27 Mayıs 2022 Cuma
26 Mayıs 2022 Perşembe
İnkalar
Kolomb öncesi Amerika'nın son ve en büyük medeniyeti inkalardı. Yaklaşık 5-10 milyon insan merkezi bir yönetim sistemi altında idare ediliyordu. And bölgesinin neredeyse tamamına hakim durumundaydılar.
İnkalar öncelikle başkentleri Cuzco' da bir devlet kurdular. Daha sonra rakip Peru Devleti Chimu'yu ele geçirdiler. Yönetici hanedanın tarihi 1200'lere kadar dayanıyordu. Pachacuti Inca Yupanqui (1438- 1471 yılları arasında iktidarı elinde tutmuştur) liderliğinde gerçekleşen fetihler inka imparatorluğu'nun Kuzey Ekvator, Peru ve Bolivya'ya ve 1529'lardan itibaren Arjantin ve Şili'nin kimi bölümlerine dek yaylımasını sağlamıştır.
Pachacuti ve halefleri oldukça etkin bir merkezi yönetim sistemi geliştirmişlerdi. Katı bir sosyal hiyerarşileri bulunuyordu. Bu merkezi yönetim yeni binaların ve kasabaların inşasını ve hatta sanat üretimi ya da çömlekçiliği dahi kontrol edebiliyordu. Yazı sistemleri olmamasına rağmen inkalar, bilgileri depolayıp listeleyebilen quipu adında bir alet geliştirmeyi başardılar.
İnka teknolojisi oldukça ileriydi. Atölye ve üretim merkezleri vardı. Metal ürünler, tekstil ve seramik üretiminde çok ileriydiler. İnkalar aynı zamanda oldukça geniş bir karayolu ağı ortaya çıkarmışlardı (Yaklaşık 25.000 kilometre. Antik medeniyetler arasında bu ölçekte bir yol sistemi kurmalarıyla Roma imparatorluğu'ndan sonra ikinci sırada gelmektedirler). İnkalar, tekerleği bilmemelerine rağmen , ulaklardan ve koşuculardan oluşan bir sistem kullanarak mesajlarını iletebiliyorlardı. Tarım tepeleri teraslama yöntemine dayanıyordu. İnka dini, resmi devlet kültü olan güneş tanrısı inti'e dayanıyordu. içlerinde toplu halde ibadet edilmemesine rağmen çok sayıda tapınak inşa etmişlerdi. İnkalar pek çok dini seremonileri dışarıda yapıyorlardı. Azteklerden farklı olarak yalnızca yeni bir yönetici tahta çıktığında insan kurban ediyorlardı.
1525' ten itibaren inkalar arasında bir iç savaş yaşanmaya başladı.
Kısa bir süre sonra Francisco Pizarro komutasındaki ispanyol güçleri sahile ulaştılar. İnka lideri Atahualpa 1533 yılında idam edildi. ispanyollar başta ondan çok sayıda altın ve gümüş elde etmek için yararlanmış , daha sonra onu tutuklamışlardı. 1537 yılında inka imparatorluğu parçalara ayrıldı.
Alıntıdır.
DÎNİ SÖZLÜK “A”
ÂDİL:
1. Adâletli; hakkı gözeterek iş yapan, zulüm ve haksızlık etmeyen.
Cennet'te bir derece vardır ki, oraya ancak üç zümre nâil olacaktır (kavuşacaktır). Âdil hükümdâr, akrabâyı ziyâret eden (kimse), sabırlı ve çocuklarına yaptığı harcamaları başlarına kakmayan hâne reisi. (Hadîs-i şerîf-Deylemî)
Cennet'te öyle bir köşk vardır ki, etrâfı kalelerle ve yeşilliklerle çevrilmiştir, ayrıca beş bin de kapısı vardır. Orada ancak nebî, sıddîk, şehîd ve âdil hükümdâr barınır. (Hadîs-i şerîf-Deylemî)
2. Îtikâdı doğru olan, büyük günâh işlemeyen ve küçük günâha devâm etmeyen yâni İslâmiyet'e uymaya çalışan sâlih müslüman.
