücadeleler başgösterdi ve bunun sonunda Andrey'in biraderi Vladimir knezi Vsevolod kazandı. "Büyük yuva,, (Bolşoye gnezdo) adı ile tanınan Vsevolod, Suzdal Rusya'nın en kuvvetli knezi idi. Hâkimiyeti zamanı (1176-1212) Suzdal Knezliğinin en parlak bir devrini teşkil etmektedir. Vsevolod'un adı "îgor bölüğü destanı,, nda da geçiyor; "Volga suyunu küreklerle serpmeğe, Don suyunu da miğferlerle boşaltmağa muktedir olduğu „(yani o kadar çok askere malik bulunduğu) anlatılmıştır. Vsevolod hayatta iken Suzdal ülkesinde iç karışıklıklar başgöstermişti; bu knezin ölümünden sonra Suzdal knezi Yuri, Novgorodlular tarafından 1216 da "Lipitsa,, nehri boyunda müthiş bir yenilgiye uğradı. Bundan sonra Suzdal knezlerinin Novgorod üzerindeki nüfuzları büsbütün kalktı. Bu yenilgi üzerine knez Yuri'nin tahtından vazgeçtiğini görüyoruz. Bütün ülke ayrı knezliklere bölündü; büyük knez Vladimir şehrinde kalmakta devam ettiyse de, öbür şehirlerin Rostov, Suzdal, Pereyaslavl knezleri, boy nizamına uygun olarak—yani ailenin en büyüğü tahta geçmek usulü ile—diğer rus knezliklerindekı nizama uydular. Fakat buranın öbür knezliklerden şu hususta bir farkı vardı; Suzdal Rusyası'nda "veçe,, ler yoktu, knezler kendi ülkelerinde (udel) tamamiyle müstakil ve hâkimdiler.
RUSYA TARİHİ BAŞLANGIÇTAN 1917'YE KADAR
Prof. Dr. AKDES NİMET KURAT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder