1 Mayıs 2022 Pazar

Habur Sınır Kapısı / Silopi

 


Mardin

 


Britanya Adalarının Söylenceleri - 1

 Britanya adalarında çeşitli Avrupa kültürleri yerleşmiştir ve söylenceleri bu çeşitliliği yansıtır. Pagan geleneğine yakınlık duyan bir Hıristiyan tarafından, MS 8. yüzyılın başlarında yazılmış olan Beowoulf destanı, İngiliz topraklarına yerleşmiş Kuzey geleneğini yansıtır. İrlanda söylenceleri 1100 ile 1500 yılları arasında keşişlerce kaydedilmiştir. Son olarak Kral Arthur “un öyküsü, on ikinci yüzyılın başlarından on beşinci yüzyılın sonlarına değin uzanan Gal, İngiliz ve Fransız geleneklerinin bir bileşimidir.


İrlanda söylenceleri, Keltlerin, birbirini izleyen dalgalar halinde İrlanda'ya yerleşmelerini betimleyen mitolojiyi tarihle kaynaştırır. Karanlığın gücünü temsil eden ve Fomorianlar denilen halkla aydınlığın gücünü temsil eden Keltler arasındaki savaşlar, hem kuzey bölgesinin sertliğini hem de işgalcilerin bölgedeki yerleşiklerle karşılaşmasıyla ortaya çıkan siyasal kargaşayı yansıtır. Büyünün kullanımı, yaratılış ve verimlilik söylenceleri de dahil bütün masallara canlılık verir.


Beowoulf, Germen edebiyatının günümüze ulaşan en eski, en büyük örneğidir ve bir başyapıttır. Adı bilinmeyen yazarın konu olarak bir bütünlük yarattığı çalışmada, her ayrıntının parçalar içinde onu bütüne bağlayan bir rolü vardır. Yazarın psikolojik olarak karmaşık karakterler yaratmadaki yeteneği, Kuzey Avrupa'dan elimize kalan çalışmalar içinde eşsizdir. Çok fazla ciddiye alınmaması gerektiği de söylenebilir. Sözün kısası Beowoulf, Süpermen'e benzeyen bir kahramandır ve anılmaya değer üç canavarla savaşır. Beowulf u çevirisinden okuyanlar, araştırmacıların bu eseri okumak İçin Anglosakson dilini öğrenmeyi niçin seçtiklerini anlayacaklardır.


Kral Arthur destanı, başka bir nedenle de aynı biçimde şaşırtıcı bir eserdir. Öykü, Batı kahramanlık geleneğinde büyük ne varsa hepsini Kral Arthur'a atfeder. Ataları, yanan Troya kentinden gelmişlerdir. Babası ve amcası Stonehenge'le bağlantılıdır. Yarı peygamber yarı büyücü Merlin, masalın ilk bölümü boyunca mucizeler yaratır. Arthur'un birçok ünlü şövalyesi öyküye kendi maceralarıyla can verirler.


Beowoulf gibi Arthur da bir devle savaşır. Roma İmparatorluğu'nun başına geçen Arthur, Büyük İskender gibi dünyanın büyük fatihlerinden birisidir. Son olarak, Arthur'un Fransız geleneğinden aktarılmış trajik aşk öyküsü olan Guinevere ve Lancefcf'da, kişisel istekler, kahramanların topluma karşı olan sorumluluğunun önüne geçer ve büyük bir krallığın yıkılmasına neden olur. Kral Arthur'da her türlü zevk için bir şey vardır, bugün de okuyucu ve yazarlara esin kaynağı olmayı sürdürmektedir.



Donna Rosenberg'in Dünya Mitolojisi adlı kitabından alıntılanmıştır.


Hezil Çayı Irak sınırı

 


Mardin

 


Avrupa'da Feodalizm ve Norman istilası

 Askeri hizmet ya da asalete dayanan toprak sahipliği üzerinde temellendirilmiş bir sistem olan feodalizm, Avrupa'da  yönetim  sistemi ve günlük yaşamın temelini teşkil ediyordu. 5.  ve  12. yüzyıllar arasında feodalizm Fransa'daki Frank krallıklarından çıkarak Batı Avrupa' nın genelinde yaygınlaştı.

Krallar bağlılıkları karşılığında " tımar" adı verilen toprakları güçlü lordlara ya da derebeylerine kiraladılar. Lordlar ya da toprak sahibi dini kurumlar kendi topraklarını tımarlara ayırdılar. Böylece daha az  soylu ve kiracı sadakat yemini etmek zorunda kaldı. En altta bağımlı köylüler sınıfı olan serfler bulunuyordu. Tamamen efendilerinin yönetimi altında yaşıyorlardı. Bu sistem nedeniyle lordların kendilerini savunmaları için gereken büyük kaleler ortaya çıktı. Şövalyeler ve şövalyelik olarak adlandırılan bir davranış kalıbı bu sistemin önemli bir unsurunu teşkil ediyordu.

1066    yılında    Kuzey    Fransa' da   yerleşik    durumda    bulunan Normanlar ingiltere'yi istila ettiler. Hastings Savaşı'nda ingiltere Kralı II. Harold'ı yenilgiye uğratarak Anglosaksonların yerine yönetime geçtiler. Liderleri Kral William (Büyük Fatih) etkin bir feodal sistem oluşturdu. Domesday Book' ta yazıldığı üzere ülkedeki bütün mülk arazileri gösteren bir liste hazırladı. Bu araziler asillere tımar olarak dağıtıldı. Normanlar; Galler, irlanda ve iskoçya'nın kimi bölgelerini     fethe    çıktılar.     Büyük     liderleri    Robert    Guiscard önderliğinde Araplar ve Bizanslılarla savaştılar. Sicilya ve Güney italya' yı fethettiler.