Bid'at sâhibleri yâni îtikâdda Ehl-i sünnetten ayrılmış olan yetmiş iki fırkanın hepsi, ehl-i kıble oldukları, her ibâdeti yaptıkları hâlde, âdil değildir. Çünkü (bunlar), ya mülhid (dinden çıkmış) olarak îmânlarını kaybetmişler, yâhud bid'at sâhibi oldukları için büyük günâha girerek âdil olma vasfını kaybetmişlerdir. (Abdülganî Nablüsî)
Eshâb-ı kirâmın hepsi, Resûlullah efendimizin sohbetinde bulunmuşlar ve O'na yardımcı olmuşlardır. Hepsi âlim ve âdil idi. (Abdülazîz Dehlevî)
Ramazân-ı şerîf ayı, Ramazân hilâlinin görülmesi, buna iki âdil kimsenin şâhidlik etmesi ve hâkimin (kâdının) îlân etmesi ile başlar. (Abdülazîz Hulvânî)
ÂDİYÂT SÛRESİ:
Kur'ân-ı kerîmin yüzüncü sûresi.
Âdiyât sûresi, Mekke-i mükerremede nâzil oldu (indi). Medîne-i münevverede nâzil olduğu da bildirilmiştir. On bir âyet-i kerîmedir. "Yemîn ederim (Allah yolunda savaş için sür'atle) koşan atlara" meâlindeki birinci âyet-i kerîmede koşan atlar mânâsına olan "âdiyât" kelimesi sûreye isim olmuştur. Sûre, Peygamber efendimizin harbe gönderdiği bir süvârî kuvvetinin gecikip, münâfıkların (kalbleri ile inanmadıkları hâlde ağızları ile inandık diyenlerin), onların öldürüldükleri haberini yayması üzerine, hayatta olduklarını hattâ zafer ve ganîmet (mallar) kazandıklarını müjdelemek üzere nâzil olmuştur (inmiştir). Sûrede ayrıca, insanların nankörlüğünden, mala, servete düşkünlüklerinden, öldükten sonra başlarına gelecek acıklı hallerden bahsedilmekte, Allahü teâlânın insanın her hâlinden haberdâr olduğu hatırlatılmaktadır. (İbn-i Abbâs, Taberî)
Allahü teâlâ Âdiyât sûresinde buyurdu ki:
"Muhakkak ki insan Rabbinin ni'metlerine çok nankördür. Hiç şüphesiz o (Allahü teâlâ veya veya insan) buna şâhiddir. Gerçek o (insan) mal sevgisinden dolayı pek katıdır, cimridir. (Âyet: 6-8)
ÂD KAVMİ:
Hûd aleyhisselâmın kavmi. Bu kavim Nûh aleyhisselâmın torunlarından Âd'ın evlâdından çoğaldıkları için bu adı almışlardır. Bu kabile, Yemen'de Hadramûd bölgesinde, Umman ile Aden arasında Ahkâf denilen yeri yurt edindi. Yemen ile Şâm arasında yerleştikleri de rivâyet edilmiştir.
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Âd kavmine, kardeşleri Hûd'u peygamber olarak gönderdik. Hûd (aleyhisselâm)onlara; "Ey kavmim! Allahü teâlâya ibâdet edin. İbâdet edilecek O'ndan başkası yoktur. Hâlâ O'nun azâbından korkmayacak mısınız?" dedi" (A'râf sûresi: 65)
Kur'ân-ı kerîmde Hûd aleyhisselâm için "Âd kavminin kardeşi" buyrulması din kardeşliği sebebiyle değildir. O kavmin içinden yetiştiği, onlarla aynı soydan geldiği içindir. Çünkü dînî inanç ve ibâdetleri bakımından Hûd aleyhisselâmın, kavmi ile bir yakınlığı ve benzerliği olmamıştır. (Senâullah Dehlevî)
ADN CENNETİ:
Yedi kat göklerin üzerinde yaratılan sekiz Cennetten derece bakımından en yüksek olanı.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
İmân ehli, altın bilezikler ve inci ile süslenecekleri Adn ismindeki Cennetlere girerler.
(Fâtır sûresi: 33)
Allahü teâlâ Adn ismindeki Cenneti, günâh işleyecekleri zaman, Allahü teâlânın büyüklüğünü düşünüp, O'ndan hayâ ederek günahtan kaçınan kimseler için hazırladı. (Hadîs-i şerîf-Dürret-ül-Fâhire)
Adn Cenneti'ne peygamberler, şehîdler ve sıddîklar girecektir. Peygamber efendimizin derecesi olan Vesîle, Adn Cenneti'ndedir. (İmâm-ı Birgivî)
ÂFÂK:
İnsanın dışı ve dışındaki şeyler. Ufk'un çokluk şeklidir.
Âfâk ve enfüste zâhir olan (görünen) şeyler, Hak teâlânın varlığını ve her şeye kâdir olduğunu gösteren âyetler (işâretler, deliller)dir. (Muhammed Ma'sûm)
ÂFÂKÎ:
1. İnsanın dışındaki şeyler.
Akla, hayâle gelen her şey, hattâ keşif ile anlaşılan bilgiler, ister âfâkî olsunlar, ister enfüsî olsunlar, yâni insanın içinde bulunsunlar hepsi mâsivâdır, Allah'tan başkadır, mahlûktur. (İmâm-ı Rabbânî)
2. Uzak memleketlerden hac ibâdetini yapmak için gelenler.
Haccın vâciblerinden biri de; âfâkî olanların, Mekke'den ayrılacağı son gün tavâf-ı sadr yâni vedâ tavafı yapmasıdır. Bu tavaf hayızlı kadına vâcib değildir. (Burhâneddîn Merginânî)
Âfâkî olanların Mekke'ye varınca hemen Mescid-i Harâm'a girip, tavâf-ı kudum yapmaları sünnettir. (İbn-i Âbidîn)
AFÎF:
Temiz, iffetli, nâmuslu, haramdan (günahtan) sakınan.
ÂFİYET:
1. Sağlık, sıhhat, bedende hastalık bulunmaması.
Allahü teâlâdan âfiyet isteyiniz. Îmândan sonra âfiyetten daha büyük nîmet yoktur. (Hadîs-i şerîf-Müsned-i Ahmed bin Hanbel)
Yâ Rabbî! Senden sıhhat ve âfiyet ve emânete hiyânet etmemek ve güzel ahlâk ve kadere rızâ göstermeyi istiyorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Merhametin hakkı için bunları bana ver. (Hadîs-i şerîf-Edeb-ül-müfred)
Dert ve belâ gelince, Allahü teâlâya sığınmalı, kurtarması ve âfiyet vermesi için duâ etmeli, O'na yalvarmalıdır. Allahü teâlâ duâ edenleri, sıhhat, selâmet ve âfiyet istiyenleri sever. (Ahmed Fârûkî)
2. Günah işlememek.
Yâ Rabbî! Bana ilim ver, hilm (yumuşaklık) ile zînetlendir. Takvâ (haramlardan sakınmak) ihsân eyle. Âfiyet ile beni zînetlendir. (Hadîs-i şerîf-Berîka)
Büyüklerden biri, hep duâ eder, Allahü teâlâdan bir günlük âfiyet isterdi. Adamın biri bu zâta; "Sen hergün âfiyette değil misin?" dedi. "Allahü teâlâdan öyle bir gün istiyorum ki, sabahtan akşama kadar Allahü teâlâya hiçbir günah işlemiyeyim. Âfiyetle geçen gün böyle olur." buyurdu. (İmâm-ı Rabbânî)
AFOROZ:
Hıristiyanlık ve yahûdîlikte, dinden ve cemâatten uzaklaştırma cezâsı.
Galile, Kopernik ve Newton dünyânın döndüğünü İslâm âlimlerinin kitaplarından öğrenip açıklayınca, papa tarafından aforoz edildiler. (Yeni Rehber Ansiklopedisi)
Alman imparatoru IV. Henri, papa tarafından aforoz edilince, af dilemek için Vatikan'a geldi. Günlerce karlar üzerinde bekleyip papadan özür diledi. (Yeni Rehber Ansiklopedisi)
-
Fırtınanın Savurduğu Bir Halkın Mücadelesi AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'NİN KURULUŞU (1783) AMERİKA'DA KOLONİLERİN KURULMASI Amerik...
-
PROTESTANLIĞIN DOĞUŞU Reform; kelime anlamıyla; «bir şeyin aslını bozmadan onda yapılan değişiklikler» şeklinde tarif edilirse de ıstılahi...
-
Şu altı şey zararlıdır: 1- Amirlerin sefih olması. 2- Kan dökülmesi. 3- Hükmün satılması. 4- Akrabadan uzak...