KUMANLARLA MÜCADELE DEVRİ
1060 yılından beri Güney Rusya bozkırları, islâm-doğu kaynaklarının Kıpçak , rus vekayideki Türk nâmelerinin Polovcy ve Bizanslıların Koman zümreleri dedikleri büyük bir göçebe Türk kavmi tarafından işgal edilmişti. Kumanların Kiyef mıntakasına yaklaşmaları üzerine, Oğuzlar (Torklar) ve Peçeneklerden bazı zümreler Ros nehri boyunda kalmışlar, Kiyef knezlerinin hizmetlerine girmişlerdi. Onlar knezlerin süvari kıtalarını teşkil ediyorlar ve Rus Yurdunun hudud bekçiliğini yapıyorlardı.
Knezler de bunun karşılığı olarak, kendilerinin yerleşmeleri için bir miktar saha bırakmışlardı. Bu Türk zümrelerine, taşıdıkları siyah kalpaklarından ötürü, "Çernıye klobuki,, (Kara kalpaklar) denmişti. Bunlardan birçoğunun, Dnepr'in sol sahilinde, Kumanlarla sınır olan sahaya yerleştirildikleri de biliniyor. Bu Türk (Tork-Oğuz), peçenek ve berende zümrelerinin rus knezleri tarafından himaye edilmeleri, Kumanları büsbütün gücendirmiş ve akınlarına sebep olmuştu. Rus knezlerinin hizmetindeki bu Türk kıtalarının bir müddet sonra tamamiyle Rus Yurdunda kaldıkları ve yerli slav ahalisiyle karışıp gittiği bilinmektedir.
Bu suretle Kiyef Rusyası ahalisi mühim nisbette türk zümreleriyle karışmış oluyordu. Bu uruğlardan bazılarının adları yer isimlerinde kalmıştır.
Rus tarihçilerinden birçoğu, Kiyef Rusyası'nın Rus knezlerinin «istep» ile bir devlet halinde teşekkülünde ve kuvvetlen mücadeleleri etmesinde, bozkırlardaki Türk göçebeleriyle mücadelenin mühim rol oynadığını iddia ederler ve bu mücadeleye "istep ile savaş,, adını verirler. Güya, Kiyef knezleri, Peçenekleri ve bilhassa Kumanları durdurmak maksadiyle, ormanın bitip istepin başladığı sınır boyunca, tahkim edilmiş noktalar ve şehirler yaptırmak suretiyle, hem göçebelerin hücumunu önlemişler, hem de istepe doğru "rus kolonizasyon,, hareketini hızlaştırmışlardır. Bilhassa Kumanlarla savaşlar, Kumanların akınları rus vekayinâmelerinin sayfalarını doldurmuştur. İlk büyük kuman hücumu 1061 yılında vuku bulmuştur. Bu tarihten itibaren Pereyaslavl sahası ve Kiyef mıntakası Kumanların akınlarına maruz kaldı. Rus köyleri ve şehirleri yağma ediliyor, ahali tutsak sıfatiyle Kırım'daki Bizans iskelelerinde köle diye satılıyordu. Bizans'ın ortodoks veya lâtin tüccarları, bu slav kölelerini Akdeniz köle pazarlarına sevkediyorlardı. 1061 ile 1210 arasında vekayinâmede 50 tane büyük kuman akını kaydedilmiştir. Bu rakam, Kiyef Rusyası'na Kumanlar tarafından gelen tehlikeyi göstermektedir. Rus yurdunda cereyan eden iç mücadeleler de kuman akınlarını büs-bütün arttırıyordu; çünkü bazan knezler düşmanlarına karşı, Kumanları yardıma çağırıyorlardı.
