Merdiven altından geçmek pek sağlıklı değilse de, bu davranışın uğursuzluğu çok daha derinde yatan anlamlara bağlanmaktadır. Duvara dayanan merdivenin oluşturduğu üçgen, birçok toplumda değişik biçimlerde yeniden üretilen teslis (üçleme) kavramıyla ilişkilidir.
Eski Mısırlılarda hem üçgen hem de merdiven kutsallık içermektedir. Güneş tanrısı Osiris Karanlık ruhunun hapsinden merdiven sayesinde kurtulmuştur. Ve merdiven firavunların mezarlarına, cennete çıkabilmeleri için konulmaktadır.
Hıristiyanlıkta İsa’nın gerildiği çarmıha dayalı merdiven kötülük, ihanet ve ölümün simgesi sayılmıştır. İngiltere ve Fransa’da 1600’lerde idam mahkûmlarının merdiven altından geçmeye zorlanması, bu inancın güçlenmesine yardımcı olmuştur.
Eski Roma’da merdiven altından geçmek zorunda kalan birinin kötü talihten kurtulmak için yapması gereken hareket, bizleri yakından ilgilendirir. Bu el hareketi, baş parmağı, işaret ve orta parmağın arasında sokarak merdivene sallamaktır. Fico adı verilen bu hareket aynı zamanda fallik bir simgedir. Batı kültüründe bu işaret ‘incir işareti’ olarak bilinir ve özellikle Portekiz ve Brezilya’da halen canlıdır. İncir Türkçede olduğu gibi kadın cinsel organının simgesidir. Yüzük ve hediyelik eşya satan dükkânlarda bu işareti yapan ele rastlanması ‘espri’ değil, artık aşınmış amulet kullanımının kalıntısı olmasındandır.
Not: Kudret Emiroğlu - Gündelik Hayatımızın Tarihi kitabından alıntılanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder