Baga Kağan Devri (587-588)
Işbara Kağan ölmeden önce, kendinden evvel olageldiği üzere oğlu yerine yabguluk vazifesi ifa eden kardeşi Ch'u-Io-hou'yu Doğu Gök-Türk tahtına vasiyet etti. Bunu yaparken de oğlu Yung-yü-lü'nün zayıf ve çekingen olmasına sebep göstermişti. Tahta geçemeyip kağan olamayan Yung-yü-lü bu duruma itiraz etmedi. Bilakis amcasına destek verdi. Aslında Yabgu Ch'u-lo-hou, kendisinin yeğeni tarafından tahta çağrılışında önce şüphelenmişti. Bu şüphelenmeden kaynaklanarak amca-yeğen arasında bir iki mektup teatisi oldu. Gök-Türk tarihi İçin çok önemli değere sahip bu mektupların tam tercümesini vererek durumu açıklamayı daha uygun buluyoruz: "Biz Gök-Türkler, Mukan Kagan'dan beri daima esas kadınlardan doğan çocuklardan büyük kardeşlerin yerine küçük kardeşler geçmiştir. Zorla taht gaspedilip, ataların usulleri bir kenara atılıp, saygı gösterilmiyor; sen tahta geçersen ben seni selâmlamaktan korkmam". Yung-yü-lü tekrar elçi gönderip Ch'u-lo-hou'ya dedi ki: "amcam ve babam ayrı vücud iseler de birleşmişlerdi. Ben onların çocuğuyum. Fakat, nasıl çocuktan isyan edeceği fikrine düşersiniz? Amcam gençlere mi tenezzül ediyor? Ayrıca babamın emri var. Onu mu çiğneyeceğiz? amcamın hiç şüphe etmemesi arzusundayım, bunu ortadan nasıl kaldırabiliriz?". Bu arada Yung-yü-lü küçük kardeşi Ju-tan Tegin'i, Hoten'in yeşim taşlarıyla Çin'e göndererek, bunları sundu.
Neticede kağan olarak tahta geçen Ch'u-lo-hou yabgu unvanını bıraktı ve yerine Baga (Mo-ho) Kağan unvanını aldı. Yeğeni Yung-yü-lü ise yabgu oldu. Yeni kağan da siyasî olarak Çin'in üstünlüğünü kabul ediyordu. Bunu belirtmek için de hemen elçi göndererek bağlılığını bildirdi. Sui imparatoru da karşılık olarak araba ve süvari generali Ch'ang Sun-shengi özel elçi sıfatıyla gönderip, Baga Kagani selâmladı, ayrıca davul ve sancak sundu. Çinli elçi Baga Kağanın yanına vardığında kağan 582 yılından beri devletin içini kemiren, yıllarca süren iç savaşlarla gücünü zayıflatan A-po'yu ortadan kaldırmak için destek istedi. A-po'nun daha önce Tanrı tarafından cezalandırıldığını 5-6 bin süvariyle dağların vadilerin arasında yaşadığını, onu yakalayıp, Çin'e sunmak arzusu taşıdığını belirtti. Sui imparatorunun da uygun görmesiyle batıya A-po'nun bulunduğu yere hücum eden Baga Kağan, onu canlı yakaladı. Aslında A-po'nun askerlerinin çoğu gidip, Baga Kağan'a kendileri teslim olmuşlardı. Canlı yakalanan A-po'nun öldürülmesine izin için tekrar Sui imparatoruna müracaat edildi. Bütün bu hadiseler sırasında Çin imparatoruna yapılan müracaat Doğu Gök-Türk devletinin Sui tesirine ne kadar çok girdiğini göstermekte idi. Bundan sonra A-po'nun akıbetinin ne olacağı konusu Çin sarayında müzakereye açıldı. Bazı Çinli devlet adamları canlı olarak Çin sarayına getirilip halka gösterilmesini teklif ederlerken, bazıları da hemen öldürtülmesi tavsiyesinde bulundular. Ancak, Sui imparatoru bunların hiç birinden tatmin olmadı. Gök-Türklerin iç yüzünü en iyi tanıyan Ch'ang Sun-sheng'in fikrini almak istedi. Casus Ch'ang Sun-sheng "Eğer Gök-Türkler Çin'e saldıracak olduklarında, onlara karşı savaşmak gerekeceğini, şimdi kardeşlerin birbirlerini mahvetmek zorunda olduklarını; A-po'nun suçunun devleti kötü idare edememesi değil, çok kötü ekonomik sıkıntı içinde bulunmasından kaynaklandığını, dolayısıyla öyle bir tehlike anında A-po'nun varlığının onları uzaklara çekeceğini, ikisinin anlaşmalarının bir araya gelmelerinin ise hiç bir zaman mümkün olmayacağını" söyledi. Devlet adamlarından dük Kao Kung da "efsanevî Çin İmpartoru Hsüan Yüan'den beri kuzey yabancılarının sınırları her zaman taciz ettiğini, o sırada ise Baykal Gölünün kenarında çok fakir ve Çin'e bağlı köle durumunda olduklarını, tarihte hiç bir zaman böyle bir vaziyetin gerçekleştiğinin duyulmadığını, dolayısıyla hayatta kalıp, siyasî olarak varlıklarını sürdürmelerini" tavsiye etti. Sui imparatoru Ch'ang Sun-sheng ve Kao Kung'un fikirlerini Çin'in menfaatlerine daha uygun bularak kabul etti.
Baga Kağan, 589 yılında batı tarafına doğru adını öğrenemediğimiz bir ülke üzerine doğru sefere çıktı. Bu sefer esnasında yapılan bir savaşta alnından okla vurularak öldü. Biz A-po tehlikesini ortadan kaldırdıktan sonra Baga Kağanın Tardu'yu da yenip devletin birliğini yeniden sağlayacağını düşünerek, bu komşu ülkenin Batı Gök-Türk devleti olması ihtimali bulunduğunu söylemenin lüzumlu olduğunu söylüyoruz. Ancak, kaynaklarımızda bu hususta maalesef yeterli bilgi yoktur.
Kaynaklarda ifade edildiği üzere Baga (Ch'u-lo-hou) 'nın görünüşü diğer Gök-Türk kağanlarından çok farklı idi. O uzun yanaklı, sırtı kambur ve açık renk yüzlü idi. Bunun yanında cesur ve akıllı olduğu da vurgulanmıştır.
Ahmet Taşağıl'ın Göktürkler adlı kitabından alıntılanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder