4 Ekim 2021 Pazartesi

Fotoğraf Makinesi

 



Fotoğraf toplumu nasıl yakaladı?



Dr. Patricia Fara, Clare College, Cambridge kıdemli öğretim görevlisi, Science: A Four housand Year History (Bilim: Dört Bin Yıllık Bir Tarih) adlı kitabın yazarı


Her saniye Facebook'a 2000 civarında görsel ekleniyor. Günümüzde bir fotoğraf çekip bir sosyal paylaşım sitesine yüklemek çok basit ve çabucak yapabileceğiniz bir iş. Ama eskiden durum böyle değildi.

"Görsel bilgiyi iletmek bilimsel ilerleme için şarttır ve iyi bir resim yüzlerce sözcüğe denk olabilir. Çizimler her zaman güvenilir değildir, ama fotoğrafın icadı eskiden görünmez olan olguların bile nesnel, doğru görüntülerini çekip dünya geneline yayma olanağını bilim insanlarına sunmuştur."

Patricia Fara



İlk fotoğraf sekiz saatlik bir pozlandırma süresini gerektirmişti. 1822'de Joseph Nicéphore Niépce tarafından çekilen bu fotoğrafın görüntüsü, daha sonra Niépce fotoğrafın kopyasını çıkarmaya çalışırken kayboldu. Birkaç yıl sonra Fransız meslektaşı Louis Daguerre ile birlikte çalışan Niépce "helyografi" denilen bir teknik geliştirdi. Gün ışığına duyarlı bir katranla kaplı, kurşun ve kalay alaşımı bir levhayı pozlandırıp lavanta ve petrolle yıkadıktan sonra iyota tutunca ilk kalıcı fotoğrafı elde etti.


Ünlü bir tiyatro tasarımcısı olan Daguerre'nin, tasarımlarını çabucak fotoğraflamanın bir yolunu bulması gerekiyordu. Nitekim 1833'te bu amacına ulaştı: İyot kaplı gümüş levhayı cıva buharından geçirdikten sonra tuzlu suda bir çubuğa tutturarak daha kısa zamanda görüntü yaratmayı başardı. 1838'de araba cilası almak için duran bir yayanın fotoğrafını çektiğinde, tarihte ilk kez bir insanın fotoğrafı çekilmiş oldu. İcadından tereddüt eden Daguerre önce tekniğini gizli tutmaya karar verdi, ama sonunda kendisine sağlam bir maaş önerilince tüm bildiklerini paylaştı. Yine de fotoğraf çekmek uzun soluklu ve pahalı bir işti.


Görüntüyü sabitlemenin daha basit ve ucuz bir yolunu bulmak gerekiyordu. Kimyacı ve astronom John Herschel (babası William, Uranüs gezegenini bulmuştu, halası Caroline ise kayda değer bir astronomdu) demir tuzlarının sabit bir mavi görüntü ürettiğini saptadı. Bu "mavi baskı" yöntemi modern ozalit yönteminin atasıdır, ama daha önemlisi, yapımının kolay ve ucuz olması ticari başarısını artırmıştır.

1840'ta William Fox Tablot, kağıt negatiften fotoğraf elde etme yöntemini geliştirdi. Böylece negatif/pozitif işlem ilk kez kullanılmış oldu, öyle ki günümüzde de kullanılmaya devam etmektedir ve görüntünün tekrar tekrar üretilmesine olanak sağladığı için devrimci bir gelişmedir.


Filmin icadı fotoğraf alanında bir sonraki büyük gelişme oldu. Esnek nitrat temelli plastik filmi George Eastman geliştirmiştir. Film yuvarlanıp nispeten ucuz fotoğraf makinelerine yükleniyordu. Yüz civarında film çekildikten sonra fotoğraf makinesi Kodak'taki bir yıkayıcıya götürülüyor ve fotoğrafların baskısı yapılıyordu. Renkli film ilk kez 1935'te üretildi.


Usta fotoğrafçılar bir yana, çok az insan hala filmle çalışıyor. Şipşak dijital fotoğraf çekmenin kolaylığı fotoğrafta devrim yarattı. Dijital fotoğraf 1950'lerde geliştirildi ve Ay'ı haritalandırmak gibi işlerde kullanıldı. Nikon F3, 1991'de piyasa giren ilk dijital fotoğraf makinesi oldu.

Camera Obscura


Milattan önce beşinci yüzyılda, Çinli filozof Mozi küçük bir delikten karanlık bir odaya geçen ışık ışınlarının ters dönmüş bir görüntü yarattığını –camera obscura'nın ilk çeşidi– fark eden ilk kişidir. Aradan geçen yüzyıllar boyunca Aristo ve İbn-i Heysem gibi başka ünlü bilimciler de bu konuda çalışmalar yaptı ve on beşinci yüzyılda İngiliz doğa felsefecisi Roger Bacon, camera obscura'nın güneş tutulmasını seyretmenin güvenli bir yolu olduğunu açıkladı.


Camera obscuralar karanlık odada veya çadırda yaratıldı, ama Robert Boyle ve Robert Hooke'un çalışmalarından sonra on sekizinci yüzyılda taşınabilir modeller geliştirildi ve ilk fotoğraf makineleri doğdu.


Dünyayı değiştiren 100 fikir kitabından alınmıştır.

Safranbolu





 

3 Ekim 2021 Pazar

ATASÖZLERİ - D


- Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur. Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz. 

- Damlaya damlaya göl olur, (aka aka sel olur.) 

- Danışan dağı aşmış, danışmayan düz yoldan şaşmış. 

- Davulun sesi uzaktan hoş gelir. 

- Demir nemden, insan gamdan çürür. 

- Demir tavında dövülür, (demiri tavında dövmeli). 

- Denizdeki balığın pazarlığı olmaz (bini bir paraya). 

- Deveye bindikten sonra çalı ardına gizlenmek olmaz. 

- Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur. 

- Dikensiz gül olmaz (Gül dikensiz olmaz). 

- Doğru (hak) söz (ağıdan) acıdır. 

- Dost acı söyler. 

- Dost kara günde belli olur. 

- Dost yüzünden, düşman gözünden bellidir. 

- Dünya malı dünyada kalır. 

- Dünya ölümlü, gün akşamlı. 

- Düşmanın karınca ise de hor bakma (küçük görme). 

- Debbağa sorarsan dünyada fena koku olmaz. 

- Debbağ sevmediği deriyi yerden yere çarpar. 


Tarihi Sinop Cezaevi






 

Sinop Kent Merkezi









 

1 Ekim 2021 Cuma

Yeniden Kullanılabilir Uzay Aracı

 

Uzaya gidip tek parça halinde dönebilen bir araç yapma yarışı



Elon Musk, girişimci ve PayPal, Tesla Motors ve SpaceX'in kurucularından


Yuri Gagarin sinirliydi ve bunda da haklıydı. Önceki uzay uçuşunun kobayları köpekler ve maymunlardı. Daha önce uzaya giden insan olmamıştı. 12 Nisan 1961'de Kazakistan'daki Baykonur Uzay Üssü'nde Gagarin emniyet kemerini bağlayıp uzaya doğru yola çıktı. Dünyanın yörüngesine girince atmosferin puslu mavi şeridine hayran kalıp bir Rus şarkısının sözlerini mırıldandı: "Oğlunun gökyüzünün neresine uçtuğunu anavatan duyar, anavatan bilir."

"Hayatın çok gezegenli olabilmesi için en temel ihtiyaç olan yeniden kullanılabilir bir roketin, dünyayı gerçekten değiştireceğine inanıyorum."


Elon Musk



Gagarin'in yolculuğundan sonra geçen 50 yıl boyunca insan Ay'a ayak bastı, Güneş Sistemi'nin uzak diyarlarına sondalar gönderdi, Mars'a keşif araçları indirdi ve Uluslararası Uzay İstasyonu'nu (ISS) kurdu. Genellikle Challenger faciası gibi korkunç kazalardan alınan ağır dersler sayesinde uzay teknolojisinde çok şey değişti.


Uzay Çağı'nı belirleyen önemli değişimlerden biri de Gagarin'in teşvik ettiği yarı-yeniden kullanılabilir roketlerin yapılmasıdır. Rusların, Yıldız Şehri adını verdikleri kozmonot tesisinde geçirdiği hayatının son yıllarında, böyle bir aracın ilk tasarımlarından bazılarını inceleme fırsatı bulabildi.


Thunderbirdler


1950'lerin düşü dikey kalkış ve iniş yapabilecek Thunderbird 1 tipi bir araçtı. Dikey kalkışı bir kenara bırakın, tekrar kullanılabilir bir roket için bile yapı malzemeleri ve motor teknolojisi hazır değildi. Fakat daha sağlam malzemeler bulunup motor teknolojisi geliştikçe, Philip Bono gibi mühendisler yenilikçi tasarımlar sundular. 1960'ların sonlarında uzay mekiği tasarımlarına başlandığında, ancak kısmen yeniden kullanılabilir bir roket ihtimal dahiline girmişti.


Uzay mekiği, 12 Nisan 1981'de, yani Gagarin'in destansı yolculuğundan tam 20 yıl sonra gökyüzüne havalandı. Söz konusu mekik otuz yıl boyunca uyduları gönderdi, taşıdı ve indirdi, astronotları Mir uzay istasyonuna götürdü ve 15'i aşkın ülkeden 200'den fazla insanı Uluslararası Uzay Üssü'ne

nakletti ve sonunda emekliye ayrıldı. Tek başına Discovery mekiği 39 yolculuk yaptı, 365 günü yörüngede geçirdi, dünyayı 5830 kez dolandı ve 237 milyon km yol katetti. (Bu rakam Ay'a 308 kez gidip gelmekle bir veya Güneş'e bir buçuk kez gidip gelmekten fazladır.)


Uzay Mekiği'nde başlıca üç bölüm vardı: Yörüngeci, katı yakıt iticileri ve dış yakıt tankı. Uydu yedi astronot ve milyonlarca dolara mal olduğu söylenen bir adet tuvalet taşıyordu. Uydunun dışında bulunan ısıya dayanıklı her bir seramik 1000 dolara mal olmuştu, ama dünyanın atmosferine yeniden girdiğinde oluşacak 1.650°C'lik ısıda alüminyum gövdenin erimemesi için bu seramikler gerekliydi.


Katı yakıt iticileri, iri bloklar halinde sentetik kauçukla birlikte yakıcı madde, katalizör ve bağlama malzemesiyle karıştırılarak güçlendirilmiş alüminyumdan oluşan yakıtı içeriyordu. Dış yakıt tankı mekiğin uzaya girmesine yardım eden ve basıncı soğurarak iniş sırasında yapısal destek sunan 1,5 milyon poundluk yakıt içeriyordu. Sekiz buçuk dakikada ağırlık atarak, yaklaşık 113 km yüksekliğe ulaşabiliyordu.


Dış yakıt tankı yeniden kullanılamayan tek parçaydı. Öte yandan, motorlar ve katı yakıt iticileri birkaç aylık onarımdan sonra yeniden kullanılabiliyordu. Mekik ne zaman yeryüzüne inse, özel olarak dönüştürülmüş bir Boeing 747 ile Florida'daki Kennedy Uzay Üssü'ne taşınıyordu.


Dragon Kapsülü


Mekiğin sınırlamalarını göz önüne alan hükümetler geçen çeyrek asırda bütünüyle yeniden kullanılabilir bir uzay aracı inşa ettiler. Ronald Reagan yörüngeye tek aşamada ulaşacak,

hipersonik bir jet hayal ederken, İngiliz mühendisler hidrojenle çalışan ve çok hızlı havalanabilen Skylon uzay aracını tasarladılar. Ne yazık ki maliyetin çok yüksek oluşu yüzünden program askıya alındı.


Yeni bir uzay aracı filosu halihazırda özel şirketler tarafından geliştiriliyor. Bunlardan biri Sierra Nevada Şirketi'nin mini mekiği Dream Chaser, diğeri de Musk's SpaceX adlı şirketin Dragon kapsülüdür. Dragon, başlangıçta sadece Uluslararası Uzay İstasyonu'na yük taşımakta kullanıldıysa da, aslında astronotların daha zorlu gereksinimlerini karşılayacak şekilde tasarlanmıştı. Mekiklerle vedalaşırken, yeniden kullanılabilir uzay taşıtlarının açtığı yeni çağı selamlıyoruz.


Sinop Merkez









 

Siyahkaya Barajı / Silopi / Şırnak