14 Aralık 2021 Salı

İklim

 




İklim özellikleri, bir yerin iklim verilerindeki ortalama koşulları yansıtır. Diğer bir ifade ile iklim, belirli bir alandaki meteorolojik hadiselerin uzun süreli ortalama halidir. Ortalama koşullar dışında gelişen hadiseler ayrıca ekstrem iklim olayları olarak değerlendirilir. Fakat bulunduğumuz alandan farklı bir yere gideceğimiz zaman gidilecek yerin ekstrem yani minimum ve maksimum koşullarını da bilmemiz konforumuz açısından önemli olacaktır.







İklim, birçok fiziksel etmene bağlıdır. En önemli fiziksel etmen, istasyonların bulundukları enleme göre değişen güneş radyasyonudur. Güneşten gelen kısa dalga boylu güneş radyasyonu, mevsimsel ve alansal olarak farklılık gösterir. Güneşlenme süresi, atmosfer dolaşımı için en önemli fiziksel etmenlerdendir.


Örneğin, Çanakkale ilinin genel iklim koşullarından bahsederken ilk olarak bu istasyonun yağış ve sıcaklık verilerinin aylara göre değişimi ele alınabilir. Çanakkale, genel atmosfer dolaşımı özellikleri bakımından Türkiye’nin kuzeybatısı daha çok batılı, kuzeybatılı hava akışlarından etkilenir. Kış mevsiminde Balkanlar üzerinden gelen hava kütlelerinin etkileri egemen iken, yaz mevsiminde Basra alçak basıncı ve Azor yüksek basıncı egemen dolaşım koşulları kontrol eden ana mekanizmalardır.


Çanakkale meteoroloji istasyonu sıcaklık özellikleri bakımından Marmara geçiş ikliminde yer alır. Yağışın mevsimselliği bakımından Akdeniz yağış rejiminde yer almaktadır. Çanakkale ilindeki istasyonların büyük bir kısmında, Akdeniz ikliminin temel karakteristik özelliği olan sıcak ve kurak yaz mevsimleri görülür. Yağışlı mevsim genel olan kış mevsimidir. 

Çanakkale meteoroloji istasyonunun ortalama yaz ve kış sıcaklıkları arasındaki fark yaklaşık 18.9°C'dir. Ortalama sıcaklıklarının aylara göre dağılışında en düşük değerler kış mevsiminde gözlenir. Kış mevsiminden yaz mevsimine geçiş özelliği gösteren ilkbaharda ortalama sıcaklıkları yaklaşık 12°C civarındadır. Yaz mevsimi ortalama sıcaklıkları 20°C’nin üzerindedir. Uzun yıllık ortalamalara göre, en yüksek ortalama sıcaklık Temmuz ayında yaşanmaktadır. Sonbahar ortalama sıcaklıkları, 11.6 - 21°C arasındadır. Yılık ortalama sıcaklıklar, 15°C üzerindedir.









Denizel etkilerin belirgin olduğu Çanakkale istasyonunda minimum sıcaklıklar 0°C'nin üzerindedir. Uzun yıllık ortalama minimum sıcaklık değerleri 3.3 ile 3.6 °C arasında, ilkbahar ortalama minimum sıcaklıkları, 6-13°C arasında sıcaklık değerlerine sahiptir. Ortalama minimum yaz mevsimi sıcaklıkları 17-20°C arasındadır.


Ortalama maksimum sıcaklıklar en düşük değerini 9.7°C ile Ocak ayında, en yüksek değerini 30.7°C ile Temmuz ayında gösterir. İlkbahar mevsimiyle güneşlenme süresinin artmasıyla sıcaklıklar belirgin bir şekilde yükselir. İlkbahar mevsiminde, ortalama maksimum sıcaklık değerleri kış mevsiminde yaklaşık 5°C daha yüksektir. İlkbahar ortalama maksimum sıcaklıkları 12.5-22.6°C aralığında yer alır. Yaz mevsimi ortalama maksimum sıcaklıkları, 25°C’nin üzerindedir. Eylül ve Ekim ayları, sıcaklık değerleri bakımından yaz mevsiminin devamı gibidir. Özellikle, Eylül-Ekim ortalama maksimum sıcaklıkları yıllık ortalama maksimum sıcaklıklarının üzerindedir. Kasım ayıyla birlikte sıcaklık değerleri azalmaya başlar. Sonbahar mevsiminde Eylül ve Ekim aylarındaki yüksek sıcaklıklar nedeniyle, sonbahar sıcaklıkları yıllık ortalamanın üzerindedir.


Türkiye’nin kuzeybatısında bulunan Çanakkale ili, yağış özellikleri bakımından Akdeniz yağış rejiminde yer alır. Bu yağış rejiminde en fazla yağış kış mevsiminde gerçekleşir. 


Sonbahar ve ilkbahar yağışları arasında belirgin bir farklılık yoktur. Yaz yağışları ise yıl boyunca gerçekleşen yağış miktarının oldukça altındadır. Yaz mevsiminde il genelinde önemli ölçüde kuraklık yaşanır. Çanakkale istasyonun 1970-2015 ortalamasına göre toplam yağış miktarı 610.9 mm'dir. yaz mevsiminde oldukça ciddi şekilde yağış miktarında azalmalar gerçekleşir. Kış mevsimi toplam yağış miktarı 247.5 mm iken bu miktar yaz mevsiminde 47.9 mm civarındadır.


Genel olarak iklim, bir yerin uzun yıllık ortalama durumudur. Bu ortalamalar sıcaklık, yağış vb., verilerin kendi içindeki değişkenliğini de barındırır. Bu nedenle, bir yerin iklim özellikleri mevsimler arasında değişebildiği gibi, yıldan yıla da değişimler içerir. Hatta küresel iklim değişikliği ile uzun yıllık ortalamalarında da değişiklikler, eğilimler olabilir.


alıntıdır.

Çatal Höyük / Çumra / Konya

 





13 Aralık 2021 Pazartesi

Fal

 Mukaddime adlı eseriyle din dışı tarih felsefesinin gelişiminde önemli adlardan biri olan Ibn Haldun (1332-1406), felekle (İslam dünyasında gök katları/cisimlerinin hareketi ve buradan kader anlamını kazanarak terimleşmiş bir kavram) peygamberlik ve kâhinlik arasındaki ilişkinin zamanında nasıl görüldüğünü şöyle anlatır: “Filozofların bazıları kehanetin ancak herhangi bir peygamberin gelmesinden önce ortadan kalktığını ve peygamber geldikten sonra eski haline döndüğünü iddia ederler. Çünkü peygamberin gelmesini gerektiren felekî bir olay ve durumun bulunması zaruridir derler. (…) Fakat peygamberin gelmesini icab ettiren felekî olay ve durumun sebep ve şartlarının bir mikdarı var, diğer bir kısmı henüz yok olduğu zamanlarda, derece ve istidadı peygamber derecesinden aşağı olan bir şahsın ortaya çıkması gerektir ki, bundan dolayı bir iki şahıs ortaya çıkıp kâhinlik ederler.”


İnsanlar geleceği, olayların gelişim ve sonucunu öğrenme merakından kurtulamadıkları için, geleceği bilme yeteneği olduğuna veya öğrenme yöntemlerini bildiğine inanılan kâhin, mecnun, vb. insanlar ve çeşitli yöntemler her zaman rağbet görmüştür. Rüya yorumundan başlayarak, ayna, su dolu tas, hayvanların yürek, ciğer ve kemikleri, kuş ve yırtıcı hayvanların davranışı, çakıl taşı, hububat, kum (remil) fasulyeye bakarak gelecek hakkında bilgi edinilmeye çalışılmış, yıldız falcılığı demek olan müneccimlik ve astroloji göksel olaylarla insan kaderinin ilişkisini kurarak burç kavramını doğurmuştur. Osmanlı devletinde son zamana kadar resmi müneccimlik kurumu vardır ve cülus, harb ilanı, ordunun hareketi, sadrazamlara mühür verilmesi, denize gemi indirilmesi, düğünler gibi önemli olaylar için müneccimbaşının en uygun zamanı yani eşref saatini bildirmesi istenmiştir.


Eskiden Kuran, Sadi’nin Gülistan ve Bostan adlı eserleri, Firdevsi’nin Şehname’si, Mevlana’nın Mesnevi’si gibi kitaplar, rastgele bir sayfa açarak yorumlamak üzere kullanılırdı. Fal, İslamiyet’e göre yasak olmakla birlikte, “fala inanma, falsız da kalma” deyişiyle geniş bir fal kültürü yaratılmış, hatta Kuran’ların sonuna fal kitapları eklenmiştir. Bu konuda falname adı verilen bir tür yaratılmıştır; Muhiddin Arabi ile Cafer Sadık gibi İslam tarihinin önemli simalarına atfedilmiş falnameler vardır. Bilinen en eski fal kitabı, Çin kültürünün temel eserlerinden sayılan BChing (Yi Jing), “Değişimler Kitabı”dır. Kitapdaki, insan ve doğayı tek bir kozmoloji sistemi içinde birleştiren 64 simgesel heksagramın doğru yorumlanması durumunda günlük yaşamda geçerli sonuçlar çıkarılabileceği savunulur. Yahudi Kabala ve İslam hurufi geleneğine koşut bu sistemin ÎO 12. yüzyılda oluşturulduğuna inanılmaktadır. Türkçede Orhon alfabesiyle yazılmış İrk Bitig adında (ırk = fal), İS 930 yılına ait bir kitap bulunmaktadır.


13 Aralık 1925’te tekke ve türbelerin kapatılmasıyla ilgili kanun çıkarıldığında fal da yasaklanmıştır. Bugün kahve, iskambil falı gibi herkesin bakabildiği ama bazılarının usta olduğu günlük yaşama girmiş oyun-fal karışımı fallar yaygındır. Gelincik falı, papatya falı gibi doğaya yakın bir yaşamın ürünü olan, daha çocuksu görülen fallar yok olurken, tarot gibi yeni tanınan fallara rağbet artmaktadır. Pencereden bakıp, ilk geçen erkek olursa işim olacak gibi, niyet tutarak her fırsatta fal bakma olanağı vardır.

Uğur inancı gibi, fal da günlük yaşamın parçası olarak, bazen bilince çıkmadan varlığını sürdürmektedir. Yıldız falı süreli yayınların vazgeçilmez köşelerinden olduğu gibi, özel burç dergi ve kitapları da dünyanın her yerinde yayımlanmaktadır.


Not: Kudret Emiroğlu’nun Gündelik Hayatımızın Tarihi kitabından alıntılanmıştır.

Çatal Höyük / Çumra / Konya

 





12 Aralık 2021 Pazar

Elma kesilince niçin kararıyor?

 



Meyve ve sebzelerin bazılarında kesildiklerinde, kabukları soyulduğunda veya herhangi bir şekilde zedelendiklerinde farklı tonlarda renk değişimleri oluşur. Elma, armut, ayva, patates gibi birçok sebze ve meyve bu özelliği gösterir.

Eğer canlılardaki hücre yapısını biliyorsanız, her hücrede binlerce enzim olduğunu da biliyorsunuz demektir. Enzimler hücrenin yaşaması için gerekli her türlü görevi yerine getirirler. Elmaların ve patateslerin kesildiklerinde kararmaları işte bu enzimlerden birinin 'polifenol oksidaz' diye adlandırılanın (biz kısaca -PPO- diyeceğiz) yarattığı bir sorundur. Bu enzim, yani PPO, havanın oksijeni alıp, elmada bulunan 'tanin' adlı kimyasalla birleştirerek kararmaya neden olur.

Elmayı kestiğiniz veya kabuğunu soyduğunuz zaman, kesilme yüzeyindeki hücreler de bölünür, açılır. Buradaki PPO'lar havanın oksijeni ile birleşerek aynen demirin paslanması gibi bir renk değişimi olayı yaratırlar. Yere düşen elmaların yüzeyinde oluşan kahverengi noktaların nedeni de aynıdır.

Kahverengi renge dönüşmeyi önlemenin bir yolu onları keser kesmez bir suya koymak ve hava ile ilişkilerini kesmektir, ancak sudan çıkarıldıklarında yine koyulaşmaya devam ederler. C vitamini kararmayı önleyebilir. Meyvenin kararan kısmına limon dökerseniz, içindeki C vitamini, taninin oksijen ile temasını önler ve kararma hızını azaltır. Bu nedenle meyve ve sebze işleyen yerlerde kabuklar soyulduktan veya dilimleme işlemi yapıldıktan sonra meyve ve sebzeler limon tuzu içeren suya atılır.

Bütün enzimlerin ortak özelliği 75 derece sıcaklığın üzerinde etkisiz hale gelmeleridir. Yani ısıtmak da bir çaredir. Bu tip sebze ve meyveler haşlandıklarında enzimlerin faaliyetleri durur ve 'enzimatik esmerleşme' denilen bu olay görülmez.

Şimdi müjdemizi verelim. Meyve işleyicilerini, salata hazırlayıcılarını, ev kadınlarını deli eden bu olayın da çaresi bulundu. Çekirdeksiz meyve yetiştirebilmek için çalışmalarını sürdüren genetik mühendisleri, meyve sineğinin oluşumu ve bu esmerleşme üzerine de gittiler. Özellikle beyaz üzümden şarap ve şeker kamışından şeker elde etmede sorun olan bu esmerleşmeyi genetikçiler enzim klonloyarak önlemeyi başardılar.

Pratikte uygulandığında büyük bir ekonomik fayda da sağlayacak bu araştırma sonuçları, kesildiklerinde benzer esmerleşmeyi gösteren ağaçlara da uygulanacak ve böylece kağıt üretimindeki bir sorun daha ortadan kalkacaktır.

Bileşimlerinde okside olabilecek enzim bulunmayan turunçgillerde, yani portakal, limon ve mandalinada esmerleşme olayı görülmez.


Çatal Höyük / Çumra / Konya






 

Siyahkaya Barajı / Silopi / Şırnak