30 Ocak 2013 Çarşamba

Yolculuk Nereye

Meçhuledir rotaları , kalkan bu gemilerin

Nereye giderler ; bilinmez.

Bineriz kah severek , kah gönülsüz.

Zamanı gelince istisnasız.

Yolculuk hep gidişemidir?. Hayır.

Keza gelenler daha fazla

Niye geldiler, onlar da bilmiyor.

Geldiler ama , onlar da binecek, zamanı gelince.

Bilmiyor kimse , neden geldik?

Ve tekrar nereye gidiyoruz?

Gidip te hiç gelen de yok

Acep memnun mu hallerinden.

Sanki tüm yaşam bu geliş gidişlerden ibaret

Sanki hayat sadece bu limandan teşekkül

Yaşanıyor şuursuz ve bihaber

Sanki hiç bitmeyecek.


İsmail Körpe

BOŞ ÜMİTLER

Bir hülya peşinde dolandım durdum
Buldum dedim kendim avuttum
Hep yorgun bir hasretle uyudum
Sonu çıkmaza giden bir yol tuttum.

Kah mecnun oldum dağda gezindim
Kah fakir oldum yerde süründüm
Boş ümitlerden yardım bekledim
Gözyaşlarımla kalbimi söndürdüm.

Bütün dünyayı gezdim dolaştım
Karanlığın sustuğu yerde durdum
Perişan hayallerimle buluştum
Bir yanlışı sürdürmenin ortasındaydım.

İsmail Körpe

YÜZLEŞME

Adı konmamış haşyetlerim
Korkak sözcüklerle gelir beynime.
Günahlar sarsarken bedenimi
Teselli ararım bahanelerde.

İçimdeydi özlemlerin en korkuncu
İsmini koyamadığım düşlerimdeydi,
Tarifsiz acılarla tutuştuğum o gün
Vazgeçtim dünyanın yalan mehabetinden.

İsmail Körpe

İTİRAF

Eyvahlarla telafisi olmaz günahlarım
Düşerken tuttuğum son dalımı da kırdı.
Sonu gelmez bu kahreden pişmanlıklarım
Son kalan meftun dostlarımı da kırdı.

İsmail Körpe

YENİ BEN

Bir başka bakıyorum artık ölüm denen uykuya
Ne hoşmuş muğlak gözlerle bakmak şu habis dünyaya
Tabiat bir başka mana ifade ediyor artık bana
Ciğerlerim bile sevecen ılık esen rüzgara.

Gönlüm tılsımlı bir uykudan uyanmış gibi sersem
Ruhumdaki susuzluk membaını bulmuş gibi kanık
İçimi yakan hasret Canan’ını bulmuş gibi sürur
Anılarımda yonttuğum putlar kırık ve yıkık artık.

Düşüncelerim artık başıboş değil
Aynaların ardındaki sır, artık sır değil
Kurumuş güz yaprakları gibi savrulan beden artık bu değil
Bahçesi nicedir tekmil çöl olan nefis artık bu değil.

İsmail Körpe

Mazisini arayan köy

Gülümsüyor göğünde geçmişin özlemleri
Mazi sanki şimdi bir masal günleri
Havada asılı duran mazinin sesleri
Anılardan yontulmuş gibi mahzun evleri.

Senden uzakta seni yaşadım dün
Anılar sisleniyor biriktikçe bütün
Hüzne ve hülyaya gömülmüş üstün
Zamanı kucaklayan çehreni sarmış hüzün.

Yorgunluk var nice acıyla karışık kelamında
Yaşanmış nice yılların amansız anılarında
Geçmişin yorgun saltanatı kalmış duvarlarında
Baykuş tüneği olmuş virane bacalarında.

Mazide seslerle doluydu Arnavut kaldırımların
Serin rüzgarlarla sallanırdı meyve yüklü ağaçların
Baharlar açardı mutlu gülüşlerinde çocukların
Dualarla bezenirdi her dem mezarların.

Görme bizi göller gibi durgun gözlerle
Hiç şikayeti yok sılaya gidenlerin mihnetlerle
Anılarla doludur taşın toprağın bitmeyen özlemlerle
Yad edecek her can sonunda seni acı hasretlerle.

İsmail Körpe

yazıköyüm

Görenler kendini beğenmiş sansın,
Sen böyle vakarlı havalı güzelsin.
Varsın aşıkların bağrından kaçsın,
Sen böyle bikes mahzun da güzelsin.

Varsın gökçe bağların dağ olsun,
Sen metruk tarlalarınla güzelsin.
Varsın evlerin insan hasreti dolsun,
Sen kadim tarihinle güzelsin.

Aşk hevesle başlar,gurbette artar,
Muhabbetini yabana taşıyanlarla güzelsin.
Her bayram can’ların sana koşar,
Sen keşkeğinle zarafetinle güzelsin.

İsmail Körpe

Siyahkaya Barajı / Silopi / Şırnak