Tekerlek
Taşımacılığı değiştiren ve makineleri dönüştüren icat
Yazan : Charlie Turner, Top Gear isimli otomobil dergisinin yazı işleri müdürü
Disk sürücülerinden arabalara kadar, hareketli aksamı olan hemen her makinede tekerlek var.
Nesneleri taşımak için kütükler binlerce yıldır kullanılsa da, ilk tekerleğin ne zaman icat edildiği veya ne için kullanıldığı tam olarak bilinmiyor. Öte yandan MÖ 3500 civarına ait bir çömlekçi tekerleği bulunduğundan, o zamanlarda bile tekerleğin var olduğunu biliyoruz.
2002 yılında, Slovenya'da Ljubljana yakınlarındaki bir bataklıkta, bilinen en eski taşıt tekerleği ve dingili bulundu. Çamurlu su, normalde iyi muhafaza edilemeyen ahşabı bakteri ve mantarlardan korumuştu. Radyokarbon yaş tayinine göre tekerleğin yaşı 5100 ile 5350 arasında değişiyordu.
Kil tabletlerden öğrendiğimize göre, tekerleklerin taşıtlarda kullanılması hemen olmuyor, çünkü toprağı öküzler sürerken, insanları da develerden atlara kadar çeşitli hayvanlar kolaylıkla taşıyor.
Taşıtlarda Tekerleğin Kullanılması
MÖ 3300- 3000 İlk taşıt tekerleği sert odundan yapılarak dingille bağlandı.
MÖ 3000 Metal şeritler ve çivilerle desteklenen sert kasnaklar, tekerlekleri daha dayanıklı hale getirdi.
MÖ 2600 Daha ince ve hafif kalaslar yük arabalarını, yavaşlatıp hantallaştıran sert tahta tekerleklerin yerini aldı.
MÖ 1600 Mısırlılar parmaklıklı tekerleği icat etti.
MÖ 800- 600 Keltler ön dingilleri bir milin üzerinde döndürdüler, bu da taşıtın manevra kapasitesini artırdı.
1400-1500 İlk dış lastik –demir bantlar– tekerlek jantını takviye etti.
1820'ler Metal tekerlek göbeğinin icadı ağır buharlı taşıtların tekerlek parmaklığını kırmadan
yol almalarını sağladı.
1846 Robert William Thomsen hava basınçlı dış lastiğin –şişkin lastik kayış– patentini aldı.
1967 Çelikten daha hafif olan ve frenlerden çıkan ısıyı daha etkin dağıtan alaşım tekerlekler icat edildi.
Tüm bunlara ek olarak, taşıtlar tekerleklerin rahatça ilerleyebileceği yollar olmadan çabuk ve verimli hareket edemiyordu, ancak buna uygun yolların yapılması da talebe bağlıydı. Sonunda daha uygun yollar inşa edildi, fakat birkaç asır sonra da tekerlek ve taşıt tasarımının evrilememesi başka bir paradoksa yol açtı. Neyse ki modern yol planlamaları bu sorunu da çözdü.
Fransız Pierre Marie Jérôme Trésaguet, 1700'lerin ortalarında bilimi yol yapımının hizmetine sundu. Tasarımları yolun her iki yanında kavisli kenarları ve su yollarını içeriyordu. Ama asıl önemli buluşu, büyük taşlardan oluşan zeminin üzerini ince tabaka küçük taşlarla örtme fikriydi. Bu zekice fikir sayesinde, trafik aktığında taşlar birbirlerine kenetlenerek güçlü bir yüzey oluşturuyordu.
İskoç John Loudon McAdam bu tasarımı geliştirerek, 1820'lerde güçlü ve dayanıklı bir yüzey oluşturmak için sıkıştırılmış kırık taş kütlesini çimentoyla karıştırdı. Derken 1901'de Edgar Purnell Hooley, icadı "asfalt"ın patentini aldı: Çakıl ve yoğun bir zift karışımı. Yol yapımı malzemeleri geliştikçe tekerlek tasarımı da alıp başını gitti ve taşıtlar giderek daha da hızlandılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder