Wei nehri kenarından yapılan anlaşma sonrasında artık Doğu Gök-Türk devletinin T'ang hanedanı üzerinde siyasî ve askerî üstünlüğünü sona ermişti. T'ang imparatorluğu günden güne kuvvetini artırıyor iken Doğu Gök-Türk devleti bundan sonra hızla zayıflamaya başlıyordu. T'ai-tsung'un gücünün artmasına paralel olarak, muhalif çinli devlet adamları birer birer gidip ona teslim oluyorlardı. Bunlardan Yüan Chün - chang, 627 yılının beşinci ayında T'ang hanedanına bağlandı. Buna sebep olarak da İI Kağanın kötü idaresini gösterdi. Yakında yıkılacağını anlamıştı. İl Kağan onu arkasından takip etmiş ise de yakalayamamış askerleriyle hızla kaçmıştı.
İl Kağan, 621 yılından beri en büyük düşmanı Çin'e karşı zaferden zafere koşmuştu. Çin topraklarında kendinden evvel hiç bir Gök-Türk kağanının gidemediği kadar ilerilere uzanan geniş çapta akınlar düzenlemişti. Ancak ülke içinde ise idarede aynı başarıyı gösteremedi, çok önemli bir makama getirdiği Çinli Chao Te-yen'in etkisinde kalmıştı. Çinliler nazarında bile namuslu ve temiz, dürüst olan Gök-Türk kanunları Çin'den farklı idi. İdarî kanunları ve kuralları Çin'in karmaşık kanunlarının yanında daha sade ve Gök-Türk yaşayışına uygun idi . İl Kağanın yüksek makama getirdiği Çinli kendine göre kanunlar icad edip, eski adetlerin çoğunu değiştirmişti. Dolayısıyla millet sıkıntılı bir hale geldi. İl Kağanın idaresine karşı memnuniyetsizlik doğdu ve hızla arttı. Kağanın ikinci büyük hatası Soğd(Hu) asıllılarla yakınlaşması idi. Dolayısıyla kendi milletinden uzaklaşmış oluyordu. Aslında etkisinde kaldığı Sogd'lular, onu lüzumsuz seferler yapmaya teşvik ve tahrik ediyorlardı.
Bunlardan başka Doğu Gök-Türk ülkesi 627 yılında çok büyük bir tabiî felâket yaşadı. Son yıllarda kışları fazla kar yağdığı için hayvanların çoğu telef olmuştu . Uzun süredir yiyecek sıkıntısı çekiliyordu. Dolayısıyla düşülen ekonomik sıkıntıdan İl Kağan ağır vergilerle çıkmak istedi. Bu milletini kağandan uzaklaştıran bir başka sebep idi. Boyların çoğu baş kaldırmaya başladı.
Doğu Gök-Türk ülkesinde yaşanan bu huzursuzluktan, Çin imparatoru barış anlaşması yapmış olmasına rağmen faydalanmak istedi. Fırsatı kaçırmamak için saldırı niyetinde idi. Konuyu devlet adamlarına müzakereye açtığında, Ch'ang-sun Wu-chi adlı vezir bundan vazgeçirdi.
Batı Gök-Türklerden T'ung Yabgu Kağanın zayıflaması üzerine Sir Tarduşlar, I-shih-po Küçük Kağanın torunu İnan liderliğinde, yetmiş binden fazla aileden müteşekkil boy ile İl Kagan'a itaat etmişti. İl Kağanın kötü idaresi sürünce Uygur (Hui-ho), Bayırku ve Sir Tarduşlar isyan ettiler. Bu isyanlar neticesinde Gök-Türk ülkesinde iç savaş başladı. İl Kağan ağabeyinin oğlu Yü-ku Şad'a yüz bin süvariyle bu isyanları bastırma görevi verdi. Fakat, bu şad Ma-lie (bugün Kansu'da) dağında beş bin süvarilik Uygur kuvvetinin pususuna düştü. Mağlup olan Yü-ku, Tanrı dağlarına kaçarken, askerlerinin çoğu Uygurların eline geçip kuvvetlenmeleri ne sebep oldu. Bu esnada İl Kağanın dört şadı Sir TarduşTar tarafından yenilmiş, kağan hiç bir karşı harekette bulunamamıştı . Daha bir yıl öncesine kadar Çin'e çok kuvvetli ordularla hücum eden, siyasi yönden en büyük güç olan Doğu Gök-Türk devletinde artık kontrol elden çıkmış, tam bir kargaşa hüküm sürüyordu.
627 yılının sonunda ağır bir kış daha Doğu Gök-Türklerini vurdu. Yağan kardan ovalarda bile her taraf bir metre yüksekliğinde beyaz, örtü ile kaplanmıştı. Zaten iç savaş nedeniyle tamamen dağılmış olan boyların hayvanlarının çoğu soğuktan öldü. Açlık başlamıştı. Yanında kalan milletini toplayan îl Kağan, Shuo eyaletinin yakınlarına geldi. Bu arada Gök-Türk ülkesine giden Çin elçisi dönüşünde imparatoruna verdiği raporda “ Kuzey yabancılarında kavimlerin kuvveti at ve koyun sayısına göre öğrenilebilinir; şimdi Gök-Türkler de hayvanlar zayıf, halk ise açlık içinde bu devletlerinin yıkılacağını gösteriyor; bana göre üç sene içinde Gök-Türk devleti yıkılacaktır" diye belirtti. Bu arada bazı Çinli devlet adamları Gök-Türklere saldırı yapmayı imparatorlarına tavsiye ediyorlardı. Ancak, o kabul etmedi. 628 baharında İl Kağan'ın hakimiyetine isyan eden boylara Moğol kabileleri Ku-mo-hsi ve Hsi'Ier de katıldı. Kağan, onların isyanını bastırma vazifesini devletin doğu tarafını idare eden yeğeni T'u-li Kagan'a verdi. Ancak, Yü-ku ve diğer şadlar gibi o da asilere mağlup olarak atıyla birlikte tek başına geri döndü . Bu hadiseye çok kızan İl Kağan, T'u-li'yi on gün hapsettirdi ve kırbaçla dövdü. Neticede İl Kağan, T'u-li ile de arasını açmış bulunuyordu. İl Kağanla arası bozulan T'u-li, Çin imparatoruyla yakınlaştı. Bu gelişmeleri yakından takip eden İmparator T'ai-tsung, T'u-li Kağanın kendisine Çin sarayına gelme teklifi yapmasından memnun oldu, T'u-li'den asker isteyen ve alamayan İl Kağan, onun üzerine ordu sevk etti. Sıkışık durumda kalan T'u-li Kağan, Çin'den yardım istedi. Gök-Türk kağanı ile Wei nehri kenarında 628 yılının sekizinci ayında yaptığı anlaşmayı bozan T'ai-tsung, T'u-li'ye yardımı kabul etti. Aynı sıralarda Ch'i-tan kavmi de Gök-Türklere isyan ederek, Çin'le müttefik olmak için T'ang imparatorluğun yanına gittiler. İl Kağan, Ch'i-tanların geri verildiği takdirde muhaliflerden Liang Shih-tou yu iade edeceğini bildirdi. Onun elçisine T'ai-tsung, Liang Shih-tou'nun zaten teslim olmak niyetinde olduğunu, Ch'i -tanların ise Türk olmadıklarını söyleyerek kabul etmedi. Daha sonra Liang Shih-tou, Çinliler tarafından kuşatıldı. Yardımına gelen Gök-Türkler, Shuo-fang yakınında yenildiler. Bu yenilginin sebebi çok kar olması sebebiyle Gök-Türklerin at ve koyunlarının ölmesi idi. 617 yılından beri Gök-Türk desteğiyle ayakta kalabilen Liang Shih-tou, yardım gelmeyince sıkıntıya düştü. Neticede emrindekiler ayaklandı. Üvey kardeşi Liang Shih-tou'yu öldürüp, T'ang imparatoruna teslim oldu.
Ülkesi tamamen karışmış olmasına rağmen İl Kağan 628 yılının dokuzuncu ayında yine Çin sınırlarına akın yaptı. Bu hücuma karşı önlemler alması tavsiye edilen Çin imparatoru, Gök-Türk devletinin uzun süre ayakta kalamayacağını, dolayısıyla savunma tedbirleri almanın Çin Seddi'ni tamir etmenin lüzumlu olmadığını düşünüyordu.
Sir Tarduş'lar iyice kuvvetlenmiş ve diğer Türk boyları da onlara bağlanmaya başlamıştı. Neticede İ-nan, kağan seçildi. Bu sırada Çin imparatoru T'ai-tsung, Ch-'iao Shih-wangi davul ve sancakla İ-nan'a gönderip, Chen-chu Bilge (Pi-chia) Kağan unvanıyla selâmladı . Ötüken'de oturmaya başlayan yeni kağana P'u ku, (Bugu/Bugut) Hsi, Tonra (T'ung-lo), Ediz (A-tie), Bayırku, Uygur gibi boylar bağlandı. Toprakları doğuda Moğol Mo-ho'ların bölgesine kadar uzanıyor, batıda Batı Gök-Türkleri, güneyde ise Gobi çölü sınır olmuştu. İstiklalini ilân ettikten sonra Sür Tarduş'ların Bilge Kağanı kendi kardeşi T'ung Tegin'i Çin sarayına elçi olarak gönderdi. İmparator, onun elçisine değerli bir kılıç ve kırbaç sunarak" ülkesinde büyük suçluları bu kılıçla, küçük suçluları ise kırbaçla cezalandırmasını" söyledi. Bu sürede yeni tesis edilen küçük kağanlık Çin imparatorluğunun nüfuzuna girmiş oluyordu.
Hadiselerin bu şekilde ceryan etmesinden endişeye kapılan İl Kağan Çin ile dostluk kurmak istediğini bildirdi. Bunun yanında bir Çinli prensesle evlenmek arzusunda idi. Fakat, T'ai-tsung, bu teklifi kabul etmek yerine kumandanlarından Li Ching ile Chang Kung-chin'e Gök-Türklere hücum etmelerini emretti. Bundan evvel Tai eyaleti valisi Chang Kung-chin imparator T'ai-tsung'a Doğu Gök-Türk devletinin zayıflamasının sebeplerini ihtiva eden bir rapor hazırladı. Bu rapor Doğu Gök-Türk devletinin çok kısa zamanda kuvvetten nasıl düştüğünü göstermesi açısından hayli enteresandır.
Birinci sebep İl Kağan'ın aşırı sert ve acımasız bir idare yürütmesi idi. Haksız yere kendisine bağlı ve dürüst olanları öldürüyor, İki yüzlü aldatıcı olanlarla yakınlaşıyordu.
İkinci sebep başta Sir Tarduş'lar olmak üzere Töles diye adlandırılan hanedandan olmayan diğer Türk boylarının İsyanıdır.
Üçüncü sebep de T'u-li Kağan, T'o Şad ile Yü-ku Şadların suçlanıp ülkeyi terketmek zorunda kalmaları idi.
Dördüncü sebep, bir kaç sene uzun kış olmasından sonra bu sene (629) de soğuklar çok erken bastırmıştı. Tarım ürünleri mahvolduğu için hububat sıkıntısı baş göstermişti.
Beşinci sebep olarak İl kağan kendi vatandaşlarından uzaklaşıp, Sogd'lulara daha fazla yakınlık göstermeye başlamıştı. Bir çok önemli görevleri onlara tevdi etmişti; bunlar aslında güvenilmez kişilerdi. Çin orduları ile karşılaştıklarında savaşmayacaklar ve Çin imparatoruna avantaj sağlayacaklardı.
Altıncısı da daha önce kuzeye gitmiş Çinlilerin sayısının fazlalığı idi . Bunlar dağlarda guruplar halinde yaşıyorlardı. Artık T'ang hanedanına destek vermek niyetinde idiler. T'ang ordusu Çin Seddi'nin dışına çıktığında çok rahat yardım edebilirlerdi.
Ahmet Taşağıl'ın Göktürkler adlı kitabından alıntılanmıştır.