1400'lerden sonra Batı   Avrupa'da   feodal   sistem   parçalanmaya başladı. Bu durum özellikle veba nedeniyle nüfusun gerilemesi ve ticaretin gelişimi ile ilgiliydi.

Orta ve Doğu Avrupa'da ise borç esareti altındaki emek gücü olan feodalizmi destekleyen serflik geleneği 19. yüzyılın ortalarına kadar varlığını sürdürdü.


Alıntıdır.


30 Nisan 2022 Cumartesi

GÜNEŞ

  

Dünya'dan 150 milyon km. uzakta olmasına rağmen, Güneş bizim için gerekli olan enerjiyi kesintisiz olarak ulaştırır.

Bu dev enerjili gök cisminde hidrojen atomları devamlı olarak helyuma çevrilmektedir. Her saniye 616 milyar ton hidrojen, 612 milyon ton helyuma çevrilmektedir. Bu esnada dışarı salınan enerji 500 milyon hidrojen bombasının patlamasına denktir.

Dünya'da hayat Güneş'ten gelen enerjiyle sağlanır. Yeryüzündeki dengenin devamı ve canlılık için gereken enerjinin %99 'u Güneş'ten sağlanır. Söz konusu enerjinin yarısı gözle görünür ve ışık olarak alınır. Geriye kalan enerjinin büyük bir kısmı gözle görülmeyen, ama sıcaklık biçiminde ortaya çıkan kızıl ötesi ışınlardır.

Güneş'in bir özelliği de çan gibi genleşip salınmasıdır. Bu olay her beş dakikada bir tekrarlanmakta Güneş'in yüzeyi bu sırada saatte 1080 km. hızla, 3 km. kadar bize doğru ilerleyip sonra geri dönmektedir.

Güneş, Samanyolu'nu oluşturan 200 milyar yıldızdan biridir. Dünya'dan 325.500 defa büyük olmasına rağmen, evrendeki küçük yıldızlardan sayılmaktadır. Çapı 125 bin ışık yılı olan Samanyolu'nun merkezine 30 bin ışık yılı uzaklıktadır. (1 ışık yılı= 9.460.800.000.000 km.)

 

GÜNEŞ'İN YOLCULUĞU

 

Astronomların hesaplarına göre Güneş, içinde bulunduğu galaksinin hareketi nedeniyle, Solar Apex adı verilen bir yörünge boyunca Vega Yıldızı'na doğru saatte 720.000 km.'lik bir hızla yolculuk etmektedir. (Bu, kaba bir hesapla Güneş'in günde 720.000x24=17.280.000 km. yol katettiğini gösterir. Tabi ona bağlı olan Dünyamızın da...)

 

YEDİ KAT GÖK

 

Atmosferde katları birbirinde ayıran yüzeyler bulunmaktadır. Encyclopedia Americana'nın (9/188) verdiği bilgiye göre, sıcaklığa bağlı olarak yerden itibaren şu katlar sıralanır.

 

1.Kat Troposfer: Kalınlığı kutuplarda 8 km. ekvatorda 17 km'ye kadar ulaşır. Bu kat bulutların büyük bir bölümünü kapsar. Sıcaklık yükseltiye bağlı olarak kilometrede 6.5°C azalır. Bu katmanın Tropopoz diye adlandırılan ve hızlı hava akımlarının olduğu kısımda sıcaklık -57°C'de sabit kalır.

 

2.Kat Stratosfer: 50 km yüksekliğe ulaşır. Burada mor ötesi ışınlar soğurulduğu için ısı açığa çıkar ve sıcaklık 0°C'ye kadar yükselir. Bu soğurma sırasında ısının yanında Dünya için hayati önem taşıyan ozon tabakası da ortaya çıkar.

 

3.Kat Mezosfer:Yüksekliği 85. km'ye kadar çıkar. Burada sıcaklık -100 C'ye iner.

 

4.Kat Termosfer: Sıcaklık giderek yavaşlayan bir tempoda artar.

 

5.Kat İyonosfer: Bu bölgedeki gazlar iyon halinde bulunur. Radyo dalgalarının İyonosfer tarafından tekrar Dünya'ya gönderilmesi sayesinde yeryüzündeki iletişim sağlanır.

 

6.Kat Ekzosfer: 500 ila 1000. km'nin ötesinde, özellikleri tamamen Güneş'in etkinliklerine göre değişen tabakadır.

7.Kat Manyetosfer: Burası Dünya'nın manyetik alanın kapladığı büyük bir boşluğu andıran alandır. Enerji yüklü atom altı parçacıklar Van Allen Kuşakları olarak adlandırılan bölgelerde tutulur.

Aynı kaynakta sayıldığı üzere yer kabuğunun katmanları da 7 bölümden oluşur:

1.Kat      Litosfer(su)

2.Kat      Litosfer(kara)

3.Kat      Astenosfer

4.Kat      Üst manto

5.Kat      Alt manto

6.Kat      Dış çekirdek

7.Kat      İç çekirdek

 

Alıntıdır.

Siyahkaya Barajı / Silopi / Şırnak