6 Kasım 2021 Cumartesi

Enler Ve İlkler Paraşüt

 1) Ulu Önder Atatürk’ün direktifiyle 3 Mayıs 1935 yılında faaliyete geçirilen Türkkuşu Genel Müdürlüğü bünyesinde önce Planör Uçuş Okulu ve hemen ardından da Paraşüt Okulu açılmıştır.

2) Rusya’ya paraşütçülük ile ilgili eğitime Abdurrahman Türkkuşu gönderilmiş ve ilk atlayışını Eylül 1935 yılında yapmıştır. Rusya’dan dönüşünde Abdurrahman Türkkuşu ilk Paraşüt Okulu Müdürü olarak atanmış ve ilk paraşüt kursu 1956 yılında başlatılmıştır.

3) İlk paraşüt kursiyeri olarak Hasan Sami Tunal 16 Temmuz 1956 yılında C-47 uçağından TU-7 paraşütü ile Ergazi meydanına atlayış yapmıştır.

4) 1963 yılına kadar İnönü, Etimesgut ve Ergazi Türkkuşu tesislerinde başlangıç kurslarına devam edilmiş ve 2003 yılı itibariyle 38084 paraşüt başlangıç kursiyeri sertifika almıştır.

5) 1963 yılından itibaren paraşüt tekamül kursları planlanmış ve açılan tekamül kurslarında bu güne kadar 680 paraşütçü FAI-D sertifikası almıştır.

6) FAI-D sertifikalı paraşütçülerin katıldığı ilk Türkiye Paraşüt Şampiyonası 1965 yılında organize edilmiştir. Paraşüt Okulu paraşütçüleri Türkiye’de ilk defa 5 kişilik bir timle ve TU-7 paraşütleriyle 19 Mayıs 1965 yılında Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramında Ankara’da gösteri atlayışı yapmışlardır.

7) Paraşüt Okulu paraşütçüleri Ahmet Talu ile Atilla Parla 17 Mayıs 1965 yılında Ergazi üzerinde havada ilk

defa tutuşan ve ikili olarak 5 saniye düşen paraşütçülerdir.

8) Türk Hava Kurumu Paraşüt Okulunun, ilk katıldığı Dünya Şampiyonası ise 1976 yılında İtalya’da yapılan 13.Dünya Paraşüt Şampiyonasıdır.

9) Türk Hava Kurumu Paraşüt Okulu spor paraşütçülüğünün yanında 1967 yılından beri Türk Silahlı Kuvvetleri personeline de paraşüt eğitimi vermeye başlamış, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Özel Kuvvetler Komutanlığı, Kara Harp Okulu ve Astsubay Sınıf Okullarına da her yıl paraşüt kursları açmakta ve Türk Silahlı Kuvvetlerine paraşütçü yetiştirerek yurdumuzun savunmasında onurlu bir görev yapmaktadır.

10) 1997 yılında Türkiye’de (İzmir-Efes) organize edilen 1 nci Dünya Hava Oyunlarına iştirak edilmiş, erkeklerde ve bayanlarda Dünya birinciliği elde edilmiştir. 

11) 2003 yılında Fransa’da yapılan dünya şampiyonasında bayanlarda ve erkeklerde iki tane dünya dördüncülüğü almıştır.


5 Kasım 2021 Cuma

Enler Ve İlkler Karışık

 



1) İlk aspirin: Günümüzde hemen hemen herkesin bildiği tanıdığı ufak tefek rahatsızlıklarımızı geçirmek için kullandığımız aspirin ilk kez 1899 yılında almanyanın leverkusen kentinde bayer firması tarafından piyasaya toz halinde sürüldü

2) İlk atom bombası: ABD ikinci dünya savaşını bir an önce bitirmek amacıyla geliştirdiği atom bombasını enola gay isimli uçakla 6/8/1945 tarihinde hiroşimaya attı bomba yaklaşık 80.000 insanın bir anda ölümüne yol açtı ve kentin yüzde doksansekizi bir anda tahrip oldu halen bombanın sebep olduğu radyasyon sebebiyle sakat kalan ve ölenler vardır

3) İlk ambulans: Tarihteki bilinen ilk ambulans 1792 yılında napolyonun özel doktoru j.larrey tarafından yapıldı larreyin ambulansı savaş alnında yaralananları ir an önce savaş mahallinden uzaklaştırmayı amaçlıyordu ilk kez fransa italya arasında 1796 yılında yapılan savaşta kullanıldı daha sonraları yaygınlaşarak geldi

4) İlk kağıt: Kağıt icat edilmeden önce insanlar yazıları tahta, taş levhalar, balçık kalıpları, mağara duvarları gibi yerlere yazıyorlardı M.Ö. 3500 yıllarında mısırlılar papirüs kamışlarından bir çeşit kağıt yaptılar ama ilk kağıt M.Ö. 2.yüzyılında çinliler tarafından yapıldı

5) İlk tükenmez kalem: Günümüzde çok yaygın olarak kullanılan tükenmez kalem ilk kez 1938 yılında macar heykeltıraş ve gazeteci lasalo biro tarafından icat edilmiştir 10/6/1943 tarihinde mürekkep damlatmayan kalem adı altında patentini almıştır yagınlaşması ise 1958 yılyında bic firması tarafından üretilmye başlamasıyla oldu bir yılda 53 milyona yakın kalem satıldığı kayıtlarla sabit

6) İlk canlı mezar: Almanyanın meşhur şairi hans wilhelm vasiyetinde çok sevdiği asırlardır yaşayan ulu bir çınar ağacını kendisine mezar tayin etmiştir 1/3/1824 tarihinde ölen şairin cesedi vasiyeti gereği kefenlenerek ağacın ortasındaki oyuğa yerleştirilmiş wilhelm 177 senedir bu canlı mezardadır yavaş yavaş büyüyen yaşlı meşe ortasındaki oyuğu kapatmıştır

7) İlk kağıt fabrikasını kuran alim İbni Fazıl

8) Kızamık ve çiçek hastalığını keşfeden; alim Razi

9) Mikrobu bulan alim . Akşemseddin

10) Cüzzamı bulan alim ... İbni Cessar

11) Vebanın bulaşıcı olduğunu bulan alim İbni Hatip

12) Verem mikrobunu bulan alim Kambur Vesîm

13) Retina tabakasını bulan alim İbni • Rüşd

14) İlk göz ameliyatını yapan alim Ammar

15) İlk kanser ameliyatını yapan alim Ali bin Abbas

16) Küçük kan dolaşımını bulan alim İbnünnefis

17) İlk Tabipler odası başkanı Ali bin Rıdvan

18) Sıfırı ilk kullanan alim Harizmi

19) Trigonometriyi ilk bulan alim Battani

20) Tanjant, kotanjant ve kosekantı ilk kullanan alim Ebul Vefa 

21) Trigonometri kitabını yazan alim Nasiruddin Tusi

22) İlk trigonometrik dönüşüm formülünü bulan alim İbni Yunus

23) Binom formülünü ilk bulan alim Ömer Hayyam

24) İlk difransiyel kitabını yazan alim. Sabit bin Kurra

25) Ondalık kesiri ilk bulan alim Gıyaseddin Cemşid

26) İlk usturlabı yapan alim Zerkali

27) Dünyanın döndüğünü keşfeden ilk alim Biruni

28) Dünyanın  çevresini ilk ölçen alim Musa kardeşler

29) Güneşin yüzündeki lekeleri ilk bulan alim Fergani

30) Yıldızların yer ve açıklıklarını ölçen ve ilk cetveli geliştiren alim Cabir bin Eflah

31) İlk otomatik kontrol sistemleri tasarlayan alim Ahmet bin Musa

32) Sibernetiği ilk kuran alim. İsmail-El Gezeri

33) İlk optik temellerini koyan alim İbni Heysem

34) Sesin .fiziki açıklamasını ilk yapan alim Farabi

35) İlk torna tezgahını yapan alim İbni Karara

36) Kanatlarla uçan ilk alim Hazerfen Ahmed Çelebi

37) İlk uçağı yapan alim Ebu Firnas

38) Yer çekimini ilk bulan alim Razi

39) Sarkaçlı saati ilk yapan alim İbni Yunus

40) Maddelerin özgül ağırlığını ilk hesaplayan alim Hazini

41) Atomun parçalanabileceğim ilk bulan alim Cabir bin Hayyan

42) Gök kuşağını ilk açıklayan alim Kutbettin Şirazi

43) İlk kimya laboratuarını kuran alim. Cabir

44) Saf alkolü ilk elde eden alim Razi

45) Fosforu ilk bulan alim Beşir

46) Havan topunu ilk bulan alim Fatih Sultan Mehmed

47) İlk kıta seyahatnamesini yazan alim İbni Battuta

48) İlk dünya haritasını çizen alim Mürsiyeli İbrahim

49) İlk ecza kitabını yazan alim İbni Baytar


Dupnisa Mağarası / Kırklareli






 

4 Kasım 2021 Perşembe

Fenike

 


M.Ö. 2000'de Doğu Akdeniz sahilinde çok sayıda halk yaşıyordu. Bu bölge günümüzde Lübnan, Suriye ve israil'i kapsamaktadır. Bu dar sahil Asya, Afrika ve daha ileride kalan bölgeler için doğal bir iletişim noktası konumunda bulunuyordu. Sahil şeridinde yaşayanlar, aralarında sedir ağacı (bina yapımında), zeytin, şarap ve giysi gibi birçok ürünün bulunduğu çeşitli ticari mallar üretiyorlardı. Bu ürünler Mısır, Kıbrıs, Girit ya da Turkiye' nin batısında bulunan Truva gibi bölgelerin halklarına satılıyordu.

M.Ö. 1500' lerde, bölgede Ugarit ve Biblos  şehirlerine ek olarak yeni yerleşim yerleri inşa edilmeye başlandı.  Ugarit  M.Ö.  4000, Biblos   ise   M.Ö.   3000'de   kurulmuştu.   (çevre   imparatorlukların gerilemesine paralel olarak, Fenike'nin en bilinen ve süslemeleriyle ünlü olan Tire, Sidon ve Berot şehirleri M.Ö. 1000 civarında altın çağlarını yaşamaya başladı.

Ticaret Fenike refahının temel unsuru olmaya devam etti. Özellikle altın ve gümüş işlemeleri, güzel cam ürünleri  ve işlenmiş  fildişi gibi lüks maddelerin üretimi ve ticaretinin bu refahın oluşumundaki payı büyüktü. Fenike boyaları ve özellikle mor dokumaları çok rağbet görüyordu (Mor kumaşlar o dönemde yüksek bir sosyal statünün göstergesiydi). Nitekim Fenike adı bile Yunanca "mor" kelimesinden türetilmişti.

Denizci bir güç olan Fenikeliler, M.Ö. 9. yüzyılın sonlarından başlayarak Kıbrıs'ta ve Kuzey Afrika sahili boyunca koloniler inşa etmeye başladılar. M.Ö. 814 yılında Tunus'ta Kartaca'yı kurdular. Fenike, M.Ö. 322 yılına kadar Asur ve Pers imparatorluklarının kontrolü altında büyümeye devam etti. Bu tarihte başkentleri Tire yağmalandı ve Fenike Büyük iskender'in Yunan dünyası ile birleşti.


Deniz suyu niçin tuzludur?

  


Yirminci yüzyılın başlarında bilim insanları bu konuyu çok basit bir şekilde açıklıyorlardı. Bu açıklamaya göre, her ne kadar nehirlerin suları tatlı ise de içlerinde bir miktar da erimiş mineral vardır. Yataklarındaki bu minarelleri ve içlerinde tuz buluna kayaları erezyona uğratarak okyanuslara taşırlar. Bu minareller içinde en çok olanı kimya dilinde sodyum klorür (NaCl) diye adlandırılan bildiğimiz sofra tuzudur ve bir daha karaya geri dönmez.

Bilim insanları bu teoriden yola çıkarak dünyanın yaşının da hesap edilebileceğine inanıyorlardı. Ancak nehirlerdeki tuz oranı ile okyanuslardaki tuz oranı mukayese edilerek yapılan hesaplamalarda dünyanın yaşı 300 milyon yıl çıktı. Dünyamız ise gerçekte 4,5 milyar küsur yaşındadır.

Ayrıca bu teoriye göre denizlerdeki tuzun her geçen yıl artması gerekir. Her ne kadar denizlerdeki tuz oranı bölgelere ve zamana göre değişiklik gösterse de içindeki belli başlı elementlerin yoğunluklarının yüz milyonlarca yıl hemen hemen aynı kaldıkları bilinmektedir. Öyleyse bu yüksek miktardaki tuz başlangıçta denizlere nereden gelmiştir? Bilim insanları da tam olarak bilemiyorlar ve emin değiller ama iyi bir tahminleri var.

Tuz iki çeşit atomdan yapılmıştır. Sodyum (Na) ve Klor (Cl). Bilim insanları Sodyum'un ilk teoride olduğu gibi nehirler yolu ile karalardan denizlere taşındığını, Klor'un ise dünya tarihinin ilk dönemlerinde, yer kabuğu ile yer merkezi arasında kalan katmanlardan, okyanusların diplerindeki çatlaklar ve volkanlar yolu ile denize karıştığını ve bu ikisinin birleşerek denizin tuzunu oluşturduklarını tahmin ediyorlar.

Ama hala niçin denizlerin gittikçe tuzlu olmadığının cevabını alabilmiş değiliz. Bilim insanları bunun açıklamasını da şöyle yapıyorlar: Tuz nehirler yolu ile denizlere ilave edilmektedir, ama aynı zamanda denizdeki diğer kimyasallarla birleşerek, okyanus tabanındaki kayalar tarafından emilerek veya deniz suyunun çözeltisinden ayrılıp çökelti haline gelerek bir şekilde deniz suyunun içinden eksilmektedir.

Yüz milyonlarca yıl, eksilme ve ilave etme yolu ile deniz suyunun tuzluluk oranını hep aynı tutan bu müthiş ayar gerçekten çok etkileyici.


Dupnisa Mağarası / Kırklareli






 

Siyahkaya Barajı / Silopi / Şırnak