Isteple sınırdaş olan knezler — bilhassa Kiyef ve Çernigov knezleri — vaktiyle Peçeneklere karşı olduğu gibi, Kumanları durdurmak maksadiyle müstahkem şehirler yapıyorlar, veya kilometrelerce uzanan hendekler, toprak labyeler inşa ediyorlardı. Fakat bu müdafaa tertibatının kuman hücumlarını durduramadığı biliniyor. Rus knezleri bazen karşı hücumlarla, Kumanları zâfa düşürmek ve rus yurduna akınlarını önlemek istiyorlardı. Vladimir Monomach'ın ( 1113 -1125 ) bu husustaki faaliyeti vekayinâmede tebarüz ettirilmiştir. Bu knez, diğer knezleri de Kumanlara karşı savaşa katılmak için, toplantılar tertip ederdi; bunlardan Dolob gölü yanındaki toplantıda Kiyef knezi Svyatopolk ile Kumanlara karşı bir sefer yapılması kararlaştırıldı. 1103 te vuku bulan bu seferde Kumanlar ağır yenilgiye uğradılar. Ruslar 20 kuman büyüğünü öldürmüşler ve birçok davar almışlardı. Hattâ öldürülen kuman büyüklerinin adları nakledilmiştir.
Vladimir Monomach (1113 -1125)
Kiyef knezi Svyatopolk 1113 yılında öldükten sonra, Kiyef ahalisi, büyük knezliğe gelmesi icabeden Çernigov knezini istemişler, Pereyaslavl şehrinden, Vsevolod'un oğlu (Yaroslav'ın torunu) Vladimir Monomach'ı çağırmışlardı. Vladimir Monomach'ın babası Vsevolod'un kitap okumayı çok sevdiği ve hatta kendi kendine beş dil öğrendiği bilinmektedir. Annesi de Bizans imparatoru Konstantin Monomach'ın kızı idi; bundan ötürü Vladimir'e "Monomach,, adı verilmişti. Annesinden rumca öğrendiği ve Bizans kültürüne aşılandığı biliniyor. Vladimir Bizans kitaplarını okuduğundan "kültürlü,, bir adam idi. Vladimir Monomach'ın "Büyük Knezlik nizamını,, çiğneyerek Kiyef'e gelmek istemediği rivayet ediliyorsa da, bunun ne dereceye kadar doğru olduğu belli değildir. Kiyef tahtını kabul etmekle " Büyük Knezlik „ prensibi tekrar bozulmuş oldu, ve yeniden iç mücadelelere yol açıldı. Vladimir Monomach kuvvetli bir knez olduğundan Kiyef'teki mevkiini elde tutabildi. Kiyef'e geldiği zaman 60 yaşında idi. Tecrübeli ve dirayetli bir kimse olduğundan hemen kuvvetli bir rejim kurdu, kendisine karşı gelenleri tedip etti. Bundan ötürü rus knezleri onun otoritesini tanımak zorunda kaldılar. Bir müddet sonra Kiyef knezinin Kumanlara karşı muvaffakiyetli müdafaa tertibatı aldığı biliniyor. Bundan ötürü ahali arasında da popüler bir knez oldu. Vekayinâmede Vladimir Monomach için çok sitayişli bir dil kullanılmıştır. Onun şahsen namuslu ve mütevazi, cesur ve müteşebbis, dindar ve merhametli bir kimse olduğunu öğreniyoruz. Çocuklarına hitaben yazdığı "nasihatları,, (Pouçenie) ve knezlerden birine gönderdiği "nâmesi,, Viadimir Monomach'ın yüksek meziyetlerini tebarüz ettiriyor. Vladimir Monomach'ın Bizans'ın iç işlerine karışmak istediği biliniyor. Aleksi Komnenos'a karşı düşmanca bir siyaset takip etmiş, Tuna boyunda isyan çıkaran Roman Diogenes'in sülâlesinden Leon'a yardımda bulunmuştu. Aleksi Komnenos'un rus knezinin Bizans işlerine karışmamasını temin için Kiyef'e