20 Ekim 2023 Cuma

Türk Soylu Halklarda Şaman ve Şamanlar-8

 


Şaman Giysisi



Sibirya şamanları-burada mevzubahis olan şamanlar, erkek şamanlardır- görevlerini ifa ederken, özel bir kıyafet giyerler. Altay bölgesinde bu ayin kıyafeti kullanılmadığı zamanlarda kulübenin arkasında, “körmös” resimlerinin saklandığı yerde özel bir deri bohça içerisinde muhafaza edilir. Bir taşınma veya göç durumunda bu deri bohça atın eğerine asılır ve atı herhangi bir kadının sürmesine izin verilmez. Kuzey Sibirya halkları içinde şaman kıyafeti aynı derecede kutsaldır. Tunguzlar, şamanın kıyafetini ve diğer büyü malzemelerini özel olarak bu iş için ayrılmış bir ren geyiğinin sırtına yüklerler ve bu geyik gündelik işlerde kullanılmaz. Bu kutsal giysinin kirlenmesinden endişe edildiğinden, bu kıyafete kadınların veya yabancıların el sürmemeleri için azami dikkât gösterilir. Şaman kıyafetinin eskiyip, artık sihirli gücünü kaybetmesi veya şamanın artık görevi bırakması sebebiyle atıl kalıp kullanılmayacağı durumlarda imha edilip, bir kenara atılmaz, ormana götürülüp bir ağaca asılır. Şaman öldüğünde, kıyafeti sahibinin mezarının yakınında bir yere asılır.

Yeni şaman olan birine geleneklere göre yeni bir şaman kıyafeti hazırlanır. Schirokogorov’un aktardığına göre Doğu Tunguzlarında şaman kıyafetini yaşlı dullar veya bakire kızlar (yâni kirli olmayan, temiz kadınlar) diker. Kıyafetin üzerindeki bütün aksesuarlar, kabile tarafından karşılanır ve kıyafet her şeyiyle tamamlandığında, yeni şaman ayrıca bir merasim yapılmadan elbisesini giyer. Altay bölgesi ve bazı yerlerde şaman kıyafeti, önce ona değmiş olan diğer insanların dokunuşlarından arındırılmaları gerekirken, bazı bölgelerde arındırma ve kutsama merasimi yapılır ve bu merasimler esnasında şamanın koruyucu ruhlarına sunularda bulunulur. Yakut şamanının bir hayvan kurban edip, kanını elbisesine sürdüğü anlatılır. Elbisede bazı tamirler veya düzeltmeler yapılır veya yeni parçalar eklenecek olursa, şamanın yine kurban vermesi gerekir. Altay bölgesinde şamanlar, kutsanmış kıyafetlerini içliklerinin üzerine giyerken, sıcak mevsimlerde çıplak bedenleri üzerine giyerler. Gmelin, Tunguz şamanlarının şaman kıyafetlerini senenin her döneminde çıplak beden üzerine giydiklerini bildirir ki, muhtemelen bu gelenek eski dönemlerde diğer bölgelerde de uygulanmaktaydı. Arktik bölge halklarının şamanları da kıyafetlerini çıplak bedenlerinin üzerine giydikleri söylenir.


Bütün detayları ve aksesuarlarıyla tam teşekküllü bir şaman kıyafetine Altay bölgesi halkları arasında-hâlen şamanizme mensup kabilelerde bile-artık pek rastlanmamakta, bazı bölgelerde atalarından miras kalan ritüelleri gündelik kıyafetlerle gerçekleştiren şamanlar bile görülmektedir. Özel kıyafet giymeden, sadece şaman davulu ile şaman ayini düzenleyen şamanlara günümüz Altay bölgesinde rastlanmaktadır. Radloff’un notlarında Kuzey Altaylarda yaşayan Şor, Teleüt ve Kara Tatar kabilelerinde şamanların gerçek şaman kıyafeti giymedikleri yazılıdır. Kaarlo Hildén, Lebed Tatarları içinde aynı gözlemde bulunurken, kabile şamanının şaman kıyafeti giymediğini, ancak şamanın üzerinde konumunu gösterebilecek tek şeyin başına sarıp, arkadan bağladığı keten bez olduğu ve bu bezin olmaması durumunda şaman ayininin başarılı olamayacağına inandıklarını bildirir. Şaman kıyafetinin şaman ayinlerinin hâlâ vazgeçilmez bir parçası olarak görüldüğü yerlerde bile, bu geleneğin yavaş yavaş kaybolmakta olduğu görülür. Şaman kıyafetinin yerini sadece birkaç aksesuarla tamamlanan gündelik kıyafetlere bırakması elbette bir anda gerçekleşmiş bir şey değildir. Zaman içerisinde kıyafetin bazı parçaları kullanımdan çıkmış ve şaman kıyafeti geleneği şimdiki hâlini almıştır. Eski dönemlerde şaman kıyafeti şu parçalardan oluşurdu: entari-özellikle Kuzey halklarında-boynu saran bir göğüslük, başlık, eldivenler, uyluklara kadar çıkan çizmeler. Kıyafetin kullanımdan çıkış aşamalarını düşündüğümüzde, muhtemelen ilk olarak eldivenler, sonra da çizmelerin kullanılması bırakılmıştır. Entari ve başlık, bazı yerlerde sadece bir tanesi kullanılıyor olsa bile, şaman kıyafetinin hâlen kullanımı süren son parçalarıdır.


Kıyafetin kullanımdan çıkması olarak kastedilen, sadece bazı parçalarının artık kullanılmaması değil, aynı zamanda kıyafetin aksesuarı olarak nitelenebilecek olan kıyafete asılan eşya ve benzeri nesnelerin de bir çoğunun artık kullanılmamasıdır. Hâlen kullanımı devam eden bir çok aksesuarın bir elbiseden diğerine geçirilirken yerlerinin değiştirildiği de görülür.


Her ne kadar günümüz seyyahları, bir şaman üzerinde tam teşekküllü bir şaman elbisesi görme şansını nadiren yakalasalar da, yine de uzun yıllar içerisinde Rusya, Sibirya ve hâtta bazı Avrupa şehirlerinde müzelerde toplanmış olan şaman elbise koleksiyonları, bize bu ilginç kıyafetin geçmişi ve taşıdığı anlam hakkında geniş bir bilgi sunmaktadır. Değişik dönemlerde ve bölgelerde çalışan araştırmacıların eserlerinde yer alan şaman elbisesi tasvirleri de bu konuda önemli bilgi kaynaklarındandır.

Elimizde kıyaslama yapabileceğimiz bol miktarda malzeme olduğu için hangi tip kıyafetin hangi bölge kültürlerine ait olduğunu anlamak pek zor değildir. Bazı hâllerde, aynı halkın şaman kıyafetlerinde bile farklılıklar olabilmekte, ama bu farklılıklar çoğunlukla kıyafetin ana hatları üzerinde değil, üzerine takılan aksesuarlar ve süslerde olup, kıyafetin asıl karakterine ilişkin bir farklılık yaratmamaktadır. Bu farklılıkları meydana getiren şeyler, genellikle değişik suretlere büründüklerine inanılan ve her birinin değişik anlamlar ifade eden, şamanın koruyucu ruhlarının resimleridir. Bir başka ilginç nokta ise, Tunguzlarda ve diğer halklarda şaman kıyafetlerinin birkaç ana tipinin olmasıdır. Bu tipleri doğru şekilde ayırabilmek için elbette bu kıyafetlere ait bütün parçaların orijinal hâlleriyle muhafaza edilmiş olduğundan emin olmamız gerekir.

Bunu özellikle belirtme ihtiyacı duymamızın sebebi, bazı müzelerde bilgi eksikliği sebebiyle değişik kıyafet parçalarının bir araya getirilmiş olmasıdır. Bir şaman kıyafeti ayrıntılı şekilde incelendiğinde, bu kıyafetin şamanın kendi beğenisi veya aklına gelen tesadüfî fikirlerle oluşmadığı, belli bir insan grubunun ortak değerlerinden ortaya çıkmış olduğu anlaşılacaktır. Zira, bu kıyafetler biraz incelendiğinde, bazı Altay şaman kıyafetlerini oluşturan parçaların, aslında bir hayvanı temsil eden bir bütünü meydana getirdiği açıkça görülecektir. Sözün gelişi, Altay Telengitlerinin geyik veya koyun postundan yapılan şaman gömleği (manjak) incelendiğinde, aslında bu kıyafetin büyük bir kuşu canlandırdığı, Telengitlerde kol altı dikişleri boyunca takılmış olan ince şeritlerin aslında kuşun kanat tüylerini temsil ettiği anlaşılır. Omuzlardan aşağı inen deri şeritler veya kumaş parçalarına “kanat” adı verilmekte ve bunlara çoğunlukla baykuş tüyleri takılmaktadır. Entarinin alt bölümü tamamen bu şeritlerle kaplıdır, bunlar arka tarafta da devam ederler ve bu şeritler yere kadar uzanır. Arkadaki şeritler, kuşun “kuyruğunu” temsil eder. Bazen şamanın omuz bölgesine dik olarak takılmış olan baykuş tüyleri kıyafete iliştirilir. Gömlekte hâkim olan fikir, başlıkta da görülür ve zaten bu başlığa da “kuş başlığı” (kyš pörük) adı verilir. Altay bölgesinde artık çok nadir görülen bu başlık, kırmızı kumaştan yapılır ve üzerine metal düğmeler, küçük midye kabukları, boncuk şeritleri iliştirilir. Başlıkta püskül ve yine baykuş tüyleri kullanılır. Muhtemelen eski dönemlerdeki başlıklar, şimdikilere nazaran çok daha fazla kuşu andırmaktaydı. Her ne kadar günümüzde sadece gömlek ve başlık kullanılıyorsa da, Altay şamanının kıyafetinin aslında bir kuşu -kullanılan baykuş tüylerinden anlaşılacağı üzere aslında baykuşu- canlandırmak üzere hazırlandığı açıktır.

Kötü ruhları uzak tutmak için Altay şamanının kıyafetine iliştirilmiş bir çok nesne vardır: kollarda ve sırtlarda yer alan çıngırak veya ziller bu maksatla konulmuş; genelde sağ kolda beş, sol kolda ise dört tane bulunur. Elbisenin sırtına takılan bir ipe dizili metal halkalar ses çıkartarak kötü ruhları korkutmak içindir. Ayrıca elbisenin sırtında yer alan enlemesine bir şerit boyunca metal çubuklar asıldığı gibi, bazen de bir ok takılı metal yay figürü asılır. Bunlardan her sırada dokuz tane bulunur. Bu metal çubuklar, ok ve yay figürleri ve “yilan basi” (yılanbaşı) adı verilen ve yine elbisenin sırtına sıralar hâlinde dizilerek asılan küçük midyeler de hiç şüphesiz kötü ruhları kaçırmak içindir. Entaride dikkât çekici bir başka nokta, omuz, dirsek ve bilek eklemlerine takılan vaşak derisi şeritlerdir. Bu şeritlerin şamanın eklemlerini koruma maksadı taşıdığını söylemek yanlış olmasa gerek.


Bu bölgedeki şaman kıyafetlerinde belli başlı mitolojik varlıkların tasvirleri yeralır ki, bunlar arasında en yaygın olanlar, enseye iliştirilen, her birinin kafasında bir baykuş tüyü olan dokuz ufak bebek “Ülgen’in kızları”nı temsil ederler. Elbisenin her iki tarafından aşağıya yılanı andıran bir başka figür sarkar. Bu figürlerden siyah veya kahverengi kumaştan yapılmış olanı “ärlik”ın ülkesinde yaşayan canavar “yutpa”yı temsil eder. Yutpanın aralık bir ağzı, iki çift ayağı ve çatallı bir kuyruğu vardır. Diğer taraftan sarkan figür ise yine “ärlik”ın ülkesinde yaşayan ve “arba” isimli bir başka canavardır. “Arba”, yeşil renkli kumaştan hazırlanır ama bacakları ve kuyruğu kırmızıdır. Kafasının üzerinde baykuş tüyleri ve gözünü temsil eden küçük bir bakır levha bulunur. Bu iki canavarın ölüler ülkesine yaptığı seyahâtte şamanı koruduğuna inanılır. Şaman kıyafetinin belinde çoğunlukla üzerinde metal süslemeler ve midye kabuklarının olduğu bir kemer bulunur. Lankenau, kırmızı renkli başlığının üzerinde gri bir baykuşun kanatları ve kuyruğu takılı olan bir şaman kıyafetinden bahseder ki, bu muhtemelen daha eski zamanlardan kalma bir kıyafetin entarisi karaca derisinden yapılmadır ve arka tarafında yine baykuş tüyleri bulunmaktadır. Diğer “kuş tipi” şaman kıyafetleri gibi bunun da muhtelif yerlerinden deri şeritler sarkar. Kıyafetin arka tarafında on iki adet kakım postu, uzunca bir şeridin ucunda baykuş pençeleri, koltuk altlarında iki büyük çıngırak asılıdır. Kakım kürkleri ve baykuş pençeleri daha önce çıngıraklarda gördüğümüz gibi kötü ruhları uzaklaştırmak maksadıyla kıyafete iliştirilmiştir. Soyotelerin şaman kıyafetleri de tipik bir kuş canlandırmasıdır. Oldukça iyi şekilde muhafaza edilmiş böyle bir Soyote şaman kıyafetini Orjan Olsen, Oslo Etnografya müzesine bağışlamıştır. Bu parça Altay bölgesi kıyafetleriyle kıyaslandığında, gerek parçaları, gerek arkasında yatan fikir açısından birbirlerine ne kadar çok benzedikleri fark edilebilir. Gömleğin kollarından ve sırtından sarkan kumaş ve deri şeritler, her iki kıyafetin ortak ana hatlarını oluşturur ve bu şeritlerin konulma amaçları her iki kıyafette de aynıdır. Altay kıyafetinde kanatları sembolize eden ve omuzlardan aşağı sarkan şeritler veya gömleğin kenarlarından sarkan ölüler ülkesi canavarlarını simgeleyen yılansı figürlerin, Soyote şamanının kıyafetinde benzer anlamlar taşıyan karşılıkları vardır. Metal ziller ve çıngıraklar iki kıyafetin ortak noktalarından olup, Soyote şamanının omuzlarında Altay şamanında olmayan iki tane metal plâka görürüz, bu plâkalar muhtemelen yine şamanın korunması için kıyafete ilâve edilmiş aksesuarlardır, ama ne yazık ki daha ayrıntılı bir bilgiye sahip değiliz. Soyote şamanının kıyafetinin başlığı, üzerine dikine gelecek şekilde baykuş tüylerinin takılmış olduğu bir alın bandı şeklindedir ve ön tarafında cam boncuklardan gözleri olan bir yüz işlenmiştir.


Başlığın alt tarafından şamanın yüzüne düşecek şekilde püsküller sarkar. Eski dönemlerde Altay şamanlarının başlıklarında yüzü gizlemek için bu tarz ama daha kalın püsküller bulunurdu. Gömlek ve başlık dışında çizmeler de Soyote şamanının kıyafetinin bir parçasıdır. Çizmelerin üst taraflarına kısa deri şeritler ve kuş tüyleri, ayak uçlarına deri şeritler işlenerek, çizmeye kuş ayağı görüntüsü verilmiştir.

Aynı kültürel ortama ait bir başka “kuş tarzı” şaman kıyafeti örneğine Karagasseler arasında rastlamaktayız. Karagasse şamanının başlığında da dik olarak tutturulmuş baykuş tüyleri ve kıyafetin üzerine iliştirilmiş bir yığın takı arasında omuzlardan sarkıtılmış uzun şeritler-kanatlar- bulunur. Bütün bu kıyafet detayları incelendiğinde, bu halkların inançları gereği şamanlık görevlerinin kuş-daha da doğrusu baykuş- suretinde yerine getirilmekte olduğu anlaşılabilir.

Kuzey Sibirya halklarından Dolganlar, Yakutlar ve Tunguzlar “kuş tarzı” şaman kıyafetleri kullanılırsa da, bu bölgedeki kıyafetlerin Altay, Soyote ve Karagasse şaman kıyafetlerinden bazı farklılıkları gösterir. Altay, Soyote ve Karagasse kıyafetlerindeki şaman gömlekleri kürk gibidir, postun tüyleri temizlenmez ve kıyafetin iç tarafında kalır. Kuzey Sibirya şaman kıyafetleri ise, ren geyiği postundan elde edilen güderiden yapılır. Bu bölge şamanlarının kıyafetlerinde kol dikişi boyunca takılmış deri şeritler kuş kanatlarını, arka eteğinden sarkan deri şeritler ise kuşun kuyruğunu sembolize eder. Kıyafetin muhtelif yerlerinden sallanan yaprak veya çubuk şekilli metal aksesuarlara “kuş tüyü” adı verilir, bunlar çoğu zaman çizmelere de takılır. Tunguz şamanının çizmelerinin üzerinde Soyote şamanının çizmelerinde görmüş olduğumuz deri işlemeler veya sarı boncukların sıralanması ile yapılmış, üç ya da beş parmaklı bir “kuş ayağı” figürü bulunur. Kıyafetin başlık bölümünün hazırlanmasında da aynı düşünce ile hareket edilmiş ve gerçek kuş tüyleri ile donatılmıştır. Tunguz ve Yakutların şaman kıyafetlerinin hangi kuş türünü temsil ettiklerini ise elimizdeki bilgilerle söylemek zordur.

Kuzey Sibirya şamanlarının kıyafetleri, incelediğimiz diğer kıyafetlerden farklı olan bir başka yönü de, metal nesnelerin çok daha fazla kullanılması ve bu metal nesnelerin bazılarının vücuttaki kemikleri temsil etmesidir. Meselâ, Yakut şamanının kollarında uzun, ince metal çubuklar görürüz. Bu çubuklar üst kol, dirsek ve önkol kemiklerini temsil ederler. Bazı şaman kıyafetlerinde kıyafetin kollarına iliştirilmiş olan bu “metal kemiklerin” yerlerinin değiştirilmiş olduğunu görmekle beraber, bunun ne sebeple yapıldığı ise bilinmemektedir. Eski kaynaklarda bahsi geçen, lâkin başlıklar gibi günümüzde artık hiç kullanılmayan özel eldivenler de kıyafetin bir parçasıdır. Eldiven olarak kullanılan parça, kıyafetin kol ucuna takılan ve beş parmaklı bir el görüntüsü verilmiş olan bir metal parçadır. Entarinin her iki tarafında, boynun altında yine metalden yapılmış olan köprücük kemiği ve omzunda da metal omuz kemikleri tutturulmuştur.

Georgi, Tunguz şamanının kıyafetini tarif ederken, kol ucunda demirden yapılma bir parçanın takılı olduğunu aktarır. Şamanın ayaklarında da, elleri gibi metal “zırh”lar vardır. Gmelin, şamanın deri çoraplarının yukarıdan aşağıya kadar metal parçalarla kaplandığını ve uçlarında beş adet metal parmak olduğunu anlatır. Turuhansk seyahâtim sırasında benim de şamanlarla tanışma ve konuşma fırsatım oldu ve özellikle Yeniseylerin şamanının güderiden mamûl ve demir parçalarıyla bezenmiş çizmesi özellikle dikkâtimi çekmişti. Orada bulunanlar, bu çizmenin üzerinde bulunan metal parçaların bir ayının ayağındaki kemikleri temsil ettiklerini anlatmışlardı ki, aynı çizme üzerinde ayının hem ön ayaklarının, hem de arka ayaklarının kemikleri yer almaktaydı. Çizmenin konç bölümünde ayının baldır, uyluk, ön kol ve üst kol kemiklerini temsil eden yine metalden mamûl başka bazı süslemeler bulunuyordu. Ayının ön ayağı, çizmenin tarak bölümünde, arka ayağı da topuk kısmında canlandırılmıştı.

Aslında kollarda olmasını bekleyeceğimiz canlandırma figürlerinin, çizmelerde yer alması, bu çizme süslemelerinin Yeniseylerin sonraki dönemlerde benimsediği bir gelenek olduğunu akla getirmektedir. Tunguz şamanının- ki muhtemelen Yenisey şamanlarının kıyafetlerinin ilham kaynağını oluşturmaktalar- kıyafetindeki temsili el ve kol kemiklerinin gerçek yerlerine karşılık gelecek şekilde yerleştiriliyor olması da bu görüşümüzü destekler niteliktedir. Ancak, Tunguz şamanının kıyafetindeki kemiklerin, ayı kemiklerini temsil edip etmediği tam olarak bilinmemekle beraber, Witsen, 1705’de yayımlanan eserinde, Tunguz şamanlarının eldiven ve çizmelerinde demir ayı pençeleri bulunduğunu, keza Mordvinov’da 1860 yılında yayımladığı eserinde Tunguz şamanlarının çizmelerinde demir, bazen gerçek ayı pençeleri, eldivenlerinde de kuş pençelerinin olduğunu belirtmiştir. Şaman kıyafetlerinde demir kemiklerin bulunması, bize bir zamanlar bu kemiklerin aslında bir bütünü temsil ettiklerini düşündürmektedir. Bazı araştırmacılar, bu kemiklerin aslında kıyafette canlandırılmaya çalışılan hayvanı temsil ettiklerini kabûl etmektedirler ki, buna göre meselâ, kuşun canlandırıldığı bir kıyafetteki metal kemikler, aslında kuş kemiklerini temsil ederler. İlk başlarda ben de bu görüşü kabûl etmiş olmama rağmen, konu üzerinde teferruatlı olarak çalışmaya başladığımda, bu görüş artık beni tatmin etmemeye başladı.


Yakut şamanlarının kıyafetlerindeki metal nesnelerin, aslında insan iskeletini temsil ettiğini yazan Troschtschanskij bu konuda aslında doğru bir tespitte bulunmuştur. Kai Donner de, bir Yenisey yerlisinin kendisine şaman kıyafeti üzerine iliştirilmiş olan kemiklerin şamanın kendi kemiklerini temsil ettiğini anlattığını aktarır. Şamanın kemiklerini sakınması ve itinayla koruması gerektiğine ilişkin çok sayıda örnek vardır. Meselâ, Şorlar, kötü ruhların şamanların kemiklerini birbirine karıştırmak için fırsat gözlediklerine inanırlar ki, benzeri inanışlar Yakutlar arasında da görülür. Yakut şamanlarının kıyafetlerinde eklemlerin olduğu yerlere yerleştirilen metal levhalar, şamanların eklemlerini korumak için olduğu çok açıktır.

Bahsi geçen halkların bazılarında kuş haricinde başka bir hayvanın canlandırıldığı şaman kıyafetleri görürüz. Bu kıyafetler, başlıklarında bulunan boynuzlar sebebiyle kolaylıkla diğerlerinden ayrılırlar. Kıyafetin başlığı genellikle başı çepeçevre dolaşan bir metal çembere başın üzerinden çapraz olarak geçen başka iki metal yarım çemberin birleştirilmesiyle oluşur. Bu başlığın üzerine de yine metalden üç çatallı bir boynuz takılmıştır. Altay şamanlarının kıyafetlerindeki baykuş tüylerinin hem başlıkta, hem de kıyafetin arka tarafında bulunması gibi, bu kıyafetin de arkasında bir” boynuz” bulunur. Nitekim Gmelin, bir Tunguz şamanının kıyafetinin omuzlarında demirden yapılma çatallı bir boynuz görmüş olduğunu aktarır. Rusya ve Sibiryadaki müzelerde görmüş olduğum Tunguz şaman kıyafetlerindeki boynuzlar, iki omuz arasına yerleştirilen bir demir çubuğun iki ucuna takılmış olduklarını gördüm. Bir şaman kıyafetinin sırtında, uçlarında küçük boynuzlar olan bu metal çubuklardan birden fazlası alt alta sıralanmış olabilir ve bu ikinci tip şaman kıyafetinin en temel karakteristik özelliğidir. Bu tarz kıyafet, Tunguzlar üzerinden Batıda, Samoyedlere ve Yeniseylere kadar yayılmıştır. Bu şaman kıyafetinin, kol altından sarkan püsküllerin eksikliği dışında, aslında kuş tarzı kıyafetten pek bir farkı olmayıp, bu kıyafetin de üzerine kemikler veya değişik nesneler iliştirilmiştir. Etekteki püsküllerse, diğerine nazaran çok daha kısadır ve bunlara “kuş tüyü” değil, sadece “tüy” adı verilir. Bazı şaman kıyafetlerinde bu “tüy”lerden hiç olmaz ve Yenisey şaman kıyafeti gibi arka eteği sivri bir uçla sonlanır. Bu kıyafetin olabildiğince bir hayvanın canlandırılması için uğraşılmıştır. Ama asıl zor olan şey, bu kıyafet dikilirken tasavvur edilen ve ayırıcı özelliği boynuzları olan bu hayvanın hangi hayvan olduğunu tespit edebilmektir. Bu konudaki kaynaklarda genelikle sadece “demir boynuzlar”dan bahsediliyor, ama boynuzların tam olarak ne boynuzu olduğu hakkında herhangi bir bilgi verilmemektedir. Witsen’in eserinde Tunguz şamanlarını anlattığı bölüme eklemiş olduğu çizimler, elimizde bu konudaki en eski-ve pek de kesin olmayan- kaynaklardan ibaret olup, bu çizimlerdeki çatallı boynuzlar, bir ren geyiğinin boynuzlarını hatırlatmaktadır. Yeniseylerin şaman başlığındaki boynuzlar da aynı şekilde bu ren geyiği boynuzlarına benzemektedir.


Ama bu kıyafet türünün bir ren geyiğini mi, yoksa başka bir boynuzlu hayvanı mı temsil ettiği belirgin değildir. Doğu Tunguzları hakkında araştırmalar yapmış olan Schrikogorov, bu demir boynuzlu başlığın erkek karacayı temsil ettiğini ve kendisinin de üzerinde gerçek karaca boynuzları olan bir şaman başlığı görmüş olduğunu yazar. Aktardığına göre, şaman kıyafeti de karaca derisinden yapılmıştır. Bunlara benzer boynuz başlıklı şaman kıyafetleri eski dönemlerde Buryatlar tarafından da kullanılmıştır. Pallas, bir Buryat şamanının başlığında karaca boynuzlarını andıran demir boynuzlar görmüş olduğundan bahseder ki, Buryat mezarlarında yapılan kazılarda bulunan nesnelerden aynı sonuca varılabilir.


Göründüğü kadarıyla, her ne kadar artık günümüzde şaman başlıklarında yer alan boynuzlar ren geyiği boynuzlarını andırsa da, aslında Buryatlardan doğu Tunguzlarına kadar bir çok topluluğun şamanları tarafından kullanılan bu kıyafetin asli hâlindeki ilham kaynağının karaca olduğudur.


Buryat mezarlarında bulunan eşyalardan, eski dönemlerde şaman kıyafetlerine şamanın kemiklerini temsil eden “demir kemikler” konulduğunu anlaşılmaktadır. Kıyafetlere kemik koyma âdetine Altay veya Sayan bölgelerinde rastlanmayıp, bu gelenek muhtemelen Baykal bölgesinde doğmuş ve Kuzey Sibirya bölgesine kadar yayılmıştır. Bahsi geçen bu iki tip şaman kıyafetinden hangisinin daha eski olduğu sorusu ise şimdilik cevapsız kalmaktadır.


Tunguz ve Yakutların şaman gömlekleri ve göğüslüklerinde yer alan metal nesneler sadece zil, çıngırak ve kemiklerden ibaret değil, bunların yanında birçok başka nesneler de bulunur. Bunlar arasında göğüslüğün arka tarafına takılmış bulunan ay ve güneş figürleri dışında, yuvarlak metal bir ayna ve ortası delik yuvarlak metal bir levha vardır. Bunlardan ortası delik metal levha muhtemelen yeryüzünü temsil ederken, ortadaki delik de şamanın bir dalgıç kuşu gibi yer altı ülkesine inişini ifade etmektedir. Kıyafete bunlardan başka şamanın çeşitli suretlerdeki yardımcı ruhlarının küçük figürleri de ilâve edilmiş olup, bunlar arasında dört ayaklılar, sürüngenler, balıklar, yılanlar ve hepsinden önemlisi martı ve benzeri dalıcı kuş figürleri yeralır. Dalıcı kuşlar kutsal kabûl edilirler ve ruhlar âlemine gittiğinde şamanlara yol gösterip, onları koruduklarına inanılır. Bazı şaman kıyafetlerinde de insan suretindeki ruhların figürleri bulunur.


Moğol şaman kıyafetleri de Soyote şamanlarınınkine yakındır. Başlıkta bir kuş tüyü öbeği yer alır, lâkin kol altlarında ve eteklerde kuş tüylerini simgeleyen püsküller bulunmaz. Buna mukabil, bazı Altay ve Soyote şaman kıyafetlerinde görülen yılan şeklinde püsküller bulunur. Kıyafete çoğu zaman yuvarlak bir metal ayna ve ruh figürleri de takılır. Bu figürlerin yapım şekillerinde Çin kültürünün etkisi görülür. Kıyafetten sallanan yılan görünümlü püsküllere, bazı Tunguz ve Buryat şamanlarının kıyafetlerinde de rastlanır. Pallas, Buryatlar arasında bir kadın şamanın üzerinde bu “yılan” püsküllerinden otuz tane kadar gördüğünü ve bunların yere kadar uzandığını anlatır. Yukarıda sözkonusu ettiğimiz şaman kıyafetleriyle kıyaslandığında, Amur vadisindeki kıyafetler çok daha basit yapılmışlardır. Golde şamanının önlüğü balık derisinden veya mavi pamukludan yapılma, ön tarafında kemerin altında aralarında iki kaplan ve iki ejderhanın bulunduğu çeşitli resimler çizilmiştir. Bunun dışında kertenkele, yılan veya kurbağa resimleri de önlükte yer alabilir. Lopatin, bu hayvanlara şamana yardımcı olan hayvanlar olduklarına inanıldığını anlatır. Ejderhalar şamanı göğe taşır, kaplanlar şamanı ormanda gezdirir, kertenkele, yılan ve kurbağa ise şaman nehir, göl veya bataklıktan geçerken ona refakat ederler. Önlüğün üst tarafında aynı malzemeden yapılma kısa kollu bir ceket bulunur. Bu kıyafetin en dikkât çekici parçası, Çin başlıklarında ilham alınmış olan başlık olup, bu başlığa; ayı, kurt, tilki gibi çeşitli hayvanların postlarından kesilmiş şeritler dikilmiş ve bunlar dağınık şekilde şamanın omuzlarına kadar iner. Kıyafetin üzerine ayrıca ziller, çıngıraklar, metal aynalar ve benzeri cisimler asılmıştır. Bazen başlıktaki şeritler çenenin altında birbirlerine bağlanır veya başlığa ren geyiği boynuzlarını hatırlatan demir boynuzlar ilâve edilir ki, Lopatin, sadece büyük şamanların bu tarz bir başlık kullandıklarını belirtir.


Üzerinde çok sayıda boru şeklinde sallanan demir aksesuarların olduğu kemer ve üzerine parlak renklerle yılan, kertenkele ve kurbağa resimlerinin çizili olduğu eldivenler Golde şaman kıyafetinin bir parçasını teşkil eder. Bunun dışında şamanın göğsünde ve sırtında deri şeritlerle tutturulmuş metal aynalar sallanır ki, inanca göre bu aynalara insanların yaptıklarını yansımakta ve yine bu aynalar şamanı kötü ruhların oklarından korumaktadır. Şaman, ayin sonrasında bu aynaların arkasına kendisine atılan ama aynanın koruduğu okların sayısı kadar çentik atar. Golde şamanlarında görülen bir başka âdet de kafalarına, kollarına ve ayaklarına ince kiraz ağaç dalları sarmalarıdır. Aynı adet Aino halkı arasında da vardır.


Mançurya şamanlarının paltolarının yaka ve omuz bölümlerinde resimler bulunur ki, bunlar içinde palto, ruhları korkutmak için kırmızı renkli kumaştan yapılır-Altay şamanlarının başlıklarının kırmızı olma sebebi de budur- ve çoğunlukla üzerinde sadece birkaç metal ayna bulunur. Kemerde asılı olan aksesuarlar, Goldelerinki ile hemen hemen aynıdır. Başlıkta ise kimi zaman bakırdan yapılma bir kuş resmi, kimi zaman da demir bir boynuz yeralır. Kimi başlıklarda birden fazla kuş resmi olduğu da görülmüştür. Schirokogorov’un belirttiği gibi, Amur vadisindeki halkların şaman kıyafetlerinde Çin kültürünün etkisi oldukça belirgindir.


Türk, Moğol ve Tunguz halklarının şaman kıyafetlerine genel olarak göz gezdirdikten sonra, bu ilginç kıyafetlerin aslında hangi maksatla ortaya çıkmış olduğu sorusu ortaya çıkar. Eğer şaman, kıyafetini sadece ruhlar âlemi ile bağlantıya geçtiğinde kullanıyorsa, bu kıyafetin ona bu esnada belli bazı faydalarının dokunuyor olması gerekir. Ancak diğer taraftan bu kıyafetin üzerinde bir çok nesnenin ruhların korkutulmasına yönelik olduğunu biliyoruz. Bu durumda acaba şamanın başka bir surete bürünmesine yarayan bu kıyafeti ne olarak anlamak gerekir? Kıyafetin işlevi şamanın kendisini korumak mı, yoksa kötü ruhları insanların etrafından kovmak mıdır?


Altay ve Sayan bölgelerindeki şaman kıyafetlerinin ilham kaynağı olan baykuşun, kötü ruhların güçlerini bertaraf etme özelliği olduğu malûmumuzdur. Baykuşun kötü ruhları çocuğun beşiğinden uzak tutacağı inancıyla bazı bölgelerde hâlen bir çocuk hastalandığında bir baykuş yakalayıp beslemek âdeti vardır. Wogulların ayı şölenlerinde de ölen ayının ruhunu korkutmak için, şölene katılanlardan biri baykuş maskesi takar ki, Sibirya şamanının kötü ruhları kovmak için boynuzlu bir hayvan kılığına girmeleri bu sebeple akla yatkındır. Bütün bunları göz önüne aldığımızda, şaman kıyafetinin arkasında yatan fikrin, illâki totemizm veya şamanın “ruh hayvanı” ile bağlantılı olması gerekmediği ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar şamanın, kıyafetine bürünmüş olduğu hayvanın suretinde dolaştığına ilişkin inançlar varsa da, bunlar şaman kıyafetinin kökenindeki fikri yansıtmamaktadır. Goldelerin bir efsanesinde, kuş suretinde uçmakta olan bir ruhun, bir kanat çırpışıyla bir anda metalden tüyleri olan bir şaman kıyafetine büründüğü anlatılır. Eğer şaman kıyafetinin kökenindeki fikir, şamanın kimliğini gizlemekse, muhtemelen ilk hâli sadece bir yüz maskesi veya başlıktan oluşmaktadır. Orman Tatarları şamanları bazı ayinlerde şaman kıyafeti yerine, sadece yüzlerine taktıkları kayın kabuğundan bir maske ile yetinirken, Buryat şamanları yüzlerini deri, tahta veya metalden yapılma maske ile gizlerler, fakat elimizdeki mevcut bilgiler bu maskelerin Moğol lamalarının bazı ayinlerde yüzlerini gizlemek için kullandıkları maskelerle nasıl bir bağlantıları olduğunu açıklamaya kâfi gelmemektedir. Altay ve Golde şamanlarının ölen birinin ruhunu ölüler ülkesine götürürken tanınmamak için yüzlerini kurum ile siyaha boyadıklarını daha önce görmüştük. Golde şamanlarının sinir hastalığına yakalanan birini tedavi etmeye başlamadan önce, yüzüne boya ile çizgiler çektiklerine dair anlatımlar vardır. İlkel topluluklarda, başı tamamen örten maskeler de vardır ve muhtemelen Sibirya şamanlarının kıyafetlerinin ilk çıkış noktası bu maskelerdir. Wenjamin’in belirttiği gibi şaman kıyafetinin en önemli parçası başlığıdır. Anlatılan bir Altay şaman başlığının tam bir baykuş gövdesinden -kanatları ve kafası ile beraber muhafaza edilmiş durumda- ve şamanın yüzünü örten püsküllerden oluştuğunu gözönüne alındığında, çizmesine kadar detaylandırılmış şaman kıyafetlerinin aslında şamanın baykuş olarak tasavvur edildiği ve bu başlıktan türemiş olduklarını söylemek mümkündür.


Karacayı andıran kıyafetin gelişimi hakkında tahmin yürütmekse çok daha kolay görünmektedir. Bir Mançu şamanının en göze batan özelliği, başlığının üzerindeki boynuzlardır. Ruhları korkutmak için kullanılan bu çeşit boynuzlu maskeler sadece Asya’da değil, dünyanın çeşitli bölgelerindeki ilkel halklar arasında rastlanmaktadır. İlk zamanlarda sadece başlığı kapsayan bu düşüncenin, zaman içerisinde şamanın bütün kıyafetine hâkim olması, kendisini en açık şekilde elbisenin sırtına iliştirilen boynuz figürlerinde gösterir. Karaca tipi şaman kıyafeti, kuş tipi kıyafete tamamen paralel bir gelişme gösterir. Genelde bütün şamanların kıyafetleri, ya karaca tipi veya kuş tipidir. Schirokogorov, Trans-Baykal bölgesi şamanlarının, alışılagelmişin aksine her iki tipte birer kıyafetleri olduğunu, buna gerekçe olarak da kuş tipi kıyafetin tek başına bütün şamanlık vazifeleri için yeterli olmamasını gösterdiklerini anlatır.



Uno Harva'nın Altay Panteonu adlı kitabında alıntılanmıştır.


Çeviren: Erol Cihangir


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siyahkaya Barajı / Silopi / Şırnak