kıymetli hediyeler, kıymetli taşlarla bezenmiş bir taç gönderdiği rivayet ediyor (Bunlar arasında Bizans imparatoru Monomach'ın "şapkası,, olduğu da sanılmıştır). Vladimir Monomach'ın kanunlar tanzimine ehemmiyet verdiği de biliniyor. Yaroslav zamanında tertip edilen "Pravda,,, Vladimir Monomach tarafından genişletilmişti. Rus vekayinâmesinin "bir rus tarihi,, mahiyeti alması yine bu zamana aittir. Bu suretle Vladimir Monomach'ın devri, Kiyef Rusyası'nın her itibarla en parlak zamanlarından biri addedilmektedir. Bu knezin hâkimiyeti sayesinde Rusya'da iç karışıklık durmuş gibi görünüyorsa da, 1125 te vukubulan ölümünden sonra, taht kavgaları yeniden aldı yürüdü; az sonra Kiyef şehrinin, büsbütün ehemmiyetini kaybedeceğini göreceğiz. Kuman hücumlarının gittikçe artması Kiyef Rusyası'nın mukadderatı üzerine büyük tesir yapmaya başladı. Kiyef ve güneyindeki rus knezleri Kumanlara karşı mücadele ediyorlar, hatta bazen muvaffak ta oluyorlardı. Fakat, Kumanların arkası kesilmeyen hücumları, Kiyef Rusyası'nın ehemmiyetini kökünden sarsmıştı. XII. yüzyılın ortasından sonuna kadar, vekayinâmelerde hep kuman baskınlarından ve harplerinden bahsedilmesi, kuman harplerinin gittikçe büyüyen bir tehlike teşkil ettiğini gösterir.
Rus yurdunun «Feodal» Knezliklere Bölünmesi.
XII. yüzyılın sonlarında bütün Rusya birçok "feodal,, beyliklere (knezliklere) bölünmüştü. Bunların en mühimleri: Kiyef, Çernigov, Gauç, Polotsk, Turov-Pinsk, Rostov-Suzdal, Ryazan, Novgorod ve Vladimir-Volynsk knezlikieri idi. Bunların herbirinde, hıristiyanlığı kabul eden ilk knez Vladimir Svyatoslaviç neslinden türemiş bir aile vardı. Ancak Kiyef Knezliği sülâlenin en büyüğüne ait telâkki ediliyordu. Fakat hakikatte burada knezlerin en "kuvvetlisi,, hâkimiyet sürüyordu. Kiyef knezi "Büyük Knez,, lâkabını taşıyordu. Yaroslav (akıllı) zamanındaki birlik, XII. yüzyıl içinde tamamiyle ortadan kalktı. Rusya birçok "devletler,, halinde parçalandı, fakat siyasî dağılışa rağmen Rusya büsbütün parçalanmadı; sebebi, dıştan herhangi büyük bir hücum olmaması ve bütün knezlikieri birleştiren âmillerin de çok kuvvetli olması idi. Evvelâ, müşterek dil ve din, müşterek gelenek ve knezlerin hep ayrı soydan neşet etmiş olmaları. Rus milletinin teşekkülü sona ermiş, vareg-rus ve fin unsurları slav uruğları arasında erimiş, ve hıristiyanlığın kabulünden sonra millî birlik büsbütün sağlanmıştı. Güneyde yabancı bir ırk ve dinden olan Kumanların bulunmaları, Rusları hep birlikte mücadeleye zorladığı gibi, batıda, katolik olan Lehlilerin faaliyetleri de, Rusların ortodoks olmaları dolayısiyle, leh devletine karşı birleşmelerine yardım ediyordu. Bütün bu âmiller ve şartlar bir araya gelince, Rusya içten birçok knezliklere bölündüğü halde, esas itibariyle bir birlik ve bütünlük halinde kendini muhafaza edebildi.
RUSYA TARİHİ BAŞLANGIÇTAN 1917'YE KADAR
Prof. Dr. AKDES NİMET KURAT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder